"بذاتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • kendisi
        
    • kendine
        
    • kendini
        
    Ki o filmin kendisi de kötü bir yaz filmiydi. Open Subtitles والتي كانت بذاتها أفلام صيفية سيئة
    Görünmez Kız'ın kendisi bile görünür olur yani gücünü kaybeder. Open Subtitles حتى "الفتاة الخفية" بذاتها تصبح ظاهرة،
    Kutsal Kâse'nin ta kendisi. Open Subtitles الكأس المقدسة بذاتها
    Hyun Sook'ta beni etkileyen kendine olan güveni, emin duruşu oldu. Kendiyle son derece barışıktı. TED و ما فاجأني على الفور عند مقابلة أون سوك هو مدى الثقة التي بدت أن تتحلى بها، كم بدت سعيدة بذاتها.
    Zor zamanlarda, karamsarlık kendini doğrulayan, kendi kendine olan bir idam" TED لكن في الأوقات الصعبة ، فإن التشاؤم يصبح عبارة عن جرعة موت محقَّقٍ قائمة بذاتها.
    Bursların kendisi sahtekârlık zaten. Open Subtitles القروض الدرسية خدعة بذاتها
    Chumhum bunları kendisi direk olarak Suriyelilere satamadığı için mi? Open Subtitles وهل حصل ذلك لأن (تشامهام) بذاتها (لم تستطيع بيع برامج "المعلوماتية" (للسوريين ؟
    Peki deneyin kendisi nerede gerçekleşti? Open Subtitles والتجربة بذاتها, أين جرت؟
    Asıl önemli olan hikâyenin kendisi. Open Subtitles القصة بذاتها مُهمة.
    "Ormanın ta kendisi." Open Subtitles "الآن عدونا هي الغابة بذاتها"
    - kendisi Güney Amerika'dan. - Geçen hafta okul aile birliği toplantısında tanıştık. Open Subtitles إنـهـا من أمـريـكـا الـجـنـوبـيـة - إلتقيت بها في منطقة التجارة التفضيلية الأسبوع الماضي - (PTA=Preferential trade area) ( معاهده لتبادل سلع معينه بذاتها بين الدول المشتركه بها )
    Ta kendisi. Open Subtitles بذاتها
    Bağımsız, kendine yeten, evli, çalışan, mutlu bir kızım vardı. Open Subtitles ابنة، مستقلة مكتفية بذاتها متزوجة، تعمل، وسعيدة
    "Hiçbir insan kendine ait bir ada değildir. Open Subtitles لايمكن لانسان ان يكون جزيره قائمه بذاتها.
    Belli ki kendi kendine yetebilen bir aygıt, bir dron, belki de bir sondadır. Open Subtitles من الواضح أنها طائرة متنقلة بذاتها. طائرة بلا طيار , يمكن اجراء تحقيق.
    Bu kadar genç ve güzel bir kadının kendini fedakârca nasıl kurban ettiğini göz ardı etmeyelim. Open Subtitles وعن تضحيتها بذاتها تضحية قدمتها برضاء تام, من امراة جميلة مازالت جذابة ومازالت شابة, من اجل ان تمنح ضوء تأثيرها
    kendini çok belli eden bir daire bu. Open Subtitles الأمر فقط، أن هذه الشقة واعية بذاتها أكثر من اللازم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more