Yüz binlerce anonim sıradışıyı, bunun gerçekleşmesi için çok sıkı çalıştıran şeydi. | TED | هي ما جعل مائة ألف من المميزين المجهولين يعملون بجهد لتحقيق ذلك. |
Adamların peşine düşmesi onca sıkı çalışmadan sonra risk teşkil ediyor. | Open Subtitles | المطاردة التي تسببت بها عرضت للخطر كل ما عملنا بجهد لتحقيقه |
Bana hiç inancı yoktu, ama daha sıkı çalışmamı sağladı. | Open Subtitles | التي لم تثق بي، ولكن ذلك جعلني أعمل بجهد أكبر |
Dürüst olduğun zaman iki kat fazla çalışman gerektiğini keşfettim. | Open Subtitles | اكتشفت بأنه يجب أن تعمل مرتين بجهد عندما يكون صادقاً |
Bu kadınlar, seslerini duyurabilmek için çok zor şartlarda yoğun bir şekilde çalışıyorlar. | TED | وهذه النسوة تعمل بجهد كبير لكي تعبر عن نفسها .. في ظروف شديدة الصعوبة |
İlk kitabımı çıkardığımda, onu tüm Brezilya'ya dağıtabilmek için gerçekten çok sıkı çalıştım. | TED | عندما نشرت أول كتاب لي، عملت بكل جهد، بجهد كبير حقاً لتوزيعه في كل مكان في البرازيل. |
Ama ben hiç çalışmadığım kadar sıkı çalışsaydım, bu sayıyı milyonlara çıkarabilirdim. | TED | ولكن إذا عملت بجهد أكثر من أي وقت مضى، فيمكنني أن أوصل هذا الرقم إلى الملايين. |
ama daha sıkı çalışmamı sağladı, her yıl kendimi daha çok geliştirmemi sağladı. | TED | ولكنها جعلتني أعمل بجهد أكبر، وأُحسن من نفسي أكثر عامًا بعد عام. |
Ama yer çekimi, kütlenin biraz daha fazla olduğu bölgelerde epey sıkı çalıştı ve o bölgelere daha da fazla madde çekti. | TED | ولكن الجاذبية عملت بجهد في المناطق قليلة الكتلة وجذبت كتلة أكثر وأكبر إليها. |
Çok sıkı çalışmaya devam edersem kariyerimde ilerleme sağlayabileceğimi düşünüyordum. | Open Subtitles | وانا أؤمن انه لو عملت بجهد سوف أكافئ وأتطور في وضيفتي |
Şu andan itibaren işime daha sıkı sarılacağım. | Open Subtitles | من الأن وصاعدًا سوف اعمل بجهد كأي وقت مضى |
Kurallara uyar ve sıkı çalışırsanız ya da gemiden ayrılırsınız. - Tamam, Kaptan. | Open Subtitles | انضما للعصابةو اعملا بجهد وإلا انزلا من على متن السفينة |
Geceleri her zaman çok sıkı çalışırım - Tamam, çok geç saatlerde diyelim. | Open Subtitles | لذلك دائماً اعمل بجهد حتى الساعات الاولى |
Benim bu kadar sıkı çalıştığım işim ne olacak? | Open Subtitles | اعنى, ماذا كان سيحدث لكل شئ عملت بجهد لاجله؟ |
Size artık daha fazla çalışacağımızın sözünü verebilirim çünkü çok kızgınım... | Open Subtitles | لكني أعدك أننا سوف نعمل بجهد أكبر الآن .. لأنني غاضبة |
Bordeaux, Fransa'da yaşayan Serge Ahmed fareler şeker için, kokainden daha fazla çalışacaklarını gösterdiği çok ilginç bir çalışma yayınladı. | Open Subtitles | الباحث سيرج احمد الذي يقطن بفرنسا نشر دراسة مثيرة تُظهر ببساطه أن الفئران سيعملون بجهد اكبر للسكر اكثر من الكوكايين |
Her şeyin birbiriyle bağlantılı olmasının güzelliğinden zevk almak için öğrencilerin zor kısımlarla uzun süre vakit geçirmesi gerekiyor. | TED | لذلك نحتاج أن يحاول الطلاب بجهد كاف في الأجزاء الصعبة ليقدروا الجمال عندما تترابط الأمور معًا. |
İlk hurafemiz şu: Eğer gerçekten çok çaba sarf edersen, 100 yaşını görebilirsin. | TED | الاسطورة الآولى تقول أنك أذا حاولت بجهد تستطيع ان تعمّر لل100. |
Herkesin çok yoğun çalıştığını bildiğim için bir sürpriz hazırladım. | Open Subtitles | أعلم أن الجميع يعملون بجهد كبيراً لذا ، لدي مفاجأة |
Müşteri bulmak için o kadar çok çalışıyordun ki ben de çevrenin hipsterlarını dahil ederek katkı yapmak istedim. | Open Subtitles | أنتِ كنت تعملين بجهد لإحضار الزبناء لنا، أنا أردت المشاركة عن طريق إيجاد طريقة للدخول إلى حي المثقفين الفرعيين. |
O zaman daha çok uğraş, Yuri. Paramızı istiyoruz. | Open Subtitles | اعمل بجهد أكثر يا يورى نحن نُريد مالنا |
Haftanın 7 günü, dışarıda kıçımı tehlikeye atıyorum ve eve döndüğümde bu saçmalıklarla karşılanıyorum. | Open Subtitles | سبعة أيام بالاسبوع أعمل بجهد وتسمعيني كل هذا الهرا عندما أعود للمنزل |
Yürü, mücadele et, öne geç. | Open Subtitles | بخطوات واسعة بجهد وكفاح , تقدم إلى الأمام |
Otuz yıldır eşek gibi çalışıyorum. Ne kazandım peki? | Open Subtitles | ثلاثون عاما وأنا أعمل بجهد ومالذي حصلت عليه؟ |