"بخزانة" - Translation from Arabic to Turkish

• dolabında
• dolabına
• dolaba
• dolabındaydı
• dolapta
• dolap
• dolabı
• kasasında
• dolabındaki

Evet, bunlardan yüzlercesini kasap kâğıtlarına sarılmış halde dolabında bulduk.
حقاً , لقد وجدنا العديد منهم ملفوفين فى ورقة بخزانة الملابس

Annemin dolabında buldum. Kurtulmam gerek.
لأني عثرت عليه بخزانة أمي، ويجب أن أتخلص منه.

Adam, sizin değerli zamanınızın büyük bir kısmını harcadığınız oda gibi görünen bir odada balık dolabına tıkıştırılmıştı.
شاب حُشر بخزانة سمك في حجرة على ما يبدو أنّكِ تقضين بها وقتك الجيّد

Eve gelip karımın cesedini dolaba tıkılmış şekilde gördüğüm gün ben zaten ölmüştüm.
أنا متّ اليوم الذي دخلت فيه بيتي, لأجد جثة زوجتي محشورة بخزانة تهوية.

Bir sebepten dolayı, annemle babamın dolabındaydı.
كانت بحوزة أمّي وأبي بخزانة ملابسهم لسبب ما.

İhtiyacın olan şeyleri, lavabonun altındaki kilitli dolapta bulacaksın. Anahtar mutfak dolabının üzerinde.
ستجد ما ستحتاجه بخزانة تحت مغسلتي، المفتاح فوق الدولاب

Sorarım ama o oda çok küçük. dolap gibi.
سأسأل ، مع أن تلك الغرفة أشبه بخزانة

İçine girebildiğin dolabı olan fazladan yatak odasını doldurmak için eşya lazım.
أحتاج إلى أغراض لأشغل غرفة النوم الاضافية بخزانة شاملة.

Ayrıca, Randy'nin kasasında bulduğunuz bıçağın, cinayet aleti olmadığını anlamına da geliyor.
يعني أيضًا أنْ السلاح الذي وجد بخزانة (راندي) ليس سلاح الجريمة

Güvenlik subayından bütün stokları kontrol etmesini istedim ve sancak uçuş güvertesi küçük silahlar dolabındaki 6 fünyenin eksik olduğunu bana söyledi.
لذا فقد طلبت فحص عشوائي لكل المخزون من قائدة القوات وهي اوضحت لي.. انه يوجد ستة متفجرات مفقودة بخزانة الاسلحة الخفيفة

Çok da güzel bir ceket. Neden o ceket siktiğimin dolabında duruyor?
إنّه معطف رائع، لمَ ما يزال بخزانة الملابس؟

senin de söylediğin gibi, uh, burası bir tapınak gibi korunduğundan, bahse girerim ilaç dolabında evi aradığımızda, o ilaçları bulabiliriz.
، و برؤية كيف تمّ المحافظة على هذا المكان كضريح أراهن أنّي سأجده بخزانة . أدويتها حينما أفتش المنزل

İçki dolabında açılmamış beşlik bir Maker's Mark var, kendinize hakim olun.
هنالك خمسُ عبوات من ماركة مارك بخزانة النبيذ، لذا كونوا هادئين

- Selam, minik sıçan. - Yemek dolabında ise...
مرحباً ايها الفار الصغير وايضاً بخزانة الطعام

Bay Vail'in bulduğunu söylediğiniz Başpiskoposun dolabında bulunuyordu?
بخزانة القس "رشمان" ! .. التى وجد "فيل" الشريط بداخلها ؟

Ödül dolabına bir fotoğraf daha koyalım.
سنعلق صورة أخرى لك بخزانة الجوائز.

Sadece pilotun dolabına koyacağım.
انا سأضعها بخزانة الكابتن.

Havaalanındaki dolaba sahte pasaport bırakabilecek birisini tanıyorum.
أعرف رجلاً يُمكنه الحصول على جواز سفرٍ مزّور لنا بخزانة المطار.

Tüm sırların için büyük bir dolaba ihtiyacın var.
انت تحتاج للمشي بخزانة لحفظ جميع اسرارك

Zeytinyağı mutfakta değil, ecza dolabındaydı. Kulak enfeksiyonu için kullanılan bir ev ilâcı.
لم يكن زيت الزيتون بالمطبخ بل بخزانة الأدوية

Örneğin, bu. Bu neden mutfak dolabındaydı?
على سبيل المثال, لماذا أجده بخزانة المطبخ؟

Ve parasını bulup da tamir edemediğimiz dolapta çürümeye bırakılmış pas akıtan gevşek su ısıtıcısı...
و مسخن الماء الذي يسرب صدأ و يبدو كالعفن و هو متعفن على الأرضية بخزانة الأدوات و لا يمكننا حتى تحملّ تكلفة إصلاحه

Kahve için mi yoksa dolap için mi?
بماذا بالقهوة أم بخزانة الملابس؟

Karım kıyafet dolabı yaptırmanın hayaliyle yaşıyordu o yüzden ben de bir müteahhit ayarladım.
إن زوجتي تحلمُ دائمًا بخزانة متحركة, لذلك قمت بتعيين متعهد و أقوم ببناء واحدة خاصة بها.

Bunu Will'in kilitli kasasında buldum.
وجدتُ هذه الأغراض بخزانة (ويل)

Ecza dolabındaki en tehlikeli şey diş ipi.
وكذلك غرفة النوم أكثر الأشياء خطورة بخزانة أدويته هي خيوط الأسنان