"بداخلكِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • İçinde
        
    • içindeki
        
    • içine
        
    • senin içinde
        
    • derinlerde
        
    İçinde buradaki felâketi görmeyen bir parçan olmadığına inanmayı reddediyorum. Open Subtitles أرفضُ تصديقَ أنّه ليس بداخلكِ ما يرى مأساةً فيما حدث.
    İçinde kontrol edemediğin bir şeyin olması nasıldır bilir misin? Open Subtitles أتعرفين شعور أن يكون شيئاً بداخلكِ لا تستطيعين التحكّمَ به؟
    İçinde, o değersiz kişiliğini dengeleyebilecek güzelliklerin var olduğunu düşünmüştüm. Open Subtitles لوهلة ظننت أنّكِ تملكين شيئًا ما بداخلكِ والذي قد تواجهين به تفاهتكِ المثيرة للشفقة.
    Sen de içindeki saf cevheri keşfetmelisin.Zamanını onu geliştirmek ve işlemek için harcamalısın. Open Subtitles عليكِ أن تكتشفي الجوهرة الخام بداخلكِ وتقضين الوقت في صقلها وتهذيبها
    Şimdi içindeki sesi dinlemenin zamanı. Open Subtitles حان الوقت الآن للاستماع لذلك الصوت الخافت بداخلكِ.
    Beyninin içine öyle girmişler ki, neye inanacağını bile bilmiyorsun. Open Subtitles مخالبهم قد تعمقت كثيراً بداخلكِ بتِ حتى لا تعرفين ما تُصدقين به
    Ama bebeğin ruhunun geri döndüğünü söyledi senin içinde bu da çok nadir oluyor. Open Subtitles لكنها قالت أن روح ذاك .الطفل قد عادت بداخلكِ .وهذا أمر نادر حدوثه
    Gerçekten içinde şeytan olduğuna inanıyor musun? Open Subtitles هل انتِ تؤمنين بان لديكِ كائن شيطاني بداخلكِ ؟ ؟
    Ama mutsuz olduğunda, içinde birşeyler taşıdığında ben anlardım. Open Subtitles لكن بوسعي معرفة أوقات حزنكِ، حينما تكتمين ثمّة شيء بداخلكِ
    İçinde çürüyen o çirkin kötülükten utanmana. Open Subtitles من ذلك القيح القبيح والمظلم الذي بداخلكِ
    Hâlâ içinde, güvenilmeye değer bir şey olduğunu ispatla. Open Subtitles أثبتي لي أنّ هنالك شيئاً بداخلكِ جديراً بالثقة
    Ama şu anda içinde olan şey bunu geri çevirmeye ihtiyacın olmasıdır. Open Subtitles لكن ما تحمليـه بداخلكِ الآن يجــب أن تغيريــه
    Şu an içinde dönen o duygu var ya tek başına büyü yapmanın anahtarı o. Open Subtitles كل تلكَ العواطف التي تتحرك بداخلكِ الآن هي المفتاح إلى السحر الفردي
    Lütfen. Ruhu ne kadar içinde tutarsan, ayrılması da o kadar uzun sürer. Open Subtitles أرجوكِ، فكلّما أبقيتِ روحاً بداخلكِ كلّما زاد ما ستأخذه معها في رحيلها.
    Onlar sadece içindeki şeytanı besler. Open Subtitles إنها الوقود التي يتغذ منها الكائن الشيطاني بداخلكِ
    Senin içindeki şey anneninkinden çok daha güçlü. Open Subtitles فاللذي بداخلكِ أكثر قوه مما كان بداخل امكِ
    İçindeki bir parçanın olsun bu olaydaki trajediyi görmediğine inanmayı reddediyorum. Open Subtitles أرفضُ تصديقَ أنّه ليس بداخلكِ ما يرى مأساةً فيما حدث.
    İçindeki kazanma hırsının göstergesi bu. Open Subtitles طريقة رائعة لأخراج تلك الغرائز القاتلة بداخلكِ
    Hayır, hayır, hayır. Sakın bunu içine atma. Open Subtitles كلا, كلا, كلا إياكِ أن تكبتِ ذلك بداخلكِ
    Sonunda senin içine bir kanal kurabildim. Open Subtitles استطعتُ أخيرًا الاتصال بداخلكِ.
    Belki benim içimde seni, senin içinde beni çağıran bir şey vardır. Open Subtitles ربما هناك شئ بداخلي هو الذي ينادي او بداخلكِ ينادي
    Melek hala senin içinde. Open Subtitles لا يزال الملاك بداخلكِ فنحن لم نوقفه
    İçerde, derinlerde bir yerde babanın sana verdiğinden fazlasına ihtiyacın olduğunu biliyorsun. Open Subtitles ...أليس صحيحاً أنّ بداخلكِ أنت تعرفين بأنّكِ تحتاجين أكثر بكثير من الذي يمكن أن يعطيه لكِ والدكِ ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more