- Pauline babaanne öğlen anneme gideceğimizi söyledim ya. | Open Subtitles | ياجدتي باولين , لقد لكِ بأن أمي أتت هذا الظهر |
Violette 12, Pauline 10. | Open Subtitles | فيوليت 12 عاماً. و باولين 10 أعوام. |
Bu saçı çocukluğundaki yatak odandan; yani Pauline'ken yaşadığın yerden aldık. | Open Subtitles | أخذنا هذه الشعرة من سرير طفولتك (عندما كنت (باولين أخبروا والدي |
Pauline'i birdenbire kaybettim, dokuz yıl önce. | Open Subtitles | لأني خسرت باولين فجأة منذ تسعة أعوام |
Pauline Millander'ın odasında bulduğun saçın kromozomu XX çıktı, yani bir kadına ait. | Open Subtitles | حسناً (الشعرة التي وجدتها في غرفة نوم (باولين ميلاندر 2كروموسوم إنها لأنثىX |
Evdeyken Pauline'in birkaç resmini gördüm. | Open Subtitles | أتعلمون,عندما كنت في المنزل (رأيت صور عديدة ل (باولين |
Mahkemede kullanmak için Pauline'in odasından saç toplamama izin vermenizi istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج إذنك لجمع بعض الشعر من غرفة نوم (باولين) لاستخدامها في المحكمة |
Pauline'le George oradan alıyorlar. | Open Subtitles | حيث هناك ... باولين وجورج يحتاجنها |
Harika görünüyorsun, Pauline. Sonbaharda Sarasota'da yapılacak Kadınlar Arası Vücut Geliştirme Şampiyonası'nda ortalığı yıkacaksın. | Open Subtitles | تبدين جيدة (باولين) سوف تبدعين في النساء رافعت الأثقال في (سراثوتا) هذا الخريف |
Ben asla bir şey söylemez. Pauline Evans seni onun ofisine girerken görmüş. Onu nasıl bulduğunu merak ediyorum. | Open Subtitles | بين" لم يكن ليقول أى شىء , "باولين إيفانس" رأتكِ تدخلين مكتبه , أنا أتسائل كيف وجدتيه , لتوه كتب لى روشتة , زجاجات فى خزانة أدويتى. |
Büyükanne Pauline hala burada ve ondan nefret ediyorum. | Open Subtitles | الجدّة (باولين) مازالت هنا، وأنا أكرهها. |
Andrew Sarris ve Pauline Keal değiller. | Open Subtitles | هؤلاء ليسوا (أندرو ساريس) و (باولين كال) |
Andrew Sarris yönetmenin film yapımcılığını teşvik etti Pauline Kael da senaryo yazımını ve film eleştirisini sanat formu olarak bir üst seviyeye taşıdı. | Open Subtitles | (أندرو ساريس) كان يشجَع فكرة ان المخَرج هو صانع الفيلم و (باولين كايل) تشيد بمؤلفي السيناريو |
Roger, Pauline Kael'i bir köpekle beraber düşünebiliyor musunuz, derdi. | Open Subtitles | (روجر) قال ذات مرة "أتظنين ان (باولين كايل) تستطيع العمل مع كلب؟" |
Pauline Kael'i bilmiyorum, tanışmadım. | Open Subtitles | لا أعرف (باولين كايل) لم يسبق لي معرفة (باولين كايل) |
"Kontrolümü sinemada kaybettim" demişti Pauline Kael. | Open Subtitles | "ضعت في السينما" هذا ما قالته (باولين كال) |
Karım Pauline, vefat etmeden önce bir şeyi söyleyip duruyordu. | Open Subtitles | زوجتي (باولين) قبل أن تفارق الحياة استمرت بترديد جملة واحدة مرارًا وتكرارًا كأنها تعويذة |
Sergiye izin vermesi için Pauline'e yalvarmıştım. - Ne? | Open Subtitles | لقد توسلت إلى (باولين) للسماح لك بالحصول عليها. |
Pauline eve bıraktı. | Open Subtitles | تركته باولين اليوم |
Ben Rahibe Pauline. | Open Subtitles | إنّها "الأخت باولين". |