Pazartesi günü bu yaranın bir makaslar değilde çıldırmış olan nişanlımın kılıçla yaptığı bir şey olduğunu anaokulu öğrencilerime anlatmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | في يوم الاثنين سوف اخبر طلابي في حضانة الاطفال الذين اعلمهم ان لا يركضوا و هم يحملوا المقص ان خطيبي طعنني بسيف |
Bir samurayın kendi hayatına gerçek bir kılıçla yani bir savaşçının ruhuyla son vermesi daha uygun düşerdi. | Open Subtitles | لكان أكثر ملائمة لساموراى أن ينهى حياته بسيف حقيقى والذى يمثل روح المحارب |
Biraz cesaretiniz varsa benimle kılıç düellosu yaparsınız. | Open Subtitles | ألديك الشجاعة التي لكي تواجهني بسيف في يدك؟ |
Ama Karanlık kılıç kazanılması gereken bir şey. | Open Subtitles | لكنه يجب أن يكون جديراً للفوز بسيف الظلام |
Bu saçmalıkların yüzünden adam ölürse babamın Federasyon Ordu kılıcıyla boğazını keserim. | Open Subtitles | إذا مات بسبب تهورك سأطعنك في حلقك بسيف جيش الاتحاد الخاص بوالدي |
Tamam, çocukken kontrolsüz bir ... ışın kılıcı savaşının sonuçları kötü olmuştu. | Open Subtitles | حسنا, حدثت.. معركة بسيف من الليزر الحار إنتهت نهاية سيئه وأنا طفل |
Sizi tekrar görmeyi bekliyordum ama elinizde kılıçla değil. | Open Subtitles | توقعت أن أراك مرة أخرى و لكن ليس بسيف فى يدك |
Duyduğum kadarı ile seni kılıçla dövüp iki kez vurmuşlar. | Open Subtitles | و الطريقه التى سمعت بها هذا أنه طعنك بسيف وأطلق طلقتين عليك |
Bir kılıçla öldürülmenin nesi onurlu? 1 ya da 20 darbe olması fark etmez. | Open Subtitles | اين الشرف فى الموت بسيف على يد رجل يرتدى زى احمق؟ |
Stephen, antika bir kılıçla onun gözünü çıkardı. | Open Subtitles | لقد إقتلع ستيفن إحدى عينيه بسيف قديم ذو حدين |
Bu adam bana kılıçla saldırdı Majesteleri. Beni öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | سيدي,هذا الرجل هاجمني بسيف, لقد حاول قتلي |
Yabancılar için bu hanenin ona hara-kiri töreni izni vererek onurlandırması ve tahtadan bir kılıçla hara-kiri yapması alay konusu olabilir. | Open Subtitles | لكن تنفيذ وصية هاراكيري وتنفيذها بسيف الخيزران وفي حين أن منزلك استضاف مثل هذا الانتحار |
Klanın en iyi kılıç ustalarının birinden bunu beklemezdim. | Open Subtitles | لم أتوقع هذا من أفضل مقاتل بسيف واحد عبر العشيرة |
Tanrıya şükür, babanız daha önce hiç kılıç sallamadı ya da tabanca kullanmadı. | Open Subtitles | الآن، أبوك ليس لم يلوّح بسيف ولا أطلق مسدّس، حمدا لله |
Şimdi, babanız asla eline kılıç almadı ya da tabanca almadı, tanrıya şükür. | Open Subtitles | الآن، أبوك ليس لم يلوّح بسيف ولا أطلق مسدّس، حمدا لله |
Savaş alanındaki kılıç yarası enfeksiyonluydu.. | Open Subtitles | جرحـت بسيف أصبت بـه في الـمـعـركة وألـحق بي الـضـرر |
Tüm hane halkı bambu kılıcıyla yapılan bu harakiriye şahitlik etti. | Open Subtitles | شاهده كل من بالمنزل وهو ينفذ "هراكيرى" بسيف مصنوع من الخيرزان |
Piskoposun karşısına çıkıp onu atalarının kılıcıyla öldürmeye niyetli. | Open Subtitles | إنه ينوى مجابهة الأسقف، كى يقتله بسيف أسلافه. |
Ama önce isteksiz kocan, kalbinde bir Silahşor'un kılıcıyla bulunacak. | Open Subtitles | ولكن أولا , زوجك المعارض سيتم العثور عليه مثقوباً من خلال قلبه بسيف من فارس |
Adam silahlıydı bir kılıcı, ve Yay ve okları vardı. | Open Subtitles | الرجل كان مسلّح بسيف بالإضافة إلى قوس و أسهم |
Yedi Yıldız kılıcı'nı aldım. | Open Subtitles | على أية حال ، أستبدلتها بسيف النجوم السبع |
Bir kılıcın bana çarptığını hissettim. | Open Subtitles | لقد شعرت بسيف يضربني |
Sadece sancaklarındaki kırık kılıçtan. İkinci Oğullar denir onlara. | Open Subtitles | فقط من خلال لوائهم الموشى بسيف مكسور يطلق عليهم الأبناء الآخرين. |