"ببعيد عن" - Translation from Arabic to Turkish

    • çok uzak
        
    • çok uzakta
        
    • yakınlarında
        
    çok uzak olmayan bir gelecekte, yıkık bir dünyada, geçmişine yakalandı. Open Subtitles وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها
    Bundan çok uzak olmayan bir gelecekte, harap olmuş bir dünyada, geçmişi peşini bırakmadı. Open Subtitles وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها
    çok uzak olmayan bir gelecekte, yıkık bir dünyada, geçmişine yakalandı. Open Subtitles وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها
    Cesedinin bulunduğu bina, klinikten çok uzakta değil. Open Subtitles المبنى الذي عثرنا فيه على جثته ليس ببعيد عن العيادة
    Denizden çok uzakta değil. Yarın göreceğim. Open Subtitles ليس ببعيد عن البحر سأراكِ غداً
    Bu sabah erken saatlerde buranın çok yakınlarında hırsızın biri, saygıdeğer amcamın tapınağına girip bunları çalmaya kalkıştığı için. Open Subtitles لإنه في وقت مبكر هذا الصباح وليس ببعيد عن هنا اقتحم لص أكثر معابد عمي توقيراً وحاول سرقة هذه
    Bundan çok uzak olmayan bir gelecekte harap olmuş dünyada, geçmişi peşini bırakmadı. Open Subtitles وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها
    Bundan çok uzak olmayan bir gelecekte, harap olmuş dünyada, geçmişi peşini bırakmadı. Open Subtitles وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها
    Bundan çok uzak olmayan bir gelecekte harap olmuş dünyada, geçmişi peşini bırakmadı. Open Subtitles وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها
    Bundan çok uzak olmayan bir gelecekte harap olmuş dünyada, geçmişi peşini bırakmadı. Open Subtitles وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها
    Buraya çok uzak olmayan bir yerde erkek arkadaşımla birlikte kamp yapıyorduk. Open Subtitles كنت أخيم، ليس ببعيد عن هنا مع صديقي
    Ve Cork'tan çok uzak olmayan bir yerde, Branson isimli bir aile var. Open Subtitles وهنالك عائلة تدعى "برانسون" بمكان ليس ببعيد عن "كورك"
    çok uzak değil. Open Subtitles إنه ليس ببعيد عن هنا
    Buradan çok uzak değil. Open Subtitles هذا ليس ببعيد عن هنا
    Şehir merkezinden çok uzak değilmiş. Open Subtitles ليس ببعيد عن مركز المدينة.
    Vejle Fiyortu, evlerimizden çok uzakta değil. Open Subtitles "الخلل" في ضاحية "فايل" ليس ببعيد عن منازلنا.
    Cox'un kesilip doğranmış cesedi, bir süre sonra yerleşke yakınlarında bulundu. Open Subtitles في مكان ليس ببعيد عن المستعمرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more