Ağzından bir şey kaçırmış olmalısın. Başka türlü bulmasının imkanı yoktu. | Open Subtitles | لا بدّ وأنك قلت شيء، لا يوجد طريق يمكن أن تجدّه. |
Biliyorsun, büyük bir şirket kurdun ve adını silmediler yani bir çok insanı işinde iyi olduğuna inandırmış olmalısın. | Open Subtitles | أتعرفُ، أنت بدأت شركة كبيرة وهم لم يزيلو اسمك منها لذا أنت لا بدّ وأنك أفدت الكثير من الناس |
47. ile 10.da vurulan şirket yöneticisini okumuş olmalısın. | Open Subtitles | لا بدّ وأنك قرأت عن المدير التنفيذي الذي ضرب من الطابق السابع وأربعون |
47. ile 10.da vurulan şirket yöneticisini okumuş olmalısın. | Open Subtitles | لا بدّ وأنك قرأت عن المدير التنفيذي الذي ضرب من الطابق السابع وأربعون |
Bulmana yardım edebilecek bir şey vermiş olmalısın kendine. -Bilemiyorum. | Open Subtitles | لا بدّ وأنك وضعت لنفسك شيء لمساعدتك فالعثور عليه |
Bir şeyler yapmış olmalısın. Aksi halde seni takip etmezdi. | Open Subtitles | لا بدّ وأنك فعلت شيء ما أو هو لن يتبعك |
Senin CIA blöfüne körü körüne inanacağımı zannetmiş olmalısın. | Open Subtitles | أعني، لا بدّ وأنك إفترضت بأنّني أصدق أصلا خدعتك حول وكالة المخابرات المركزية |
Ona gerçekten tutkun olmalısın. | Open Subtitles | ثمّ لا بدّ وأنك عشقتها |
Bazı kozlarını kullanmış olmalısın. | Open Subtitles | -لا بدّ وأنك إستعنت ببعض السلطات |
Çok acı çekmiş olmalısın. | Open Subtitles | لا بدّ وأنك عانيت كثيراً |
Çok iyi olmalısın. | Open Subtitles | لا بدّ وأنك بارعة |
Brody'nin dostlarından biri olmalısın. | Open Subtitles | فلا بدّ وأنك أحد أصدقاء (برودي). |
- Şaka yapıyor olmalısın. | Open Subtitles | -لا بدّ وأنك تمازحني |