"بدافع" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sırf
        
    • yüzünden
        
    • uğruna
        
    • yaptı
        
    • almak için
        
    • icabı
        
    • Merak
        
    • yapıyorum
        
    • olsun diye
        
    • dolayı
        
    • sevgiden
        
    Sizin gibi sorumluluk sahibi bir güvenlik subayının Raymond gibi değerli bir mekanizmayı Sırf heyecan olsun diye riske atması kanımı dondurdu. Open Subtitles أنا مصدوم أن ضابط أمن لديه مسئولياتك يخاطر بآلية ثمينة كريموند .. فقط بدافع من العصبية
    Her ne ise. Sırf suçluluktan bu ilişkinin içindeymişim gibi. Open Subtitles على أية حال، أشعر أنني عالقة في هذه العلاقة بدافع الذنب
    Ancak hastalığı atlatan bazı erkekler, Ebola bulaşma korkusu yüzünden eşlerini kaybettiler. TED ولكن بعض الذكور الناجين فقدوا أزواجهم بدافع الخوف من عدوى بإيبولا.
    Bana kardeşlik aşkı uğruna yardım etmenizi beklemiyorum. Open Subtitles أنا لا أَتوقّعُ أَنْ تُساعدَني بدافع الحبِّ الأخويِ.
    Bilmeni istiyorum ki, baban, bunu sana ve annene olan sevgisinden dolayı yaptı. Open Subtitles أريدك فقط أن تعلم بأن أباك عمل هذه التضحية بدافع حبه لك ولأمك.
    Demek seni cidden, Sırf intikam almak için ortadan kaldıracağımı düşündüğün için buna o kadar inandın. Open Subtitles أفترض أن حقيقة أنكِ صدقتني .. هو أنكِ ظننتِ فعلاً أنني قد أدمركِ .. بدافع الحقد هذا وحده كان سيُفهمني أن علاقتنا انتهت
    Sırf meraktan buradayım. Hepsi bu. Open Subtitles أنا هنا بدافع الفضول، هذا كل ما في الأمر
    Her şeyi geçtim, Sırf hastalıklı bir Merak uğruna yapıyorum bunu. Open Subtitles أنا أفعل هذا بدافع الفضول أكثر من أي شيء آخر
    Size Sırf nezaketten evinize geri göndereceğiz. Buraya kadar gelen insanların birçoğu, bu kadar şanslı değildiler. Open Subtitles سنعيدك لوطنك بدافع الإحترام، اغلب من يصل لهذا الحد لا يكون محظوظاً جداً
    Sırf meraktan ve hayatımdan endişe ettiğimden soruyorum, bu partide yatmadığın biri var mı? Open Subtitles بدافع من الفضول و القلق على حياتي هل يوجد شخص في الحفل لم تعاشريه؟
    Yaptığı her şeyi, onu asla sevmeyecek olan bir kadına olan aşkı yüzünden yapıyordu. Open Subtitles كل شئ فعله كان بدافع حب امرأة لن تحبه علي الاطلاق
    Ve siz bana, tarif dahi edemediğiniz bir terör tehdidi yüzünden davadan çekilmemi söylüyorsunuz. - Bu bir şaka, değil mi? . Open Subtitles و أنت تطل منّي الترابجع بدافع الرعب الذي لا تشعر بهِ
    Ve siz bana, tarif dahi edemediğiniz bir terör tehdidi yüzünden davadan çekilmemi söylüyorsunuz. - Bu bir şaka, değil mi? . Open Subtitles و أنت تطل منّي الترابجع بدافع الرعب الذي لا تشعر بهِ
    Chad Dunn, Lyla Cutwright'ı intikam uğruna öldürmemiş. Open Subtitles ربما كان يحاول فعل نفس الشئ لى تشاد دان لم يقتل ليلى كاوترايت بدافع الانتقام
    Bugün bana suiistimal diyorlar ama babam bunu sevgisinden yaptı. Open Subtitles اليوم يسمون ذلك بالاعتداء الجسدي لكنهُ فعل ذلك بدافع الحب
    İntikam almak için asla bu kadar ileri gitmezdim ama bu ulusun devamlılığını sağlamak için her şeyi yapardım. Open Subtitles ما كنت لأتمادى أبداً بدافع الإنتقام، لكن لضمان بقاء هذه الأمة، سأفعل أي شئ.
    Abim ölürken an azından nezaket ve saygı icabı beni aramanı beklerdim. Open Subtitles ظننت أنك ستمنحيني ذلك بدافع من مجاملة واحترام عند احتضار أخي
    Merak ettim, bu anlaşmamız gereği mi yoksa benden kurtulmaya mı çalışıyorsunuz? Open Subtitles بدافع الفضول هل هذا بسبب إتفاقيتنا أم أنك ببساطة تحاول التخلص مني؟
    Suçluluk duygusundan dolayı giyeceğiniz çöplükten yeni moda takılar yapıyorum. Open Subtitles أنا أحول القمامة إلى إكسسوارات على الموضة ترتديها بدافع الذنب
    Bunu size iyilik olsun diye söylemedim. Bir şeye ihtiyacım var. Open Subtitles لم أخبركم هذا بدافع طيبة قلبي أنا في حاجة لشيء بالمقابل
    Bugün ülkemizde aktif siyaset yapan insanların çoğu kendisinin sevgiden, karşısında olanların nefretten yola çıktığına inanıyor. TED أغلبية الأشخاص اليوم من الناشطين سياسيا في بلادنا يعتقدون بأنهم يتحركون بدافع الحب بينما دافع الجهة الأخرى هو الكره.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more