Yeni bir başlangıç yapabileceğimi sanmıştım ama, görünen o ki üniversite sadece pahalı kitaplardan ibaret bir yüksek okulmuş. | Open Subtitles | اعتقدت أنه باستطاعتي أن أبدأ من جديد , لكن تبين لي أن الجامعة مثل الثانوية زائد كتب باهضة الثمن |
Sen pahalı takımının içinde sendikalar için iş çeviren mağrur bir dingosun. | Open Subtitles | أنت مجرد إيطالي مغرور في بدلة باهضة الثمن. تُحرك الحيل لأجل النقابات. |
Steve beni Philadelphia'nın en seçkin ve en pahalı restoranlarından birine davet etti. | TED | دعاني 'ستيڤ' رجل المعلوميات لواحد من تلك المطاعم الفاخرة باهضة الثمن. |
Evet nasıl pahalı elbiseler giyen afili kadınlar seksi olursa öyle işte, bilirsin. | Open Subtitles | نعم .. في الطريقة التي مثل امرأة أنيقة مع ملابس باهضة الثمن التي لا تخلعها .. |
Burada taksiler çok pahalı, paylaşmak ister misin? | Open Subtitles | أتعلمين , سيارات الأجرة هنا باهضة الثمن أتريدين المشاركة؟ |
Kahrolası taksiler çok pahalı. Birlikte binelim mi? | Open Subtitles | سيارات الأجرة هنا باهضة الثمن ، تريدين أن نتشارك ؟ |
1) Biri ofisimden çok pahalı bir şişe şarap çalmış. | Open Subtitles | أحدهم سـرق مني زجاجة نبيذ باهضة الثمن من مكتبي |
Ne kadar pahalı oldukları ya da nesillerinin tükenmekte olduğu umurumda değil. | Open Subtitles | لا يهمني كم تكون باهضة الثمن أو عرضة للانقراض. |
Baştaki pahalı takibimiz var pahalı aletler var.Bu Lanet ofis var! | Open Subtitles | تلك المعدات باهضة الثمن هذاالمكتباللعين.. |
pahalı ayakkabılarını giymiş güneyli bir jüriyi veya savcıyı nasıl kafalayacağını bilmeyen kuzeyli bir avukat görüyorum. | Open Subtitles | أرى محامية من الشمال ومعها أحذية باهضة الثمن وهي لا تعلم كيف تتعامل مع هيئة المحلفين من الجنوب أو مع نائب عام جنوبي |
Paketi açmayacakları ya da oynamayacakları pahalı yetişkin oyuncakları. | Open Subtitles | ألعاب باهضة الثمن للكبار لا تُفتح أو يُلعب بها |
Biliyorsunuz, buralarda taksiler çok pahalı. | Open Subtitles | هل تعلمن, سيارات الاجرة هنا باهضة الثمن |
Taksiler burada çok pahalı. | Open Subtitles | أتعلمين , سيارات الأجرة هنا باهضة الثمن |
Burada taksiler çok pahalı. | Open Subtitles | هل تعلمن, سيارات الاجرة هنا باهضة الثمن |
Kahrolası taksiler çok pahalı. | Open Subtitles | أتعلمان ، سيارات الأجرة هنا باهضة الثمن |
pahalı bir kafa doktorunun aksini söylemesine ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لست بحاجةٍ إلى طبيبة نفسية باهضة الثمن, |
Kişilik, karizma... pahalı saç uzatmalar... | Open Subtitles | ..الشخصية، الجاذبية - ..كماليات باهضة الثمن - |
Hayır, çok iyi bir servis, oldukça pahalı. | Open Subtitles | بلا , إنها جيدة جداً. باهضة الثمن. |
- Kelepir veriyorum çünkü bu akşam için çok pahalı bir uçak bileti almam lazım, uçak beni suçlu değişimi yapmayan bir ülkeye götürecek. | Open Subtitles | ـ أنا أبيعه لهم بشكل ناقص لشراء تذكرة طيران باهضة الثمن للخروج من هُنا الليلة، حتى يصلني أحد إلى مكانٍ ما لا يُمكن أن يتم تسليمي. |
"Marka dediğin pahalı olur. " | Open Subtitles | تعرفين تلك المقولة " إنها علامة تجارية فاخرة بما أنها باهضة الثمن |