"بدأوا" - Translation from Arabic to Turkish

    • başlamışlar
        
    • başlattı
        
    • başladılar
        
    • başlıyor
        
    • başladıklarında
        
    • başlamış
        
    • başlamışlardı
        
    • başlamıştı
        
    • başlarlarsa
        
    • başlattılar
        
    • başlayan
        
    • başlayınca
        
    • başladıklarını
        
    • başladığını
        
    • başlayacaklar
        
    Cihatçı şiddetlerin artmasıyla, tehditler almaya başlamışlar etkinliklerini iptal etmeleri için, ki onlara aldırış etmediler. TED مع ارتفاع عنف الجهاديين، بدأوا في تلقي تهديدات تدعوهم لإيقاف فعالياتهم، والتي رفضوا الإذعان لها.
    Bir kısmını o yaptı. Rüzgar. Olayı o başlattı. Open Subtitles هذا بعض مما تسبب بذلك الأوغاد ، هم من بدأوا ذلك بأي حال
    Nehri taramaya başladılar ve Paine'ni yarım saat önce sudan çıkardılar. Open Subtitles وقد بدأوا فى البحث فى النهر واخرجوا بيين بعد نصف ساعة
    Arabada ne oldu bilmiyorum, dostum herifler saçmalamaya başlıyor. Open Subtitles ولكن، ومنذ البداية بمجرد أن ركبنا السيارة بدأوا يتذمرون
    Yemeğe başladıklarında, kapının çaldığını duymuşlar. TED ومجرد أن بدأوا بتناول الطعام سمعوا الباب يُطرق.
    Tütsülerin parfümlerin ve ekşimeye başlamış güzel yemeklerin arkasından kokularını alabiliyordum. Open Subtitles بإمكاني شم رائحتها تحت العرق والعطور والطعام الأنيق الذي بدأوا يهضمونه
    Ya Whitney Houston, Aretha ve Snoop, onlar da kilisede başlamışlardı. Open Subtitles ماذا عن ويتني هيوستن، وأريثا، سنوب؟ بدأوا في الكنيسة.
    Bazı İngilizler imkansızı düşünmeye başlamıştı. Open Subtitles بعض البريطانيين بدأوا يفكرون فى المستحيل
    Bolca zamanları varmış, notlar yazmaya başlamışlar sonra da notları rom şişelerine koyup denize atmışlar. Open Subtitles حسناً , كان لديهم الكثير من وقت الفراغ لذلك بدأوا بتدوين الملاحظات ووضعوهم فى زجاجات قديمة وتركوهم عائمين على الماء
    Her şey yazılmış. Patenti burada ihlal etmeye başlamışlar. Open Subtitles كل شئ مطبوع هنا هنا بدأوا ينتهكون الرخصة
    AIDS ortaya çıktıktan sonra, rahibelerin ırzına geçmeye başlamışlar. Open Subtitles ثم، بسبب الأيدز، بدأوا . إغتصاب الراهبات
    Bir kısmını o yaptı. Rüzgar. Olayı o başlattı. Open Subtitles هذا بعض مما تسبب بذلك الأوغاد ، هم من بدأوا ذلك بأي حال
    Beatles'a bakın. Büyük bir toplumsal devrim başlattı. Open Subtitles خذوا فريق الخنافس كمثال لقد بدأوا ثورة إجتماعية ضخمة
    - Domino taşları gibi düşmeye başladılar. - FBI! Tutuklama emrimiz var! Open Subtitles و بدأوا يقبضون على الجميع,بدأوا يتساقطون الواحد تلو الآخر ,مثل قطع الدومينو
    Geçen hafta bu yoldan timsah avlamak için gelmeye başladılar. Open Subtitles بدأوا بالقدوم إلى هذه المنطقة لصيد التماسيح في الأسبوع الماضي
    Sakin Boston şehrimizdeki bütün aşağılık adamlar ölmeye başlıyor ve siz ilgisi olmadığını düşünüyorsunuz. Open Subtitles كل اصحاب الحياة الوضيعة في بوسطن بدأوا في التساقط ولا تري ترابط
    Yani onları kilitleyelim ki, tuhaf şeyler yapmaya başladıklarında kimseye zarar vermesinler. Open Subtitles أعني أن نقفل عليهما بإحدى الغرف بحيث أن بدأوا بالتصرف بغرابة لن يؤذيا أحد
    Burda da dağcıların bir kısmı Triangular Face denilen kısımdan zirveye doğru tırmanmaya başlamış. TED وهنا صورة لبعض المتسلقين بدأوا بصعود القمة مروراً بما يُدعى الوجه المثلثي
    Daha yenice birlikte çalışmaya başlamışlardı. Open Subtitles ديكس كان شريكها لقد بدأوا للتو بالعمل معاً
    Duygusal davrandık. 7 kişi aynı anda greve başlamıştı. Open Subtitles لقد صار عاطفيا سبعة رجال بدأوا في الوقت ذاته
    Eğer iş birliği yapmaya başlarlarsa, bizim için hareket etmek epey zorlaşır. Open Subtitles إذا بدأوا بالتعاون، سيكون صعباً علينا التحرّك
    Kendi kendilerine bir bağış kampanyası başlattılar. TED لقد تقدموا بكل بساطة و بدأوا في جمع التبرعات.
    Uzun süre hiçbir aktivite göstermeyip birden sesler çıkarmaya başlayan koma hastaları gördüm. Open Subtitles رأيت مرضى في غيبوبة مع وقت غير نشط أطول كثيراً وفجأة بدأوا بالإزعاج.
    Sonunda malzemeleri yaymaya başlayınca, hem midillilerinin, hem de motorlu kızaklarının şiddetli buzda ve karda etkisiz kaldığını anladılar. TED وعندما بدأوا أخيرًا في وضع الإمدادات، وجدوا أن كل من المهور والزلاجات في حالة سيئة في الثلج والجليد القاسي.
    Cidden aynı beyin dalgası örüntüsünü göstermeye başladıklarını görüyorlar. TED وقد بدأوا في إظهار أنماط الدماغ ذاتها حرفياً
    Çok geçmeden, tüm dünyada binlerce sanatçının AIR-INK kullanmaya ve buna benzer sanat eserlerinin ortaya çıkmaya başladığını görmeye başladık. TED بدأنا نرى في الحال، أن الآلاف من الفنانين حول العالم بدأوا في استخدام إير إنك، وبدأت أعمال فنية كهذه بالظهور.
    - Dedi ki, "Bhatiaslar her zaman seni kotla görüyor, gelecekteki gelinlerinin bir erkek olduğunu düşünmeye başlayacaklar." Open Subtitles بالجينز. أخشى إنهم قد بدأوا يعتقدوا بأن زوجة إبنهم فى المستقبل هى صبى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more