"بسيط في" - Translation from Arabic to Turkish

    • küçük bir
        
    • ufak bir
        
    • basit bir
        
    • hafif bir
        
    • değişiklik
        
    Kalkıştan hemen sonra yapılan küçük bir değişiklik Alaska ya da Fiji'ye inmek kadar fark yaratabilir. TED مباشرة بعد الإقلاع، تغير بسيط في المسار
    Durun, Durun! Planımızda küçük bir değişiklik oldu, çocuklar. Open Subtitles توقفوا، توقفوا هناك تغيير بسيط في الخطة يا أطفال
    Bu akşamki yolculuk planlarınızda küçük bir değişiklik oldu. Open Subtitles سيكون هناك تغيير بسيط في خطط سفركم لهذا المساء
    Hepsi iyi, güzel de Tavernier, hâlâ ufak bir farklılık var. Open Subtitles هذا كله جيد جداً، ولكن هناك تغيّر بسيط في المسار.
    Demek istediğim cebine ufak bir şeyler koysam ne zararı olur ki? Open Subtitles أعني ، لو وضعت شيء بسيط في جيبك ، فما الضرر؟
    Bu basit bir hata çünkü telaffuzunda çok ince bir fark var. Open Subtitles لقد كان خطأ يمكن حدوثه بسهولة لأنه هناك اختلاف بسيط في الحروف
    hafif bir şuur değişikliği gibi. TED إنها في الغالب تغير بسيط في حالة الوعي.
    Planlamada basit bir değişiklik, insan trafiğinde kocaman bir farka ve bağlarımızda kazara değişimlere neden olur. TED تغير بسيط في التخطيط اختلاف كبير في تزاحم الناس والعثرات العرضية في شبكة التواصل
    Direksiyonda bileğini kırdı. küçük bir beyin sarsıntısı. Open Subtitles لقد كسرت رسغها على عجلة القيادة ارتجاج بسيط في الدماغ
    Menkul Kıymetler Borsası 3 gün önce küçük bir hata yüzünden yabancı bir komisyon hesabını incelemeye aldı. Open Subtitles منذ 3 أيام اُعلمت لجنة الأوراق المالية عن إنتهاك بسيط في حساب بنكي
    Ama senatör, küçük bir planlama kazası oldu. Open Subtitles . . لكن هناك خطأ بسيط في الجدول أيها النائب
    Elbette, bu alt tarafı küçük bir spazmdı ve 45 yıldır günde pek çok kez sorunsuz şekilde kullandığın bir adalede oldu. Open Subtitles بالطبع، مجرد تشنج بسيط في عضلة تستعملها عدة مرات يومياً بدون مشاكل في 45 عاماً الماضية
    Lakin potasyum nitratın yardımıyla çok küçük bir yumuşak doku zedelenmesine uğramış olsa bile iç kanama geçirmiş olabilir. Open Subtitles لكن بوجود الملح الصخري يُمكن أن يحدث نزيف داخليّ من أي ضرر بسيط في الأنسجة
    Ben olsam bunu küçük bir burun ayarlaması için mükemmel bir fırsat olarak görürdüm Open Subtitles اعتقد أنه فرصة رائعة لتعديل بسيط في مستوى التفاخر لديك
    Hala aklının içindeyim! Koluna sadece küçük bir kesik at.. Open Subtitles انا لازلت في عقلك اعملي شق بسيط في معصمه
    Pekala, plaja gitme planımızda ufak bir erteleme oldu. Open Subtitles حسنا ، كان هناك تأخير بسيط في خطتنا للذهاب الى الشاطىء
    Geçen sene meyve kısmında ufak bir kaza geçirdim. Open Subtitles حدث لي حادث بسيط في قسم المنتجات الغذائية العام الفائت
    En ufak bir hesap hatasında sonuçların ne olacağını biliyorum. Open Subtitles أنا بالتأكيد أعرف النتائج المترتبة على أيّ خطأ بسيط في الحسابات
    Ve büyük ihtimalle telefon kulübesi içerisinde basit bir cep telefonu var. TED ومن المرجح أنه يوجد هاتف محمول بسيط في كشك الهاتف هذا.
    Ya kadınlar kendilerine sorulan sorulardaki basit bir farklılıktan dolayı erkeklerden daha az fon alıyorlarsa? TED ماذا لو أن النساء يحصلون على تمويل أقل من الرجال بسبب اختلاف بسيط في نوع الأسئلة التي تطرح عليهن؟
    hafif bir hipotermi ve neredeyse kangrenin eşiğindeydin. Open Subtitles ما عليك سوى ان تقوم بانخفاض بسيط في درجة حرارته وبعض الشرث

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more