Bunu duymak güzel. Çünkü biraz önce "Reader's Digest" ile görüştüm. | Open Subtitles | سعيدٌ بسماع ذلك، لأني أغلقت لتوي السماعة مع مجلة ريدرز دايجست |
Tabi, bunu ağzını aşırı derecede küçük... açan kızdan duymak pek şaşırtmadı beni. | Open Subtitles | حسناً، لست متفاجئ بسماع ذلك من الفتاة ذو الفم الصغير بشكل غير معقول |
Bunları duymak güzel çünkü çok az yabancının oraya ayak bastığı anlamına gelir. | Open Subtitles | سعدت بسماع مثل هذة الحكايات لأن هذا دليل على قلة الزوار |
Bunu duyduğuma sevindim. O ve ben iyi vakit geçirdik. | Open Subtitles | . سعيد بسماع ذلك العلاقة بيننا كانت على ما يرام |
Buna duyduğuma sevindim. Yine de bir tane istiyorum. | Open Subtitles | سعيد بسماع ذلك ، لكنني أريد حمل واحد على أي حال |
deneyimi oldu ve bu deneyimi dinlemek isteyip istemediğinizi bilmek isterler. | TED | لديهم تجاربهم و هم يريدون أن يتأكدوا من أنك ترغب بسماع تلك التجارب. |
Ölmeden minnacık ayakların pıtı pıtı koşuşmasını duymak istiyorum. | Open Subtitles | أرغب بسماع أصوات نقر، لأقدام صغيرة قبل أن اموت |
Bunu duymak istemiyorum! Üzüntülü hikayelerden nefret ediyorum! | Open Subtitles | لم أكن أرغب بسماع هذا أنا أكره القصص الحزينة |
- Bence bu Peder Curtis, Whatley'nin anlattığı Papa'nın Raquel Welch ile ne yaptığı hakkındaki espriyi duymak isteyecektir. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك الأب كيرتس قد يكون مهتماً بسماع ما نسبه واتلي لـ البابا مع راكيل ويلتش. |
Bunu duymak istemiyorum! Üzüntülü hikayelerden nefret ediyorum! | Open Subtitles | لم أكن أرغب بسماع هذا أنا أكره القصص الحزينة |
Yani kızın itirafından sonra başka bir şey duymak istememişler mi? | Open Subtitles | هل تقصدين بعد أعترافها لم يرغبوا بسماع ذلك ؟ |
Onun iddialarını duymak ve ona meydan okumak istiyorum. | Open Subtitles | فيجب أن يثير هذا قلقنا جميعاً أرغب بسماع ادعاءاته.. |
Bunu duymak istemediğinizi biliyorum ama halkım, seçmenlerim bu konuda gerekenin yapılmasını talep ediyor. | Open Subtitles | , أعلم أنكى لا ترغبين بسماع ذلك , لكن قومى والناخبون يطالبون بتصرف تجاه هذه المسألة |
-Boğa güreşcilerini tercih ederim. -Bunu duyduğuma sevindim. | Open Subtitles | ـ بل أحبذ مصارعى الثيران ـ أنا سعيد بسماع هذا |
Annemin onayını aldığını duyunca sevineceksin. Bunu duyduğuma sevindim, efendim. | Open Subtitles | ستسعدين لمعرفة أنك حصلت على رضى أمي سعيدة بسماع هذا ,سيدي |
duyduğuma sevindim ama seninle konuşmuyordum. | Open Subtitles | أنا سعيدة بسماع لذلك ولكني لم أكن أخاطبك أنت |
Yaşamla arası çok iyi. Deliler kadar mutlu. Bunu duyduğuma sevindim. | Open Subtitles | مقبل على الحياة و سعيد بشكل كبير سعيد بسماع ذلك |
Bir anlığına bunu yakaladınız ve bu sakin hayatı bulmak kısa şarkıları veya onun gibi bir şeyleri dinlemek bana inanılmaz derecede haz veren bir şey. | TED | تخيلتموها للحظة، واكتشاف هذه اللوحات أشبه بسماع أغنية أو ما شابه ذلك إنها تشعرني بقدر كبير من السعادة |
Bay Poirot bu hikayeleri dinlemek istemiyordur. | Open Subtitles | انا متأكدة ان السيد بوارو لايرغب بسماع هذه الترهات |
Eminim, Dekan bunu duyduğuna sevinecek. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أن العمدة سيكون سعيداً بسماع هذا |
İnsanların duymaya ihtiyacı oldukları bu ve bunu söylemesini bekledikleri de sensin. | Open Subtitles | ذلك ما يود الناس سماعه وأنت الوحيد الذين يأملون بسماع ذلك منه |
Eminim müdürünüz vergi mükelleflerinin parasını nasıl harcadığınızı duymaktan memnun olacaktır. | Open Subtitles | متأكد أن المدير سيكون سعيداً بسماع كيفية إهدراكم لأموال دافعي الضرائب. |
Ağabeyim kahvaltıya gelirdi, arabasının sesini duyunca çok sevinirdik. | TED | كان أخي يأتي للفطور وكنا نسعد جدا بسماع صوت سيارته قادمةً من على الطريق. |
Bayılır dinlemeye gergedanın nasıl avlandığını fundalarla,.. | Open Subtitles | إنه مغرم بسماع الحديث عن إمكانية صيد وحيد القرن بخداعه عن طريق الأشجار، |
Eski karımdan duydum. Sesini tekrar işitmek güzeldi. | Open Subtitles | طليقتي أخبرني, سررت بسماع صوتها مرة أخرى |