"بدلا من ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

    • bunun yerine
        
    • onun yerine
        
    • Aksine
        
    • Buna karşılık
        
    • yerine ben
        
    bunun yerine, biraz daha karmaşık bir şeye bakmayı tercih ediyor olabiliriz. TED بدلا من ذلك قد نكون بحاجة لاختيار شيء أكثر تعقيدا بقليل لنحلله.
    bunun yerine, geriye dönüp baktığında farklı şekilde yapmış olmayı dilediği sadece tek bir şey olduğunu ifade etmiştir. Open Subtitles بدلا من ذلك نظر للوراء ، كان هناك شيء واحد فقط قبل كل شيء تمنّى بأنّه يفعله بشكل مختلف
    bunun yerine, erkekler kabararak olabildiğince tehditkar görünür sonra öfkeli renk ve şekil gösterileriyle savaşmaya hazır olduklarını belli ederler. Open Subtitles بدلا من ذلك ، الذكور ينفخون أنفسهم مع نظرة تهديد قدر الإمكان ثم تتصل رغبتهم للمحاربة بعروض ألوان ونمط غاضبة
    Ama babam, onun yerine akıl hastanesine gitmende ısrar etti. Open Subtitles لكن أبي أصرّ أن تذهب لتلك المصحه بدلا من ذلك.
    onun yerine Kıdemlileri - dünyadaki en yaşlı varlıklardan birini- kurtarmak için yeni beynimizi, neokorteksimizi kullanalım. TED لكن دعونا بدلا من ذلك أن نستعمل قشرتنا الجديدة، دماغنا الجديد، لإنقاذ الأجداد، بعضًا من أقدم الكائنات على الأرض.
    Aksine, daha yaşlanan koloniler için... ...organizasyonla ilgili bazı şeyler değişiyor olmalıdır. TED بدلا من ذلك ، شيئا يتعلق بالمنظمة يجب التغير لطالما تقدمت المستعمرة في السن.
    Oysa Buna karşılık, büyük bir öfkeyle senin hatalarını arıyorum. Open Subtitles لكن بدلا من ذلك سأتبعك عائدين إلى حكايتنا حكاية الصخب والعنف
    Ama bunun yerine, kemik ve kanlardan teşekkül yemekleriyle serpildiler. Open Subtitles لكن بدلا من ذلك تغذيا على وجبات من العظم والدم
    bunun yerine babanı görmek için 170 mil araba kullanmam lazım. Open Subtitles بدلا من ذلك يجب أن أستخدمها لأسوق 170 ميل لأقابل أبوكِ
    bunun yerine 6. yola git. Orada bir benzinlik buluruz. Open Subtitles إذهب إلى الطريق 6 بدلا من ذلك سنجد محطةً هناك
    bunun yerine çocuğumla daha yeni tanıştım ve eşim öldü. Open Subtitles بدلا من ذلك لقد التقيت للتو بطفلتي وزوجتي قد رحلت
    bunun yerine başka bir şey yapmamız gerekecek. TED نحن ذاهبون الى ان تفعل شيئا آخر بدلا من ذلك.
    Fakat politik düşmanlar arayan baskıcı bir hükumet iseniz, bunun yerine onları uzaklaştırır, ortadan kaldırır, sosyal gruplarını dağıtabilirsiniz ve arkada kalan kısım sosyal dayanışma ve sosyal örgütleri kaybeder. TED لكن إذا كنت تمثل حكومة قمعية باحثا عن الأعداء السياسيين، يمكن بدلا من ذلك ازالتهم، أو القضاء عليهم أوتعطيل هذه مجموعاتهم الاجتماعية وهؤلاء هم السبب في فقدان التماسك الاجتماعي وتنظيمه.
    Deli olmalısın." onun yerine yere doğru eğilir ve beş tane taş alır ve çoban çantasına koyar devamında devle karşılaşmak için dağdan aşağı inmeye başlar. TED و بدلا من ذلك ينظر إلى الأرض و يلتقط خمسة أحجار و يضعهم في حقيبته ويبدأ في النزول من على جانب الجبل ليقابل العملاق.
    onun yerine, veriye baktı ve şöyle dedi, bakalım bütün bu farklı veri noktalarını kümeler halinde toplayabilecek miyiz? TED بدلا من ذلك, نظر إلى البيانات وقال, دعونا نرى إذا في إمكاننا تجميع هذه البيانات في حزم.
    onun yerine, renkler bize tamamen başka bir şey söylüyor: beynimizin aslında kendini dünyayı olduğu gibi görmek için geliştirmediğini. TED بدلا من ذلك فاللون يخبرنا شيءٌ مختلف تماماً أن الدماغ لم يتطور لكي يرى العالم كما هو فعلاً
    Sistemine giriş yapmamıza izin vererek Kellog kendi zaman topunu nasıl programlayacağını öğrenebileceğini sandı ama onun yerine tarihleri nasıl seçeceği hakkında yanlış bilgiler verdik ama o bunun gerçek olduğunu sanıyordu. Open Subtitles للسماح لها بتتبع نظامه يعتقد كيلوغ أنه تعلم كيفية برمجه كرة الزمن ولكن بدلا من ذلك سمح لنا فقط
    onun yerine ülkenin en yüksek hukuki makamlardan birine yükseldi. Open Subtitles لقد ترقى بدلا من ذلك الى ارفع منصب قانوني في البلاد
    Bu ölçümleri yaptığımızda, beklentimizin Aksine süratin sabit kaldığını görüyoruz. Uzaklıktan bağımsız. TED وعندما أخذت هذه القياسات ، بدلا من ذلك وجدنا أن السرعة ثابتة ، مع تغير المسافة.
    Aksine, her bir çocuğun kendisinin bir birey olarak algılanmadığı bunun yerine daha büyük bir şeyin temsilcisi olarak görüldüğü bir atmosfer oluşmasına neden olmuştu. TED بدلا من ذلك, خلق بيئة حيث كان كل طفل فيها يُنظر إليه, ليس كفرد مستقل بذاته, بل كممثل لشيء أضخم.
    Eğer bunu yapmayı reddedersem öldürülürüm ve Buna karşılık yeni birisi bunu güle oynaya yapar. Open Subtitles إذا أنا أرفض القيام بذلك، أنا سيقتلون، ورجل جديد سوف نفعل بابتهاج بدلا من ذلك. وسوف تضيع، أيضا.
    Kıskandıysan, onun yerine ben sarılayım mı? Open Subtitles إن كنتِ تشعرين بالغيرة هل أعانقك بدلا من ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more