Giderseniz çok büyük bir ihtimalle kalp krizi geçirip ölürsünüz. | Open Subtitles | إذا غادرت هنالك احتمال كبير أن تصاب بسكتة قلبية وتموت |
Kalp krizi geçirdin. O yüzden seni gözlem altında tutuyoruz. | Open Subtitles | أنتَ أصبتَ بسكتة قلبية فلذا نحن الآن نتابع حالتك الجسدية |
Boğuluyorlar, kendi kusmuklarını yutuyorlar, nefessiz kalıyorlar, kalp krizi geçiriyorlar. | TED | يختنقون من شفط الهواء و يتقيؤن ينعدم تنفسهم و يصابوا بسكتة قلبية |
Nakayama Kiyohiko, bir kızı öldürdükten hemen sonra kalp krizinden öldü. | Open Subtitles | ناكاياما كيوهيكو ، الذي قتل الفتاة مات للتو بسكتة قلبية |
Nakayama Kiyohiko, bir kızı öldürdükten hemen sonra kalp krizinden öldü. | Open Subtitles | ناكاياما كيوهيكو ، الذي قتل الفتاة مات للتو بسكتة قلبية |
Şimdi bana bunların nasıl mümkün olabildiğini anlatacaksın ya da kan dolaşımına bir hava kabarcığı yollayacağım ve intikamını almadan felç geçireceksin. | Open Subtitles | والآن ستخبرني, أنّى لأي من هذا ممكن, أو سأضع فقاعات هواء داخل مجرى دمك وستصاب بسكتة دماغية دون أن تحصل على انتقامك |
Kıvranmaya başladı ve bayıldı. Başkanın doktoru, yarbaya inme indiğini düşünüyordu. | Open Subtitles | بدأ بالأختناق ثم أنهار طبيب الرئيس يظن أنه أصيب بسكتة دماغية |
Çocuğun burnuna yumruk atın da kardeşi gibi Kriz geçirmesin. | Open Subtitles | و الكموا هذا الوغد بأنفه كي لا يصاب بسكتة كأخته |
Hayatın birdenbire bir kalp krizi veya bir araba kazasıyla nasıl değişebileceğini görüyorum. | TED | وأدركُ كيف يمكن أن تتغير حياتك من لحظة إلى أخرى بعد إصابتك بسكتة دماغية أو بعد حادث سيارة. |
Evey, dizayn ederek, eğer bir kalp krizi isteseydim Doğru yerlerde bulundum. | TED | حسناً، تصميمي، إذا أردت أن أصاب بسكتة قلبية لقد ذهبت الى الأماكن المناسبة. |
Sevinçten kalp krizi mi geçirdi? | Open Subtitles | هل أُصِـيبَ بسكتة قلبية بينما كان سعيد جداً؟ |
Kalp krizi belki de? | Open Subtitles | بالرغم من أن ذلك ليس متحملا من الممكن أن يكون قد مات بسكتة قلبية |
Son isteyeceğimiz şey gerçek bir kalp krizi geçirmen. | Open Subtitles | آخر ما نريده هو إصابتك بسكتة قلبية حقيقية |
Kalp krizi geçirmeni istemeyiz. | Open Subtitles | آخر ما نريده هو إصابتك بسكتة قلبية حقيقية |
Onun yerinde olsam daha mezarlığı terk edemeden kalp krizinden ölmüştüm | Open Subtitles | في نسختي ، فهو ربما يسقط ميتا بسكتة قلبية في اقرب وقت عند مغادرتهم المقبرة |
Hepimiz kalp krizinden yere düşüp öleceğini zannettik. | Open Subtitles | لقد ظننا أن سيموت مُصاباً بسكتة قلبية فى الحال |
Geçen hafta öldürdüğümüz üç kişi... Niye hepsi kalp krizinden öldü? | Open Subtitles | الثلاثة الذين قتلناهم الأسبوع الماضي، لماذا ماتوا جميعهم بسكتة قلبية؟ |
Sunucu Kazuhiko Hibima saat 18.00'da kalp krizinden ölecek. | Open Subtitles | المذيع هيبيما كازوهيكو سيموت بسكتة قلبية في السادسة مساءً |
Bu ülkenin bütün olayı eğer çöp yemek, balon gibi şişip 300 kilo olmak ve 43 yaşında kalp krizinden ölmek istersen yapabilirsin. | Open Subtitles | الأساس الذي تقوم عليه هذه الدولة هو أنك اذا أردت أن تأكل 600 باوند من القمامة و أن تموت بسكتة قلبية في سن 43 يمكنك ذلك |
Yaşlı, dişi bir şempanze yüzü sarkık bir şekilde uyanmış ve veterinerler felç geçirmiş olmasından endişelenmişler. | TED | أنثى شمبانزي كبيرة في السن قد استيقظت مع تدلي في الوجه وكان الأطباء البيطريون قلقين من أنها قد أصيبت بسكتة دماغية. |
Böylece beyin hücrelerin yavaşlayacak, inme riski olmadan kalbini düzelteceğiz. | Open Subtitles | لكي تصبح خلايا دماغك بطيئة لنستطيع أن نعالج قلبك من دون أن التسبب بسكتة قلبية |
Ona kötü haberi vermeye çalıştığımda bir Kriz geçirdi ve komaya girdi. | Open Subtitles | عندما حاولت إنبائها بالأخبار السيئة حظت بسكتة قلبية و سقطت في غيبوبة |
Bu tutuklamayı biz değil de FBI yaptığı için küplere binmiş. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} الرجل مصاب بسكتة لأن المباحث الفيدرالية نالت الفضل وليس نحن. |