"بسؤال" - Translation from Arabic to Turkish

    • soru
        
    • soruyla
        
    • Soruya
        
    • sorum
        
    • şey sorabilir
        
    • sorup
        
    • sormak
        
    • sor
        
    • teklif
        
    • sorularla
        
    • sordum
        
    • sorarım
        
    • soracağım
        
    • soruyorum
        
    • sorarak
        
    Ben de bir kısmını aramaya başladım -- sadece güven içinde konuşabileceklerimi, soracağım soru hazırdı: ''Bunu neden yazdın?'' TED لذا دعوت بعضهم فقط أولئك الذين أشعر بالأمان عند الحديث معهم بدأت بسؤال بسيط. لماذا كتبت هذا؟
    Şimdi bu ideoloji, çok tehlikeli bir soru ile sorgulanmakta, o da, "benim bağışımın ne kadarlık bir oranı amaca ne kadarı masrafa gidiyor?" TED الان هذه الفكرية تراقب بسؤال واحد خطر الذي هو: كم في المائة من تبرعاتي تذهب للقضية و المصروفات العامة؟
    Çoğu insanın sana ilk olarak sormak isteyeceği bir soruyla başlayalım. Open Subtitles دعنا نبدأ بسؤال لأنني أعتقد بأن أكثر الناس يرغبون بسؤالك أولاً
    Yirmi yıldır, tek bir Soruya takılı kaldım: Ne yapalım, sağlıklı olmak için hepimizin ihtiyaç duyduğu şey ne? TED لعشرين عام كنت مهووسةً بسؤال واحد: ماذا نحتاج جميعاً لنبدو بصحة جيدة؟
    Bay Plainview, bir sorum olacak size. Eşiniz nerede? Open Subtitles هل لى بسؤال سيد بلاينفيو اين زوجتك؟
    - Sana bir şey sorabilir miyim? Open Subtitles هل تسمح لى بسؤال ؟
    O kadar çok sorup duruyorsun ki... Open Subtitles من، من ، من، من من ، تلك الأسئلة حيث، حيث،حيث،حيث،حيث أنّك تستمرين بسؤال عنها
    Konuşmama herkese soracağım soru ile başlamama izin verin. TED اسمحوا لي بأن أبدأ هذا الحديث بسؤال أوجهه لكم
    Bir soru ile başlayalım: Köpeğim gerçekten beni seviyor mu, yoksa sadece bir ödül maması mı istiyor? TED فلنبدأ بسؤال: هل تُحبّني كلبتي، أم هي فقط تُحبّ اعتنائي بها؟
    Onun yerine, bir soru ile başladı: Niyetin neydi? TED إلا أنه عوضاً عن ذلك إفتتحت حديثها بسؤال: ما كان هدفك؟
    Çalışmalarımızın hepsinde tek bir soruyla ilgilendim. TED ومن كل دراستنا تلك، كنت مهتمة بسؤال واحد.
    Bu dinleyiciler arasındaki çoğunuzun arkadaşı ve yedi yıl önce, Aaron bir soruyla yanıma geldi. TED هو صديق للعديد منكم في الحضور، قبل سبع سنوات، أتاني آرون بسؤال.
    Bu, bir soruyla başladı. Afrika bir bar olsaydı, senin ülken ne içer ya da ne yapardı? TED لقد بدأ الموضوع بسؤال واحد: إذا كانت أفريقيا حانة فماذا سيشرب بلدك أو يفعل ؟
    Köşeye sıkıştığında Soruya soruyla cevap veriyor. Open Subtitles عندما يُحشر في الزاوية يجيب عن السؤال بسؤال.
    -Bir sorum daha var. Open Subtitles ــ هل لى بسؤال آخر ؟
    Sana bir şey sorabilir miyim? Open Subtitles هل تسمحين بسؤال ؟
    İnşaatta çalışanlara sorup delil bulacağız. Open Subtitles سوف نقوم بسؤال عمّال البناء وستعثر على دليل.
    Size şunu sormak istiyorum, -- Bu sezgiyi sizde bir soru sorarak sizde uyandırabilirim -- Eğer ölümcül bir mikrop yayılıyorsa hangisi olmayı yeğlersiniz? TED لذلك دعني أسألك هذا ـ يمكن أن أزرع هذا الحدس بسؤال آيهما تفضل أن تكون إذا كان هنالك جراثيم قاتلة تنتشر خلال الشبكة.
    Ve eğer etrafı dolaşmak istersen, ihtiyar John'a sor yeter. Open Subtitles إذا كانت لك رغبة بالاستكشاف فعليك بـ بسؤال جون سيلفر
    Kardeşinin seni bir kıza teklif etmeye ikna ettiğine inanamıyorum. Open Subtitles يا رجل, أنا فقط لا أفهم كيف أستطاعت أختك إقناعك بسؤال إحداهن؟
    Doğrunun ne olduğunu belirlemek için basit sorularla başlamalıyız. Open Subtitles يجب أن نبدأ بسؤال أساسي لكي نثبت الحقيقة
    Tanıdığım herkese sormaya başladım, yolda tanıştığım insanlara bile, onlara neşe veren şeyleri sordum. TED وبدأت بسؤال كل من أعرفهم، وحتى الذين التقيت بهم لتوي في الشارع، عن الأشياء التي تجلب لهم البهجة.
    - Harika olur aslında. - Evet, anneme sorarım. Open Subtitles سوف يكون الأمر عجيب سوف أقوم بسؤال أمي
    Çok naziksiniz, yalnızca merakımdan soruyorum acaba bu haşmetli aracı kim gönderdi? Open Subtitles .يا للروعة هلي بسؤال لك ؟ أي نوع من المنظمات ترسل سيارة ذاتية الحركة ؟
    Bunun genellikle nasıl işlediğini bilmiyorum, ama Josh'a bazı sorular sorarak başlayabileceğimizi düşünüyordum. Open Subtitles ولا أعرف كيف يجري هذا كنت أفكر أن نبدأ بسؤال جوش بعض الأسئلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more