| Sadakatsiz davranıp davranmadığını merak etmeye de o zaman başladın. | Open Subtitles | و هنا بدأتِ بالتساؤل إن كان غير مخلصٍ لكِ ؟ |
| Hayata, başı hiç belaya girmemiş cici kız olarak başladın. | Open Subtitles | حسناً، لقد بدأتِ بكونكِ الفتاة الصالحة التي لا تخطئ أبداً |
| Geri dönüşü olmadığını fark ettiğinde bebekten nefret etmeye başladın. | Open Subtitles | عندما أدركت أن الأمر حتميّ بدأتِ تكرهين الطفل |
| Bunu sen başlattın! İşyerimde iyi bir manzara oluşturmuştun. | Open Subtitles | أنت بدأتِ بذلك لقد قمتي بفضحي في مكان عملي |
| Yemekten sonra güzel bir akşam geçirmek istiyorum, ama sen hemen kavgaya başlıyorsun! | Open Subtitles | كنت أتطلع الى أمسية سعيدة معكِ بعد تناول العشاء لكنكِ بدأتِ بالصراخ على الفور أفضل أن أذهب الى غرفتي |
| başladığın şeyi bitirmene izin vermeliydim. Şimdi boşuna oynamış olacağım. | Open Subtitles | .يجب أن أسمح لكِ أن تنهين ما بدأتِ .الآن ليس لدي أيّ شيء أن أظهره لأجل هذا |
| Geçen sene, Çin'in Güvenlik Seddi yarattığım ağı engellemeye başladı. | TED | في السنة الماضية، بدأتِ الصّين بحظر الشّبكة التي أنشأتها. |
| Aniden ters yöne doğru koşmaya başladın. | Open Subtitles | فجأةً, بدأتِ تجرين فى الاتجاه المُعاكِس. |
| Gelip konuşmaya başladın. | Open Subtitles | قدمت إليّ من تلقـاء نفسك و بدأتِ بالتحدث |
| Şey, bu onlardan biri değil, ve artık gerçekten beni kızdırmaya başladın! | Open Subtitles | حسناً، هذا ليس أحد تلك الأوقات وأنتِ بدأتِ حقاً تثيرين انزعاجى |
| En azından, kim olduğuyla ilgili resim oluşturmaya başladın. | Open Subtitles | علي الأقل فأنتِ الآن بدأتِ بتكوين فكرة عمّن كانت |
| Sonra herşeyi farklı görmeye başladın, değil mi? | Open Subtitles | بدأتِ برؤية الأشياء بشكل مختلف، أليس كذلك؟ |
| Dinle, en zorunu atlattın sen daha bu çukurdan çıkmaya yeni başladın, bunu henüz göremezsin. | Open Subtitles | انظري، مررتِ بأسوء الظروف على الإطلاق قد بدأتِ بالفعل التسلّق خارج الحفرة لا تستطيعين رؤية ذلك الآن |
| Ama yeniden yazmaya başladın. | Open Subtitles | لكن انتظري, لقد بدأتِ الكتابه مرة ثانيه. |
| Bunu sen başlattın. | Open Subtitles | أنتِ بدأتِ المشكلة أنتِ استدعيتِه إلى هنا |
| Yine başlıyorsun. Yine başlıyorsun. Görüyorsun işte anne. | Open Subtitles | بدأتِ مجددًا، بدأتِ مجددًا، أرأيتِ يا أمي |
| Tek istediğim, sana hayalini yaşamaya başladığın günü hatırlatacak bir şey vermekti. | Open Subtitles | هذا كل ما كنت احاول ان اعطيكِ ذكرى لأول يوم بدأتِ فيه بتحقيق حلمك |
| Yani bir isyan başladı ama bunu hatırlamıyorum diyorsun? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أنكِ بدأتِ شجاراً بالأمس لكنك لا تذكرين ؟ |
| Vicdanınızın sıkıştırıldığını hissetmeye başladınız ve müttefiğe ihtiyacınız var. | Open Subtitles | بدأتِ تشعرين أن موقفكِ ضعيف وأنكِ بحاجة إلى حلفاء. |
| Birkaç hafta önce lemfoma teşhisi konduğunu ve sonrasında beni görmeye geldiğini ve kemoterapiye başladığını ona açıklamaya çalıştım. | Open Subtitles | شرحتُ لها أنّكِ أتيتِ لرؤيتي قبل عدّة أسابيع بتشخيص سرطان الغدد اللمفاوية وأنّك قد بدأتِ العلاج الكيميائي |
| İnsanları çıldırtacak şeyler yapmaya başladığından beri. | Open Subtitles | منذ أن بدأتِ بعمل أشياءٍ تزعج الناس مثل ماذا ؟ |
| Onları ne kadar erken öğrenmeye başlarsan bu iş o kadar iyi çözülecek. | Open Subtitles | ، وكلما بدأتِ في تعلم ذلك مُبكراً كُلما ازدادت فرص نجاح ذلك الأمر |
| Yine başlıyor! | Open Subtitles | لقد بدأتِ مجددًا |
| Ve vaktinin çoğunu revirde geçirmeye başlamıştın. Tüm o öfke. | Open Subtitles | وبعدها بدأتِ في قضاء الكثير من الوقت في مكتب الرعاية |
| İşaret dilini öğrenmeye başlamışsın galiba. | Open Subtitles | بدأتِ تتعلّمين لغة الإشارة، صحيح؟ 00: 47: |
| Sen bu prosedüre başladığında kaç yaşındaydı? | Open Subtitles | كم تقدرين عمره حينما بدأتِ بهذا الإجراء؟ |
| Sana bunu senin başlattığını ve geçen kış kapımı çalanın da sen olduğunu hatırlatırım. | Open Subtitles | أود تذكيرك أنكِ أنتِ.. من بدأتِ بعلاقتنا وأنكِ أنتِ من كان يطرق باب منزلي الشتاء الماضي |