| Birisi bir yerde Kuzey Kutbu'nda inşa etmek iyi bir fikir olduğunu düşündü. | Open Subtitles | شخص ما في مكان ما يعتقد بانه من الجيد البناء في القطب الشمالي |
| Hayır. Sadece başlamak için en uygun yer olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لا، انا فقط اظن بانه من الافضل البدء من هنا |
| Başka bir mirasçı olduğunu varsayalım ancak dünyanın herhangi bir yerinde ya da geçtiğimiz yüzyılın herhangi bir zamanında doğmuş onlarca insan vardır. | Open Subtitles | اظن بانه من الممكن وجود وريث اخر لكن، هو او هي، قد يكون ولد في اي مكان بالعالم في اي وقت بالقرن الماضي |
| Delikanlı Los Angeles'ın içinin tehlikeli olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | الفتى يخبرنى بانه من الخطر البقاء في لوس انجلوس |
| Bir zamanlar müzik işinde olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قد اخبرني مره بانه من العاملين في مجال الموسيقى واعطيته بعضا من اعمالك ولكن .. |
| Seninle daha fazla pratik yapmanın benim için gerekli olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لاأشعر بانه من الضروري بأن أتمرن معك مجددا |
| Orta yaş dönemine kadar olmaması gerektiğini biliyorum, fakat metabolizmamıza bir şeyler olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعرف بانه من المفترض أن تحدث الأزمات في منتصف العمر لكن أعتقد إن شيء حدث لعملياتنا الأيضية |
| Ve Michael insanları vurmanın yanlış olduğunu düşünüyor,.. | Open Subtitles | و مايكل يعتقد بانه من الخطأ إطلاق النار على أحد |
| Navarre Kralı olarak, işle alakalı olduğunu söyeleyebilirim. | Open Subtitles | كملك نافارا اعتقد بانك تستطيع القول بانه من ضمن العمل |
| Fırına yüklenmekten daha iyi olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ظننت بانه من الافضل عدم زيادة الضغط على المدفئة |
| Her şey olabilir, ama ağımızı Polinezyalıların mekanına atmak için erken olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | رغم ان كل شيء ممكن اظن بانه من السابق لأوانه لوضع الاشتباه على اماكن حفلات هاواي التقليدية |
| Londra'nın güneyinde bulunan Milli Eğitim Bakanı kendisini bu projenin büyük bir hayranı olduğunu belirtti. | TED | وزير التعليم و هو في لندن جنوبا وصفه نفسه بانه "من كبار المعجبين" |
| Jedi Konseyi onun bu köyden olduğunu biliyor. | Open Subtitles | مجلس الجاداي يعلم بانه من هذه القرية |
| Bana bağırılmasının adil olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أظن بانه من العدل بأنها صرخت علي |
| Ulaşılması zor birisi olduğunu da kanıtladı. | Open Subtitles | وقد اثبت بانه من الصعب الوصول اليه |