Bizim duygusal olarak çok bağlanmamamız hakkında söylediğini düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت في التفكير حول ما قلته ان لا نتعلق عاطفيا |
Ama sonra bir gün memeli penisi hakkında düşünmeye başladım. | TED | لكن في أحد الأيام بدأت في التفكير حول الأعضاء التناسلية الذكرية في الثديات. |
Baktığım sırada, şöyle düşünmeye başladım: Peki, aslında burada neye bakıyoruz? | TED | وكلما فعلت ذلك، بدأت في التفكير: حسنا، ما الذي ننظر إليه هنا؟ |
Dahası, benim için çok genç olduğunu düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت في التفكير بأنه ربما أكون قد تأخر الوقت بالنسبة لي |
İyi, onu anlayamadığımızı düşünmeye başlıyorum, Jake. | Open Subtitles | حسناً, أنا بدأت في التفكير بأننا لن ننجو, يا جايك |
Dedim ki, bununla ilgili birşeyler var. düşünmeye başladım. | TED | لذلك فكرت ، ربما هناك شيئا ما مفيد فى ذلك الشئ. لقد بدأت في التفكير حول هذا الموضوع. |
Sonra bizim hakkımızda düşünmeye başladım ve de bizim "Hayatımızın Günleri" nden. | Open Subtitles | ثم بدأت في التفكير عنا و كيف هي أيام حياتنا |
Ama düşünmeye başladım. Bu ve tıp okuluyla baş edemem. | Open Subtitles | ولكنني بدأت في التفكير بأنني لن أستطيع التوفيق بين المدرسة الطبية وهذا |
Bize ne söylemeye çalıştığını asla öğrenemeyceğimizi düşünmeye başladım. | Open Subtitles | لا اريد ذلك , لكنني بدأت في التفكير بأننا لن نعرف ابدا مالذي يحاول اخبارنا |
Haklı olduğunu düşünmeye başladım. Brian artık yaşlanıyor. | Open Subtitles | أنا بدأت في التفكير أنكِ قد تكونين على صواب أن براين اصبح عجوزاً |
...Şunu düşünmeye başladım, "Bu adamları o yolda öldürmeliydik. | Open Subtitles | بدأت في التفكير بالإطاحة بالأوغاد على الطريق |
Blair seni otelde gördüğünü bana söyleyince düşünmeye başladım. | Open Subtitles | عندما أخبرتني بلير بأنها رأتك في الفندق اليوم بدأت في التفكير |
Bunun Jimmy'ye iyi bir anne olmanla hiç bir ilgisinin olmadığını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت في التفكير هذا ليس بشأن كونك والدة جيدة , لجيمي علي الاطلاق |
Acaba işte mi bir şey oldu diye düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت في التفكير أنه لابد وأن شيئاً ما طرأ في العمل |
Başka hesapları olmalı diye düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت في التفكير على أنّ لديه حسابات اخرى. |
Ve buluşmak... iyi bir fikir gibi geliyor, ama sonra onlar hakkında düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | ... وتبدو تلك الأمور بالنسبة لي كـ فكرة جيدة ، لكن بعد ذلك بدأت في التفكير بشأنها |
Şimdi, bunu söylediğimde, bazılarınız şöyle düşünmeye başlayabilir, "Peki, bu sömürgeciliği geri getirmek anlamına gelmiyor mu?" | TED | الآن ، عندما أقول ذلك ، البعض منكم قد بدأت في التفكير ، "حسنا ، هذه اعادة للاستعمار؟" |