"بشقّ" - Translation from Arabic to Turkish

• zar zor
• güç bela
• lara doğru

Hava, daralıyor. Nefes almaya zar zor yetecek kadar hava var.
الهواء أمسى ثقيلًا إنّك تتنفّسين بشقّ الأنفس

Kendim zar zor kaçabildim, korumaları halletmeyi başardım. beni görmeliydin!
هربت بشقّ النفس لكنني تغلبت على الحرّاس

Bir şey yapacak durumda değilsin! zar zor oturabiliyorsun!
لستَ بحالة تؤهّلك لفعل شيء، إنّك تقف بشقّ الأنفس!

Bazen İncil'deki Job* gibi hissediyorum güç bela idare ediyorum.
أحياناً أشعر كأنني مثل النبي (أيوب) إذ نجوت بشقّ الأنفس.

Kendimi çukurdan güç bela çıkartabildim. Şimdilik burada saklanmalıyım.
،لكنّي جررت جسدي بشقّ الأنفس" "يتحتّم أن أختبئ هنا حاليًا

Madende güç bela hayatta kaldım. Senin çektiklerin... her şey...
بقيت حيّاً في المناجم بشقّ الأنفس وما كابدته أنت...

90'lara doğru geldim sayılır.
أقوم بشقّ طريقي خلال فترة التسعينات

İnsanlarmızı zar zor kurtardık. Neler oluyor?
أخرجنا قومنا بشقّ الأنفس ما الذي يجري؟

Evet. zar zor duyuyorum.
حبيبتي، أسمعكِ بشقّ الأنفس.

İlk çocukluğumu zar zor atlattım zaten.
"تجاوزتُ طفولتي الأولى بشقّ الأنفس"

Beni dinle. Kol bize saldırdı. zar zor kaçabildim.
أنصتي، (كول) هاجمنا، وهربتُ بشقّ الأنفس، لكنّه أسر (دايمُن)

Bu yüzden Gyro yedisine girene kadar konuşmayı zar zor öğrenmişti.
لهذا تعلّم (جايرو) التحدُّث" "بشقّ الأنفس قبل بلوغه السّابعة

güç bela, amiral.
بشقّ الأنفس، أيها الأميرال.

Ardında Knuckle ile Meleoron konuşlanmıştı. Saldırısından güç bela kaçıp ikinci kata çıkmışlardı.
"وراؤه (نوكل) و(ميلرون) الذان صعدا بشقّ الأنفس للطابق الثاني"

Killua, kendisini bu soruyu sormaktan güç bela alıkoymuştu.
"منع (كيلوا) نفسه بشقّ الأنفس من طرح هذا السؤال على (جون)"