"بحدوث هذا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bunun olmasına
        
    • buna izin
        
    • böyle bir şeye
        
    • böyle bir şeyin olmasına
        
    Küçük bir çocuğa Bunun olmasına nasıl izin verdiğiniz konusu beni aşar. Open Subtitles يصعب علي أن أفهم، كيف يمكنكم أن تسمحوا بحدوث هذا لصبي صغير
    Bunun olmasına izin veremeyiz. Birşeyler yapmalıyız. Ayrılmalarını sağlamalıyız. Open Subtitles يجب الا نسمح بحدوث هذا يجب ان نفعل شئ يجب ان ينفصلوا
    Çok basit, beyler. Bunun olmasına izin veremeyiz. Open Subtitles الامر واضح ايها الافاضل لا يمكننا السماح بحدوث هذا
    Bunun olmasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles بعدة مكالمات هاتفية، فأنت مخطيء لن أسمح بحدوث هذا
    buna izin verirsem zavallı bir kumandam olurum. Open Subtitles ساكون قائد ضعيف لو سمحت بحدوث هذا لرجالى
    Neden Bunun olmasına izin veriyorlar? Open Subtitles لماذا هم يجلسون بالخلف ويسمحون بحدوث هذا ؟ ؟
    On yıl önce Bunun olmasına izin vermezdin. Kontrolu kaybetmemelisin. Open Subtitles قبل عشر سنوات لن تكن لتسمح بحدوث هذا , لقد اضعت الكرة
    Bunun olmasına izin vermeyeceğim. O bensiz mutlu olamaz. Open Subtitles لا يمكنني السماح بحدوث هذا لن تكون سعيدة أبداً بدوني
    Bunun olmasına izin vermeyeceğim. O bensiz mutlu olamaz. Open Subtitles لا يمكنني السماح بحدوث هذا لن تكون أبداً سعيدة بدوني
    Milyonları öldürecek gücün var. Bunun olmasına izin veremezdim. Open Subtitles لديك القدرة على قتل الملايين لا يمكنني السماح بحدوث هذا
    Bunun olmasına izin vermeyeceğimi bildiğini düşünüyorum. Open Subtitles أظنك تعلم أني لا أستطيع السماح بحدوث هذا
    Nasıl bir tanrı Bunun olmasına izin verir? Open Subtitles أي نوع من الإله من شأنه أن يسمح بحدوث هذا ؟
    Bunun olmasına izin vermeyebilirdi, ...asker olmasaydı, ...ama o bir askerdi. Open Subtitles ،إنه لن يقبل بحدوث هذا الشيء ،ولا جندي سيقبل بذلك لقد كان جندياً
    Bugün ölmeye hazırdım. Ama sen, Alex ve diğerleri Bunun olmasına izin vermediniz. Open Subtitles لقد كنت على وشك الموت البارحة، ولكنكم جميعًا لم تسمحوا بحدوث هذا
    Ne kadar yalan olmasını istesem de ne kadar kalmak istesem de Bunun olmasına izin veremem. Open Subtitles رغم أني أردت أن أكون خاطئاً، ورغم أني وودت البقاء لا أستطيع أن أسمح بحدوث هذا
    Bunun olmasına izin vermeyeceğim. Sen beni, ben de seni seviyorum. Open Subtitles حسناً, لن أسمح بحدوث هذا أنا أحبك وأنت تحبينني
    Başaramazsak, boşuna öldü, Bunun olmasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles إذا لم ننجح، ستموت عبثاً ولن أسمح بحدوث هذا
    İkinizin neler çevirdiğini biliyorum, ve Bunun olmasına izin veremem. Open Subtitles -حسناً ونحن أيضاً .. إننى أعلم مالذي تفعلانه أنتم الإثنان ولن أسمح بحدوث هذا
    Bunun olmasına yeniden izin veremem.. Open Subtitles .لكنني لن أسمح بحدوث هذا مرة أخرى
    Sıkıntı olmadan zafer olmaz! Ve annen buna izin vermeyecektir. Open Subtitles ،لا يمكن تحقيق المجد بدون معاناة وهي لن تسمح بحدوث هذا
    Başkan böyle bir şeye asla izin vermez. Open Subtitles لن تسمح الرئيسة أبدا بحدوث هذا
    Babam ve diğerleri ölü olmadıkları müddetçe böyle bir şeyin olmasına izin vermezlerdi. Open Subtitles ما كان سيسمح والدي والآخرون بحدوث هذا أبداً... إلاّ إذا ماتوا جميعاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more