"براتب" - Translation from Arabic to Turkish

• maaşıyla
• maaş
• maaşla
• maaşlı
• maaşı
• maaşını
• maaşıma
• maaşım
• maaşımla

Bankayı iflasın eşiğine götürdü sonra da yılda yarım milyon emeklilik maaşıyla ayrıIdı.
قاد البنك إلى حافة الانهيار, ثم خرج من الأمر براتب تقاعد مقداره نصف مليون باوند في السنة

Bir kutup ayısının bakımına gücün yetmez bir gazeteci çocuğun maaşıyla. Peki ama ben...
لكنك لن تتحمل تكاليف إبقاء دب قطبي براتب موزع جرائد

İyi bir işin olacak ve uygun bulduğun bir maaş.
إنها وظيفة رائعة براتب محترم سيكفيك ويزيد

Az maaşla geçinmeye çalışan bir matematik profesörü olduğunu spor arabalarımdan birine bile yetmeyecek çatısı akan bir evde oturduğunu biliyorum.
اه، أعرف أنه كان أستاذ رياضيات جامعي براتب وأنه عاش في منزل قديم مسرب لا يساوي ثمن أي من سياراتي الرياضية.

Kültür Devrimi'nde hayatta kalmayı başardıktan sonra, onlar kesinlikle mutluluğa giden tek bir yol olduğuna körü körüne inanıyorlardı: bu da güvenli ve dolgun maaşlı bir işti.
بعد نجاتي من الثورة الثقافية ، اعتقدا وبشده أنه يوجد طريق واحد للسعاده : وظيفة امنة براتب جيد.

maaşı yılda 24 bin dolar. İlgilenir misin?
براتب 24,700 دولار في السنة هل أنتِ مهتمة؟

Bir tersane işçisi maaşıyla böyle bir arabayı almasına imkan yok.
من المحال أنه يستطيع شراءها براتب عامل ميناء

Bir eşe bakmak, bir metres, bir bebek hepsi bir devlet maaşıyla mı oluyor?
إعاشة زوجة، وعشيقة، وطفلة رضيعة، كل هذا براتب وظيفتك؟

Şans yanında olmazsa senin küçük aquaparkın kapanır ve ben de sonsuza dek polis maaşıyla geçinirim.
ستفتتح منتجعك و لن أقبل براتب نائب المأمور للأبد

Masrafları part time kurye maaşıyla karşılamak çok zor olur.
تغطية التكاليف الطبية سيكون ذلك صعب للغاية بعمل جزئي براتب ساعٍ

Üç yıl sonra emekli oluyorum. İyi bir maaş alacağım.
بقي لي ثلاث سنوات اخرى وسأخرج براتب تقاعد جيد

Pazartesi gelip, gerçek bir ajansta düzgün bir maaş ile birlikte bir ofisinin, olduğunu söylemiyorsunuz.
أن ابتداءاً من الاثنين، لديه مكتب في وكالة حقيقية، براتب حقيقي

Bianchini kızları Marsilya'ya istiyor. 400 frank sabit maaşla.
بيانكيني يريد فتيات لمرسيليا براتب 400 فرنك

Virgil, maaşla çalışıp da zengin olan görülmemiştir.
فيرجيل لا يوجد شخصٌ أصبح غنياً من العمل براتب

Sıradaki altı haneli maaşlı işin gelmesini...
إنتظار عمل قادم براتب ستة أرقام ليظهر فقط

Buradaki ana fikir, Dan tekniklerimizi kullanarak, iyi maaşlı bir iş sahibi olabildi.
النقطة هي .. باستخدام طرائقنا دان حصل على عمل براتب جميل

Craig, Londra'dan bir iş teklifi aldı, daha iyi maaşı vardı ama kabul etmedi.
مثل كريج، عندما عُرضت عليه وظيفة براتب أفضل في لندن، لكنه رفض

En iyi romantik jestlerden birisi değil belki ancak Asistan maaşı ile size pahalı mücevherler alamazdı.
ليست الاكثر تعبيرا لكن مع ذلك, ليس انه لم يستطع اهدائك مجوهرات ثمينة, ليس براتب مساعد على الاقل

Altı aylık maaşını bir okula ya da başka bir yere bağışla.
فلتتبرع براتب ست أشهر لمدرسة أو ماشابه ذلك.

- Evet, ama yapacağıma dair kimseyle bir aylık maaşıma iddiaya girmedim.
نعم ، لكنني لم أراهن الجميع براتب شهر واحد ، أننى أستطيع فعل ذلك

Eğer bir soygunsa haftalık maaşım üzerine bahse girerim ki katil kimi devirdiğini bilmiyormuş.
إذا لمْ تكن عمليّة سرقة، فأراهن براتب الأسبوعي أنّ القاتل لمْ يكن يعرف من يسرقه.

Profesör maaşımla böyle bir saray almaya asla gücüm yetmezdi.
لم أكن لأستطيع أن أتكفل بمنزل كهذا براتب مدرس الجامعة