"بحوزتك" - Translation from Arabic to Turkish

    • yanında
        
    • elinde
        
    • sizde
        
    • elinizde
        
    • Elindeki
        
    • aldın
        
    • sahip
        
    • Getirdin
        
    • sendeydi
        
    • sahipsin
        
    • sende mi
        
    • aldığını
        
    • yanınızda
        
    • taşıyorsun
        
    Peki, bize söyler misin nasıl oluyor da hala cüzdanın yanında? Open Subtitles هلاّ أخبرتنا كيف تصادف أن محفظتك بحوزتك بعدما أوضحت هذه الصورة؟
    elinde benim paramla oralarda olmanı isteyip istemediğimse başka bir hikaye. Open Subtitles سواءً أردتك أن تكون حول ذلك المكان والمال بحوزتك أم لا فهذه قصة أخرى
    Evet; zürafa sizde, durmayın, istediğiniz yöne atın ve rastgele birini seçelim. TED إذاً الزرافة بحوزتك هيا ارمها بأي باتجاه عشوائي بحيث تقع بين يدي شخص آخر من الحاضرين.
    - Metin ve üzerinde posta kutusunun adresi yazan mektup hâlâ elinizde mi? Open Subtitles أيزال النص بحوزتك إضافة إلى الرسالة مع رقم صندوق البريد؟ لا
    Bu olayla ilgili Elindeki bütün bilgiyi istiyorum. Open Subtitles أريد كل المعلومات التي بحوزتك بشأن تلك القضية,كالاهان
    Onu aldın, benim ona ihtiyacım var. Hadi bir anlaşma yapalım. Open Subtitles إسمعي, إنه بحوزتك, وأنا بحاجته لذا لنعقد صفقة
    En iyisine sahip olduktan sonra geri kalanını kim umursar? Open Subtitles عندما كان بحوزتك الرجل الأفضل ، فمن يبالي بالباقي ؟
    - Biber spreyin hâlâ yanında, değil mi? Open Subtitles ما زال بحوزتك رشاش الفلفل ذاك ؟ نعم , أبي
    Herhalde bu videoyu yanında taşıyorsundur. Open Subtitles وأظن أن هذا التسجيل بحوزتك الآن. لست بهذا الطيش.
    Şu viski matarası hâlâ yanında mı? Open Subtitles ألا زال بحوزتك قارورة الويسكي؟
    elinde tuttuğun bir delil var da bana şimdi göstermiyorsan... Open Subtitles لو كانت بحوزتك أيّ أدلة وأخفقت في إفشائها لي الآن...
    elinde nakit olan müşterilerin kartlarını kabul etme. Open Subtitles وان لا اخذ اي بطاقة ائتمان لن قد يكون بحوزتك النقود
    Bu çantalar sizde çünkü insanlarım onları topladılar. Open Subtitles السبب الوحيد لوجود هذه الحقائب بحوزتك حتي الآن نحن.
    Bu çantalar sizde çünkü insanlarım onları topladılar. Open Subtitles السبب الوحيد لوجود هذه الحقائب بحوزتك حتي الآن نحن.
    Sadece kodlu telefon ile beni ara... Sen elinizde. Open Subtitles كل ما عليك فعله هو أن تتصل بي بواسطة الهاتف المشفر الذي بحوزتك
    Dinle, sadece Elindeki bilgilerle hareket edebilirsin. Open Subtitles بإمكانك التعامل مع المعلومات التي بحوزتك فقط
    İyi, şimdi payını aldın. Open Subtitles حسناً, ها هو نصيبك بحوزتك الآن
    Bu sahip olduğun tek 38'lik mi? Open Subtitles هل هذا مسدس عيار 38 الوحيد الذي بحوزتك ؟
    Milhouse, sen ne Getirdin? Open Subtitles -ماذا بحوزتك يا (ملهاوس)؟
    En son sendeydi, çünkü "babam çalışmaya başlamış" diye aklımdan geçirdiğimi hatırlıyorum. Open Subtitles كان بحوزتك في النهاية لأنني أذكر أنني فكرت "والدي يعمل"
    Çünkü görünüşe bakılırsa çalınan mallardan birine sahipsin. Open Subtitles لا, لأنه يبدو إنه بحوزتك بعض الأشياء المسروقه.
    - Yoksa kelepçenin anahtarı sende mi? Open Subtitles أم بحوزتك مفاتيح هذه الأصفاد؟ أتعلم أمرًا؟
    İlaçları aldığını biliyorum. Open Subtitles يادكتور. والآن, أعرف أن بحوزتك تلك العقاقير المُخدرة.
    Hayır, özellikle de Abby'nin yanınızda olduğunuzu söylediğimde. Open Subtitles كلاّ، ولا سيّما عندما أخبرته أنّ بحوزتك (آبي).
    Niye silah taşıyorsun? Open Subtitles لماذا يوجد بحوزتك مسدسا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more