"بدائي" - Translation from Arabic to Turkish

• ilkel
• temel
• ilkeldi
• kaba
• mağara
• Neandertal

Umarım bundan elli yıl sonra, insanlar benim tedavimi duyacak ve bir kişinin bu ilkel bilime nasıl katlandığına bakıp dehşete düşecekler.
لذا أتمنى أن يسمع الناس بعد 50 سنة بالعلاجات التي أخذتها و يشعروا بالفزع من أن أحدهم قد تحمل علم بدائي كهذا.

İşte bu berbat bir ahmak olma korkusu, beyninizin ilkel kısmının verdiği bir tehdit tepkisidir ve kontrol edilmesi çok güçtür.
الخوف من أن يراك الناس مروعاً وغبياً يشكل رد فعل مهدداً من جزء بدائي من دماغك والذي يصعب جداً التحكم به.

Ama temel bir şeyin deneyimi o ilkel şeyi uyandırabilir.
لكن التجربه لشيء بدائي يمكن أن توقظ ذالك الشيء البدائي

Ne vicdanı vardı, ne sebebi ölüm ya da yaşamın temel duyguları bile yoktu, doğru veya yanlış da yoktu.
أو حتى معنى بدائي للحياة أو الموت الصواب أو الخطأ

Treblinka ilkeldi fakat verimli bir ölüm üretim bandıydı.
تريبلينكا كان بدائي ولكنه خط انتاج جيد للموت

Tek bildiğiniz kaba kuvvet.
ياله من بربري أجل، يبدو أنّه بدائي

Eğer ilkel mağara insanları gibi olmasını istiyorsan evet olabilir ama biz burada daha zarif bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.
حسناً .. أعني .. إذا أردتٍ الذهاب إليه مباشرة مثل إنسان بدائي ..

Apannhado biz bir yolculuk olsaydı değilse Bir toptan Neandertal olarak beni vardı.
لو استوقفنا السيارة ولم تهاجمني مثل رجل بدائي

İlk bakışta kurbağanın görüş sistemi biraz ilkel ve kusurlu görülebilir.
من أول نظرة، النظام البصري للضفدع يبدو نوعا ما بدائي وناقص.

Basit ve ilkel bir dünyada, bir modele o kadar da ihtiyaç yoktur. Çünkü hisler gerçekliğe yakındır.
في عالم بدائي و بسيط، لا يوجد حقا سبب لنموذج. لأن الإحساس يقارب الحقيقة.

İçimde derin bir rahatsızlık var hayatın tek düzeliğine ve sıkkınlığa kurban düşeceğime dair ilkel bir korku.
كان هنالك شعور داخلي عميق بعدم الاستقرار، خوفٌ بدائي أنني سأقع ضحية لروتين الحياة والملل.

Bir zorunluluk dürtüsü etkisindeydim, uçmayı öğrenmeye yönelik ilkel bir dürtü, tıpkı bir insan gibi.
لقد تملكني شعور قسري، دافع بدائي لتعلم كيفية الطيران، كإنسان.

Yiyecek, su, temel eğitim ve deri kırbacın yardımıyla doğruyla yanlış arasındaki farkı öğrenmek.
طعام، ماء تعليم بدائي وتعلم الفرق بين الصواب والخطأ بقليل من الساعدة

Bir saat içinde insanın dolaşım sistemi potansiyel temel sinir sistemi izleriyle şekillendi.
في خلال ساعة واحدة تم تكوين شبكة خلوية بشرية بعلامات توحي بنظام عصبي بدائي

Ve harekete geçtiğimizde hangi arabanın daha hafif olduğunu temel bir kantar inşa ederek öğrenmeye karar verdim.
وحينما تركنا العمل قررت أن أرى أي من تلك السيارات الأخف بصناعة ميزان بدائي

- Sağ ol. Dr. Fielding'in tansör alanı oldukça ilkeldi.
حقل دّكتور فيلدنج الجذبي كان بدائي جدا

Tedavi yöntemleri oldukça ilkeldi.
العلاج كان بدائي

Oldukça ilkeldi.
في الحقيقة إنه بدائي

Bu kesikler kaba, tırtıklı ve acemice.
هذا القطع بدائي .. غير منظم .. غير ماهر

Babama senin için kaba... kibba... ba kibar dedim.
أخبرت أبي لقد كنت بدائي... g - g كريم...

mağara adamı gibi, mis kokusuyla, ilkel bir tatmin yaşıyor.
إنه معبق بالرائحة، كرجل كهف إرضاء بدائي

%100 Fransız ve %2 Neandertal olabilirsiniz fakat bu ikisi de bizi farklı yapan %1'lik DNA'dan gelmesine rağmen farklı şeylerden sorumludurlar.
قد تكون معًا 100% فرنسي و2% إنسان بدائي — رغم أن تلك النتيجة تأتي جميعها من الـ1% من الحمض النووي التي تجعلنا مختلفين، فالنسبة تمثلان أمران مختلفان.