"بريق" - Translation from Arabic to Turkish

    • parıltı
        
    • parıltısı
        
    • Sim
        
    • kıvılcım
        
    • ışıltısı
        
    • parlatıcı
        
    • parlaklık
        
    • parlaklığı
        
    • ışıltısını
        
    • parıltısını
        
    Hugh'un gözünde sadece Wilson ile konuşurken oluşan-- bir parıltı var. Open Subtitles كأن هيو لديه بريق في عينيه تراه فقط عندما يتحدث الى ويلسون
    Çikolata Cheerio gözlerindeki o şeytani parıltı bana genç Sue Sylvester'ı hatırlatıyor. Open Subtitles ماذا؟ اوه ايتها المشجعه الشوكولا بريق الشر في عينيكٍ
    Gözlerimin doğal parıltısı varsa ben ne yapabilirim? Open Subtitles حسنا، لا يمكنني فعل شيء إن كان لعيني بريق طبيعي.
    Adam daha yeni savaştan döndü, yani evet bu Sim. Open Subtitles أجل، لقد عاد للتوّ من الحرب، لذا، نعم، إنه بريق.
    Kariyer dediğin için için yanan şömine odununda bir kıvılcım kalmış mı göreceğiz. Open Subtitles حان الوقت لمعرفة ما إذا كان بريق أمل متبقي فيما تسميه مسيرة مهنية
    Seul'e geldiğimde, paranın ışıltısı beni kör etti. Open Subtitles عندمــاأتيتإلىسيؤول,... . أعمــاني بريق المــال.
    Karaborsadan dudak parlatıcı bile temin edebiliyorsun. Open Subtitles هناك سوق سوداء في بريق تلك الشفاه.
    Anlamı, sen doğduğunda yüzünde bir duvak gibi parlaklık vardı. Open Subtitles إنَّهُ يعني أنَّكِ عندما ولدتِ كانَ هناك بريق على وجهك
    Hayır, sadece paravanı kesmeye çalıştığı bıçağın parlaklığı dikkatimi çekti. Open Subtitles كلاّ، رأيتُ فقط بريق السكّين المنعكس على الشاشة
    Onun gözlerindeki şeytan ışıltısını çoktan gördüm! Open Subtitles أنتي تكذبين، لقد رأيتها مسبقاً مع بريق الشيطان في عينها!
    Gözlerindeki merhamet parıltısını gördüm bir an. Open Subtitles يوجد بريق من الإنسانية هناك
    Tüyleri gürleşmiş, gözlerinde bir parıltı oluşmuş ve kukusundan çıkmak üzere olan bir enik kafası var. Open Subtitles فرائها أكثر سماكة،لديها بريق في عينيها و هناك رأس قطة صغيرة على وشك الخروج منها.
    Belki banka soyguncularından birisi silahlı çatışma istiyordur ve bende ihtişamlı bir parıltı içinde emekliliğimi erteleyebilirim. Open Subtitles ربّما واحد من هؤلاء اللصُوص سيُبادل إطلاق النار وأنا سأتفادى التقاعُد في بريق المَجد.
    - Güne bir parıltı verir. - Eminim öyledir. Open Subtitles هراء، انة يضيف بريق إلى يومك - أنا متأكد انة يعمل -
    Ve görgü tanıkları ışıldayan, gümüş rengi bir parıltı tanımladı. Open Subtitles وكل الشهود وصفوا بريق لامع فضى
    Altın rengi bir parıltısı var. Open Subtitles أجل بها بريق ذهبي
    Gözlerinin parıltısı belli oluyor. Open Subtitles يمكنني ان أرى بريق عينيك
    - Sim bile var. Open Subtitles -كان يوجد بريق .
    Gerçi o çocukta bir kıvılcım var. Tam bir müşteri adamı. Open Subtitles ذلكَ الفتى (قاي) لديه بريق إنه رجل حسابات محض
    parlaklığı ve ışıltısı harika. Open Subtitles بريق ممتاز ولامع.
    parlatıcı mı bu? Open Subtitles هل هذا بريق لامع ؟
    Sisin içinde küçük bir parlaklık ve sonra bana bakan iki kırmızı göz gördüm. Open Subtitles كان مجرد بريق صغير في الضباب ثم رأيت عينان حمراوان تحدقان إلي,
    Bu "Mademoiselle Rose Red"in ışıl ışıl bir parlaklığı var ve süper modeller tarafından kullanılıyor. Open Subtitles فيه بريق متألق و يستخدم من قبل عارضات الازياء الشهيرات
    Ve iyi eğitimlilerdir... bir dürbünün parıltısını farkedebilirler. Open Subtitles .... وهم مدربين على كشف بريق العدسة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more