"بحزام" - Translation from Arabic to Turkish

    • kemerle
        
    • kemer
        
    • kemeriyle
        
    • kemerini
        
    • kemeri
        
    • kemerli
        
    • kuşağını
        
    • kemerine
        
    Sonra ona kemerle vurdum sonra da gerçek bir kırbaçla. Open Subtitles ثم بدأت بضربها بحزام. ولاحقًا بسوطٍ حقيقيّ
    Bu sapık herif boynunda kemerle otuzbir çekmeyi seviyor. Open Subtitles هذا المهووس يحب الاستمناء وعنقه مطوق بحزام
    Tamam, üç çift el işi deri çizme... ve gümüş tokalı bir işlemeli kemer. Open Subtitles حسنا ، تلك ثلاثة أزواج أحذية مشغولة يدويا وسرج مزين بحزام مزخرف بإبزيم فضى
    O benim kuzenim döverdi bir tel kemer ile. Open Subtitles هي كانت تهزم أبن عمي بحزام أسلاك
    Emniyet kemeriyle ilgili ipucunu görmezden geldin mi? Open Subtitles هل حاولت النظر في أدلة تتعلق بحزام الأمان ؟
    Yerde tutma kemerini sevdim. Open Subtitles أحب الإحتفاظ بحزام
    Deri ceket yerine, deri kemeri bir taraflarıma yiyeceğim sanmıştım. Open Subtitles عوضاً عن الحصول على معطف جلدي ظننت أني سأُضرب بحزام جلدي
    Güzel sarı kemerli bir sporcu. Open Subtitles رياضي بحزام أصفر جميل
    Bu şekilde makine bulut kuşağını kontrol ediyor. Open Subtitles بالطبع هكذا تتحكم الآلة بحزام السُحُب
    Arabada tepetaklak emniyet kemerine asılı, ödüm patlamış haldeydim. Open Subtitles انتهى بي المطاف رأساً على عقب، مُعلّق بحزام مقعدي، مفزوع كلياً.
    Eğer bu iş hallolmazsa seni kemerle boğarım. Open Subtitles إذا لم تتولّى كلّ هذه المهام سأخنقك بحزام قضيب اصطناعي
    Tamam, film boyunca bir adam elinde kemerle dolaşıp sürekli "Orada kaç erkek vardı?" diye sorarsa... Open Subtitles جبار لم يكن شاذا ..حسنا, اذا كان هناك رجل يمشي بحزام في يده . وخلال الفيلم يسأل نفس الاسئلة ..
    Bana tokat atıp bir kemerle dövsen daha iyi olmaz mıydı? Open Subtitles ألا يمكنك فقط ضربي بحزام والانتهاء من هذا؟
    Bana tokat atıp bir kemerle dövsen daha iyi olmaz mıydı? Open Subtitles ألا يمكنك فقط ضربي بحزام والانتهاء من هذا؟
    İşkence sırasında ağızlarını kemerle bağlıyor olabilir mi? Open Subtitles اذا ربما هو كان يضربهم بحزام بينما يعذبهم ؟
    Bir tuğla ve gergin bir kemer işimizi görür. Open Subtitles فوهة بركان مغلقة بحزام يتصل يها ليفتحها
    Mike'ın kemer tokasının içinde o şey. Open Subtitles فالجهاز مخبئ بحزام (مايك) هل أنت مستعد يا (مايك)؟
    Uydurma dalış kemeriyle kamera yerleştirmek için yeterince derinliğe ulaşabilir. Open Subtitles بحزام غوصه يمكنه النزول لعمق يكفي وضع آلة التصوير
    O pantolon kemeriyle yaptığın muazzam şeyleri anlattı bana, biraz acımış ama. Open Subtitles أخبرني كل شيء عمَّا تقومين به بحزام البنطلون والذي كان مؤلما نوعا ما
    Şampiyonluk kemeriyle pahalı mekanlarda güreşiyordu. Madison Meydanı'nda mesela, güçlü rakiplere karşı dövüşüyordu Everett "The Blonde Bear" Marshal gibi ya da üç kez dünya şampiyonu olan Angelo Savoidi gibi. TED أخذ يصارع بحزام البطولة في أماكن ذات تذاكر بقيمة كبيرة مثل حديقة سكوير ماديسون، ضد منافسين كبار مثل إفريت "الدب الأشقر" مارشال أو بطل العالم لثلاث مرات، أنجيلو سافولدي.
    Üstüne emniyet kemerini geçir. Open Subtitles أربطيه بحزام الامان
    Şampiyon olup altın kemeri kazandığın için gevşek davranacağını mı düşünüyorsun? Open Subtitles هل تعتقد أن فوزك بحزام البطولة هذا يعني أنه يمكنك الركود ؟
    Louis, o kemerli telefonunla çok ateşli görünüyorsun. Open Subtitles (لويس) عجبًا! تبدو مثيرًا للغاية بحزام الهاتف
    Trençkotun kuşağını ne yaptın? Open Subtitles ماذا فعلت بحزام المعطف ؟
    - Taşın da emniyet kemerine ihtiyacı var. Open Subtitles إن الحجر هو الذي يجب أن نربطه بحزام الأملان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more