| Brendan Harris, onu görmeyi beklermiş gibi dükkana geldi. | Open Subtitles | الفتى بريندن هاريس جاء للمتجر كان يتوقع رؤيتها |
| Brendan ya da başka bir Harris'in Katie ya da başka bir kızımla çıkmasını istemem. | Open Subtitles | لم أشأ أن يواعد بريندن أو أي من عائلته إحدى بناتي |
| Bence sabah ilk iş Brendan Harris'le konuşalım. | Open Subtitles | أرى أننا يجب أن نتحدث مع بريندن هاريس في الصباح |
| - Böyle bir yöntemle talepte bulunmak uzun zaman alır, Brendan. | Open Subtitles | عملية ضبط وإحضار المجرمين تأخذ وقتاً طويلا يا بريندن |
| - Brendan Dean, NSA. - Söylemişlerdi. | Open Subtitles | ـ أنا بريندن دين من الأمن القومي ـ أخبروني عنك من قبل |
| En favori isimlerden biri heceleme yapamadı ve Brendan Vu yarışma dışı. | Open Subtitles | الضخم المحبوب تهجئ هجاءً سئ و بريندن فو خرج من المنافسة |
| Hayır, Gus, Brendan ve annesi dışında kimse bilmez. | Open Subtitles | لا , جس , ليس هناك أحد يعرف هذا ماعدا بريندن وأمه |
| Brendan, ödemen için 90 gün verebilirim. | Open Subtitles | اسمع يا بريندن, يمكنني أن أمنحك 90 يوماً للتسوية. |
| Ama sana bundan fazlasına söz veremem Brendan. Bu kadarı bana yeter. | Open Subtitles | لكن لا يمكنني أن أعدك بأكثر من ذلك يا بريندن. |
| En iyilerle antrenman yap ve en iyi ol Brendan. | Open Subtitles | أنت تتدرب مع الأفضل لتكون الأفضل يا بريندن. |
| Brendan, müzik grubu kurma şansın bile daha yüksek olur. | Open Subtitles | أجل. بريندن, لديك فرصة أكبر في النجاح في تكوين فرقة موسيقية. سأتحدث إليك غداً. |
| Bu günlerde Brendan'la çok vakit geçiriyorsun. | Open Subtitles | أنت تقضي الكثير من الوقت مع بريندن في هذه الأيام, |
| Turnuvaya katılmana hiç şaşırmadım Brendan. | Open Subtitles | لست مندهشاً من مشاركتك في البطولة يا بريندن. |
| Ve Brendan Conlon'ı seçmiş fakat açıkçası sebebini anlayamadım. | Open Subtitles | واختار بريندن كونلن, وهو شيء لا أفهمه حقاً. |
| Klasik müzik, Brendan Conlon'ın turnuvadaki duruşuna cuk oturmuş. | Open Subtitles | في رأيي, الموسيقى الكلاسيكية ليست مناسبة لهذا تماماً مثلما لا يناسب بريندن كونلن هذه البطولة. |
| Brendan Conlon bir köpek balığı tankına bırakılmak üzere. - Yemlik balıklardan. | Open Subtitles | بريندن كونلن على وشك أن يسقط في حوض لسمك القرش. |
| Karşısında Brendan Conlon'ı gördüğünde heyecanlanmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه في غاية السعادة لأنه سيواجه بريندن كونلن بدلاً منه. |
| Bakalım Brendan raundun sonuna kadar dayanabilecek mi? | Open Subtitles | هل سيتمكن بريندن من الصمود حتى نهاية الجولة؟ |
| Brendan Conlon'ın nasıl hâlâ ayakta durduğunu cidden bilmiyorum Sam. | Open Subtitles | لست أدري صراحة كيف يتحمل بريندن كونلن هذا الضرب. |
| Brendan Conlon'la tek ortak noktam ikimizin de kesinlikle sana ihtiyacı olmaması. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أشترك فيه مع بريندن كونلن هو أن بالنسبة إلى كل منا, لا فائدة منك على الإطلاق. |
| Randon Foley. Ben araştırırım. | Open Subtitles | ( بريندن فولي) سأهتم بالأمر. |