| Başka haber alma teşkilatlarına SD-6'yla ilgili bilgi sızdırdın mı? | Open Subtitles | هل قمتى بتسريب معلومات عن ال*اس دى-6*الى وكلات استخباراتيه أخرى؟ |
| "Evet" ya da "Hayır". Algoritmayı Justin'e sızdırdın mı? | Open Subtitles | نعم أم لا , هل قمت بتسريب الخوارزميه لجاستن ؟ |
| Birkaç fotoğraf sızdırdı, onu aşağılattı duygularımla oynayarak beni suçlu hissettirdi. | Open Subtitles | لذا قمتي بتسريب بعض الصور ، لإذلالها اللعب على إحساسي بالذنب |
| Bir vekil aracılığıyla, teröristlere sinir gazının saklandığı yer hakkında bilgi sızdırdım. | Open Subtitles | من خلال بوكسي، قمت بتسريب معلومات للإرهابيين عن مكان غاز الأعصاب |
| Bu tek başına transferin gizli bilgilerini sızdırdığını kanıtlamak için yeterli değil. | Open Subtitles | هذا لا يكفي لإثبات أنها كانت تقوم بتسريب المعلومات عن مهمة النقل |
| Yoksa neden sana bilgi sızdırmaya çalışsın ki? | Open Subtitles | وإلا لماذا يُجهد نفسه بتسريب الوثيقة لك؟ |
| O zaman ilmekçileri durdurmak için algoritmayı Justin'e sen sızdırdın. | Open Subtitles | لذلك قمتي بتسريب الخوارزميات الى جاستن ؟ لتوقفي الخياطه |
| Sally Langston'a o fotoğrafları sen sızdırdın. | Open Subtitles | لقد قمتي بتسريب تلك الصور إلى سالي لانغستون |
| Para için fotoğrafları internete mi sızdırdın? | Open Subtitles | قمت بتسريب شروط المفاوضات ، وتسريب صور على الأنترنت؟ |
| O zaman videoyu neden sızdırdın? | Open Subtitles | اذن لماذا قمت بتسريب ذلك الفيديو؟ |
| Yani plan hakkında bilgi sızdırdı, saldırıyı durdurmak için çaba sarfediyor göründü, ve böylece kazandığı zamanla kendi işlerini yoluna koydu. | Open Subtitles | لذا, يقوم بتسريب معلومات عن المؤامرة يمثل أنه يريد إيقاف الهجوم وبعد ذلك, بالوقت الذي وفره يقوم بتجهيز نفسه |
| Ensest fotoğrafı sızdırdı, eve erişimi vardı. | Open Subtitles | لقد قامت بتسريب صورتكما تستطيع الدخول للمنزل |
| Çalışanlarımdan biri bilgi sızdırdı. | Open Subtitles | قام أحد موظّفيّ بتسريب بعض المعلومات |
| Bu sabah üslerin kapatılması ile ilgili basına bilgi sızdırdım. | Open Subtitles | قمت بتسريب إغلاق قاعدة للصحافة هذا الصباح |
| Sonra bu bilgiyi yurt dışına sızdırdım. | Open Subtitles | ثم أقوم بتسريب هذه المعلومات الى الخارج |
| Biz bu kadınları koruma altına almak için getiriyoruz ama onları gerçekten koruyabilmemiz için onların yeni isimlerini kimlerin sızdırdığını bulmamız lazım. | Open Subtitles | سنأخذهؤلاءالنساءإلى الحمايةالوقائية، لكنلحمايتهنّفعلاً، سنحتاج لمعرفة من يقوم بتسريب. |
| Sonra birkaç cesur adam broşür basıp o tartışmaları sızdırmaya başladı. | Open Subtitles | لكن عدة رجال شجعان بدؤوا بتسريب المعلومات |
| Bizim meşur kaynağımız bir üç hafta daha ortalarda dolaşarak sırlarımızı ifşa etmemeli. | Open Subtitles | لا يمكن أن نسمح لذلك الجاسوس بتسريب الأسرار لثلاثة أسابيع أخرى |
| Birinden bilgi sızmış olmalı. | Open Subtitles | حسناً، لابد أن أحدهم قام بتسريب المعلمومات |
| Biri ilmek laboratuvarının algoritmasını Justin'e sızdırmış. | Open Subtitles | شخص ما قام بتسريب الخوارزميه الخاص بمختبر الغرزه لجاستن |
| Bu laboratuarı basına bilgi sızdırmakla mı suçluyorsun? | Open Subtitles | هل تتهمين هذا المختبر بتسريب معلومات للصحافة ؟ |
| Kusura bakmayın efendim ama videoyu ben sızdırmadım. | Open Subtitles | اعذرني سيدي، ولكني لم أقم بتسريب الفيديو |
| Genç Kızın Dehşet Verici Cinayetinin Olay Mahalli Fotoğrafları Ortaya Çıktı Belki de FBI sızdırmıştır. | Open Subtitles | ربمـا الفيدراليـين هم من قاموا بتسريب الأمر |