Sonuncusu boks şampiyonuymuş. Bir iddiaya göre onu çatalla öldürmüş. | Open Subtitles | الزوج الأخير كان بطل ملاكمة قتلته بشوكة الطعام. |
Yemeğini gerçek bir çatalla yemeni istedim, ve medeniyetteymişsin gibi hissetmeni. | Open Subtitles | وأردتك أن تأكلي طعامك بشوكة حقيقية لتشعري بالتحضر |
Ve sonra evini harabe çevirirler, arabanı parçalarlar ve sen uyuklarken, göz bebeğini çatalla çizerler. | Open Subtitles | وسيكونو بغضاء لك ل18 سنة سخربو منزلك ,ويدمروا سيارتك ويحطموا قرنية عينك بشوكة |
Üç ordövrü birden almak için yapılan bir çatal tasarımı değil, ki lobide oldukça faydalı olurdu diyebilirim. | TED | إنها ليست بشوكة مصممة للإمساك بثلاثة مقبلات في آن واحد، والذي يمكن أن يكون مفيدا خارجا في الردهة، يمكنني القول. |
Billy, mezarını çatal ve kaşıkla kazmayı bırakmanı istiyorum. | Open Subtitles | ..بيلي,أنا اريدك ان تتوقف عن حفر مقبرتك بشوكة و ملعقة |
Ondan ayrıldığımda o kadar kızmıştı ki neredeyse bir çatalı gözüme saplıyordu. | Open Subtitles | ثم عندما انفصلت عنها كانت غاضبة مني و لقد طعنتني في عيني بشوكة |
Elizabeth Chalmers, ya da daha bilinen adıyla Lizzy dövülmüş, ısırılmış ve altmıştan fazla kere mutfak çatalıyla bıçaklanmıştı. | Open Subtitles | إليزابيت تشالميز, أو ليزي كما كانت معروفة تم ضربها, وعضها وطعنها بأكثر من 60 طعنة بشوكة نحت |
Bulamadık, yediğini düşünüyoruz. Ortanca çocuk gözünü bir çatalla çıkardı. | Open Subtitles | إنّنا لم نجدهما، ونعتقده أكلهما، أما الطفل الأوسط، سبق و إقتلع عينه بشوكة طعام. |
Yeniden içkiye başlamış olmalıyım çünkü dev bir çatalla bir süper-yanardağı harekete geçirmeyi denemiş olan kadın şu an burada duruyor ve hepiniz bunu bir şansmış gibi görüyorsunuz. | Open Subtitles | لابد أنني ثمل لأن المرأة التي حاولت تنشيط بركان هائل بشوكة عملاقة، تقف هنا و أنتم تتصرفون كأنها ضيف عزيز |
Seni alacaklar kafanı açıp beynini bir çatalla karıştıracaklar. | Open Subtitles | سوفَ يأخذونك وسيفتحون رأسك وسوفَ يمزقون دماغك بشوكة |
Hayır. Salı günü metal bir çatalla yaralandıktan sonra istifa etti. | Open Subtitles | لا،لقد استقال يوم الثلاثاء بعد أن تم طعنه بشوكة معدنية |
Kızarmış ekmeğini çatalla makineden çıkarmaya çalışmış. | Open Subtitles | تكهرب وهو يحاول سحب خبز من المحمصة بشوكة. |
çatalla ve çorabımla yaptığım oltayla altından bir bonibon almaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أحاول إصطياد حلوى من أسفل الثلاجة بمخلب الإصطياد الذي صنعتُه بشوكة في جوربي |
Ve bu sabah acıyı hissedip hissetmediğimi anlamak için kalçamın beş santim içine çatal soktum. - Ve? | Open Subtitles | وبهذا الصباح طعنت فخذي بشوكة سلطة لأرى لو كنت مازلت أشعر بالألم |
Kendi sıradan, düşük çözünürlüklü televizyonumu her seyrettiğimde gözlerime çatal batırasım geliyor. | Open Subtitles | كل ما أعرفة , عندما أشاهد تلفازى العادى أريد أن اطعن عينيى بشوكة |
Belki de karavanıma gidip, mutfağın ortasında durup kafama çatal saplaması için birinin gelmesini beklemeliyim. | Open Subtitles | ربما ربما يجب عليّ الذهاب إلى شاحنتي والإنتظار في مطبخي حتى يأتي شخصٌ لطعني برأسي بشوكة |
Bunu kimseye çatal saplamadan halledelim sonra da eve gider D'avin'i konrol edebiliriz. | Open Subtitles | دعنا ننهي هذا الهراء دون أن نتسبب في طعن أحدهم بشوكة حادة, وبعدها نذهب إلى الوطن |
Ne yapayım yani? çatal bıçak mı kullanayım? | Open Subtitles | ماذا تودني أن أفعل، أن آكل بشوكة وسكينة؟ |
Ve eğer ona sadece baksanız bile kalbinize çatalı geçiririm. | Open Subtitles | ولو علمتُ أنّ أيّ أحدٍ منكمْ نظر إليها سأطعن قلبهُ بشوكة. |
Hatta salata çatalıyla duvara ismimi kazıdım. | Open Subtitles | لقد نقشت اسمي حتى على الجدار بشوكة سلطة |
Babam beni her gün tırmıkla döverdi. | Open Subtitles | أبي كان يضربني طوال اليوم بشوكة حديقه |
O kapalı savaştı söyledi bir yaba ile ayı . | Open Subtitles | لقد قال انه انهالا ضربا على الدب بشوكة التفريغ |
İlaç sırasında kazayla yanlış ilaçları alıp çıldırmıştı, sonra da... diğer gözüne de kaşal* saplamıştı. | Open Subtitles | حين تلقت العقاقير غير الصحيحة بطريق الخطأ في طابور العيادة وفقدت صوابها ففقأت عينها الأخرى بشوكة بلاستيكية فأصبحت كلتا عينيها معطوبتين |