"بذات الوقت" - Translation from Arabic to Turkish

    • Aynı anda
        
    • zamanda
        
    • ayni anda
        
    Anlatmaya çalıştığım, bir şeyin Aynı anda iki farklı yerde olacağını düşünmek kulağa saçma gelebilir fakat bu kavramı siz geliştirdiniz, böyle doğmadınız. TED اعني انه من الغرابة ان نتخيل فكرة ان يتواجد امرين في مكانين بذات الوقت ولكننا لم نولد بهذه " البديهية " نحن تعلمناها
    Ve sadece kocaman bir tuvalet var ve hepinizi Aynı anda gönderiyorlar. Open Subtitles ولا يوجد سوى حمّام كبير ، ويجعلونكم تستخدمونه جميعاً بذات الوقت
    - Aynı anda iki yerimi kaşımam lazım. - Beni burada bırakıver. Open Subtitles عليّ حك نفسي بمنطقتان مختلفان بذات الوقت - أنزلني هنا فحسب -
    İki nesne Aynı anda, aynı yerde bulunamaz. Open Subtitles قوتين لا يمكنهم التواجد في نفس المكان بذات الوقت
    Bu yüzden, yeteneklerini toplumdaki bir ihtiyaca oranla nasıl geliştireceklerini ve aynı zamanda kendi büyümelerini nasıl yönlendireceklerini düşünmeleri oldukça heyecan verici bir yol. TED لذلك هي من الطرق الممتعة فعلًا عندما كانوا يفكرون بكيفية جذب قدراتهم لملاقاة حاجات مجتمعهم ويوجهون نموهم بذات الوقت
    - Ikinizi ayni anda sokamam. Open Subtitles -لا أستطيع أخذ شخصين بذات الوقت
    Ve şarkı yazman. Aynı anda hem endişelenip hem de şarkı yazamazsın, değil mi? Open Subtitles و تكتب أغنيّة ، لا يمكن أن تكون قلقاً ، و أن تكتب أغنية بذات الوقت ، صحيح؟
    Aynı anda iki farklı yerde birden yaşamış olamazsınız. Open Subtitles لا يمكنك التواجد بمكان وناظره بذات الوقت.
    Seni Aynı anda hem mutlu eden hem de üzen şarkı. Open Subtitles التى كانت تجعلكِ سعيدة وحزينة بذات الوقت
    Aynı anda iki kişiyle seks yapmak demek değil. Open Subtitles إنّها لا تعني أنّكَ تقوم بعلاقة جنسيّة مع فردين بذات الوقت
    Beni Multiplex'le karıştırdın galiba. Aynı anda beş farklı yerde olamam. Open Subtitles إنّكم تفكّرون في تضاعف عدديّ، لا يمكنني التواجد في 5 أماكن بذات الوقت.
    Polis merkezinde kanımı aldıklarında Aynı anda bana bulaştırmış olmalılar. Open Subtitles عندما اخذوا دمي في مركز الشرطة لابد و انهم قاموا بحقني بذات الوقت
    - Üzgünüm ama ikinizi Aynı anda sokamam. Open Subtitles -لا أستطيع أخذ شخصين بذات الوقت -هل أنتَ مجنون يا فتى؟
    O şarkı beni mutlu eder ve Aynı anda üzülmeme sebep olurdu. Open Subtitles ! التى جعلتنى أشعر بالحزن والسعادة بذات الوقت
    Hayatındaki iki kadına da Aynı anda veda etmek zor olsa gerek. Open Subtitles من الصعب وادع إثنين من نسائك بذات الوقت
    Aynı anda bir sürü şey oluyor. Open Subtitles الكثير من الأمور تجري بذات الوقت.
    Aynı anda hem endişelenip hem dans ederim ben de. Open Subtitles سأرقص وأقلق بذات الوقت
    Senin defterinden bir sayfa koparsam ikisiyle, üçüyle Aynı anda bile çıkarım. Tabii tabii. Open Subtitles -واواعد اثنين أو ثلاثة بذات الوقت
    Karnını tutarken Aynı anda et doğrayacak! Open Subtitles أن تمسك بجسدها و تقطّع بذات الوقت!
    Teknik bölüm New York sahilinde bir yere kadar sürdü izini ama oradan sonra, sinyalin Aynı anda iki farklı baz istasyonundan geldiğini tespit ettiler. Open Subtitles تتّبعناه إلى مكانٍ ما في ساحل (نيويورك). لكن من هناك، قرأوا الإشارة كأنّها قادمة من موقعان مختلفان بذات الوقت.
    Aynı zamanda hem haline üzülüp, hem senden nefret etmem gerçekten çok ilginç. Open Subtitles من المدهش أنني أشعر بالأسى لك، وأكرهك بذات الوقت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more