"بصيص أمل" - Translation from Arabic to Turkish

    • umut ışığı
        
    • umut var
        
    • olsa umut
        
    Bir mil mesafede yaşıyorduk ve içimde az da olsa bir umut ışığı vardı. Open Subtitles إبنت واخت الضحيتين : نحن نعيش على بعد ميل وكان لدي بصيص أمل
    Bir aileye umut ışığı olmak, galiba. Open Subtitles حسناً، جلب بصيص أمل لعائلة، حسبما أفترض.
    Anlaşılan sorunlu biri umut ışığı gördü. Open Subtitles يبدو أن هناك بصيص أمل فى قضيتنا
    'Warwick öldü, Kralımız ellerinde ama hala umut var.' Open Subtitles وارويك قد مات و لديهم ملكنا الآن و لكن هناك بصيص أمل
    Sana söylüyorum, hâlâ bir zerrede olsa umut var. Open Subtitles أنا أقول لكِ, لا زال هنالك بصيص أمل.
    Ancak az da olsa umut ışığı var. Open Subtitles على أية حال، هناك بصيص أمل
    Ama çaresizliğin derinliklerinden bir umut ışığı doğdu. Open Subtitles ,حتى من اعماق البأس بدا بصيص أمل
    Buraya size savaş ilan etmek için gelmedim. umut ışığı olarak geldim. Open Subtitles لست هنا لأشن حرباً بل لأطلق بصيص أمل
    Ama onlar için de bir umut ışığı var. Open Subtitles ولكن لديهم بصيص أمل وحيد،,
    Ve kamera Angela'ya yaklaşır Michael'ın kalbi olduğunu bilmez, ...ve yüzünde bir umut ışığı görürüz. Open Subtitles وعلى وجه (آنجيلا)، غير العالمة بأنها ستحصل على قلب (مايكل) نرى أخيراً بصيص أمل
    Hepsinden öte, senin için bir umut ışığı var artık. Open Subtitles هنالك بصيص أمل
    Hala umut var. Open Subtitles لا زال يُعتبر بصيص أمل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more