"ببيان" - Translation from Arabic to Turkish

• açıklama
• ifade
• açıklaması

Savcılık suçlama için.. ... yeterli delil olmadığına dair açıklama yapacak.
سيدلي المدعي العام ببيان أن الأدلة لمْ تكن كافية لتوجيه اتهام.

Sorularınızı açıklama bitince sorabilirsiniz, ben de cevaplarım.
والدا الصبي المفقود سيدليان ببيان أريدكم ان تؤجلوا اسئلتكم للنهاية

Onlara bir ders vermeliyiz! Bir açıklama yapmalıyız!
يجب ان تجعل لعهم مثال يجب ان تدلى لهم ببيان

Resmi bir ifade vermek zorunda kalacağım, o ne demekse.
يفترض أن أقوم ببيان رسمي مهما كان ما يعنيه هذا

Aslında bilmiyorum. Bana ifade vermek isteyip istemediğimi sordular.
اٍننى لا أعرف بالتحديد سألونى اٍذا كنت أرغب فى الاٍدلاء ببيان

İfade verecek ve her şey bitecek sanıyor.
اٍنه يعتقد أنه أدلى ببيان و هذه هى النهاية ، هل يبدو هذا واضحا لك

Basın açıklaması hazırlamak zorunda değilsin.
لست بحاجةٍ أن تدلي ببيان صُحفي.

Kendisine zorla bir açıklama yaptırıp peşinden öldürecekler.
سيجبرونه على الإدلاء ببيان ومن ثم سيقتلونه

Dedektif Trussman bir açıklama yapıyor gibi görünüyor.
يبدو ان المحقق تروسمان على وشك الادلاء ببيان

Bir açıklama yapmalısınız.
وسائل الإعلام أصيبت بالجنون أنت بحاجة إلى الإدلاء ببيان

Neden herkes önümüzdeki beş, altı saati neden Florida'ya gitmeyi hakettikleri konusunda açıklama hazırlamaya hazırlamıyor.
لم لا يأخذ الجميع من 5 إلى 6 ساعات والإتيان ببيان حول سبب إستحقاقك

Bütün bu olanlara rağmen kendimi savunacak bir açıklama yapamamam saçmalık.
و بحدوث هذا، لم اقوم ببيان ادافع به عن نفسي هذا هراء

Çünkü bu gerçekleştiğinde, bir açıklama yapman gerekecek.
لأنه عند حدوث ذلك, فأنت بحاجة للإدلاء ببيان,

Başka ailelerin de tehlikede olduğunu düşünsek açıklama yapılmasını isterdim ama bence adam istediğini aldı.
إذا ظننا أن العائلات الأخرى في خطر سألح بأنه علينا الإدلاء ببيان لكن أعتقد أن هذا الرجل نال ما يريده.

Yapmamız gereken ilk şeyin aynı anda tüm başkentlerde ortak bir bildiri yayınlanması elimizdeki bilginin ilân edilmesi işlenen suçun korkunçluğunun ifade edilmesi ve olanca nefretle kınanması olduğuna karar verdik.
وقررنا أن واحداً من الأمور التى يتحتم علينا القيام بها هو الأدلاء ببيان قوى كل من عاصمته، وفى الوقت ذاته

Anladığım kadarıyla son karardan önce bir ifade vermek istiyorsunuz.
أناأفهمكنتترغبأنيدلي ببيان قبلأننجعلالقراراتالنهائيةلدينا.

Peki, o sırada davalı size ifade verdi mi? Evet, verdi.
وهل أدلى المدعى عليه ببيان لك في ذلك الوقت؟

İfade vermeye gideceğim.
حسنا، يجب علي الإدلاء ببيان في وسط المدينة

Sonuçta iki türlü de işi bitmiş, yalan ifade verse de aynı olacak.
أعنى ، بطريقة أخرى قد ينتهى أمرها إذا قامت بالإدلاء ببيان مزور

Buraya kazaların olabileceğini ve yanlış bir ifade vererek kendine zarar vermeni istemediğimi söylemeye geldim.
لقد أتيت لهُنا لأخبرك أن الحوادث تحدث ولا أريدك أن تقومى بإيذاء نفسك مع التصريح ببيان ليس دقيق

Basın açıklaması yapmamız gerekiyor.
أجل, يجب أن نقوم ببيان صحفي " الدكتور كندرا وات المحترفة بعملها"

Ama Warner Bros. basın açıklaması yaptı.
-لكن "وارنر بروس " {\pos(192,220)}قام ببيان صحفي