"بضائع" - Translation from Arabic to Turkish

• mal
• yük
• kargo
• malları
• mallar
• nakliye
• eşya
• mallarını
• mallarına

Kurbanları, ürkütücü manşetler gibi kalıplara sokmaya eğilimliyiz: kendine zarar veren kadınlar, "defolu mal"lar.
نحن نميل لوضع صورة نمطية للضحايا كعناوين مروعة نساء مدمرين أنفسهم، بضائع تالفة

Taptaze yeni mal, insan eli değmemiş.
بضائع طازجة للغاية لم تلمسها أيدي الرجال

1'inci perondakilerin dikkatine. yük treni geçmek üzere.
انتباه على الرصيف رقم 1 سيمر الآن قطار بضائع

Bu kısa sürede yüksek masraflı bir kargo işi olacak gerçekçi olmayan bir mühendislik girişimi olurdu.
وهذا مشروع تصميمي غير واقعي سيتحول سريعاً إلى عملية نقل بضائع مكلفة جدا.

Bu ülkede, çalınmış malları kabul ettiğiniz zaman, dava edilmiyor musunuz?
في هذا البلد ، إذا كنت تتلقى بضائع مسروقة ، وأنت لم تحاكم؟

Deponda hâlâ değerli mallar var değil mi?
ما زال لديك بضائع ثمينة متواجدة في مستودعك؟

Ayrılıkçı bir sisteme gitmek için bundan yararlanıp, bir nakliye gemisine binebiliriz.
اين يمكننا ان نرسل سفينة بضائع الى نظام الانفصاليين

Ruslar'dan bir parça mal aldım ve Zetatron'a sattım.
أنا حصلت على بضائع من الروس و بعتها لزيتاترون

Bence Raymond Tan için yasadışı mal taşıyordu ve ayrıca o neyse, Raymond kargoyla bağlantı kursaydı Tan'ın başı derde girecekti.
أظن ريموند كان ينقل بضائع غير قانونية لبيل تان ..وأعتقد مهما كانت، سيقع تان بمشكلة لو ثبتت علاقته بالشحنة

FBI. Çalıntı mal satıyorsunuz.
مكتب التحقيقات الفيدرالي، أنت تبيع بضائع مسروقة

Yakalandığında seni çalıntı mal bulundurmakla suçlayacak. Önceki cezanla birlikte bu 25 yıl demek.
إن تم القبض عليك ، سيقبض عليك مع بضائع مسروقة ومع سوابقك هذه 25 سنة

Bir yük trenini uçurmaya çalışmak gibi şeydi, anladınız mı?
حسنا.. ذلك مثل محاولة الطيران بقطار بضائع حسنا؟

Sadece o melez eşek değerli bir yük taşımıyor.
هذه البغلة ليست الوحيدة التى تحمل بضائع ثمينة

Her sabah bu şehirden ülkenin en güney noktasına gitmek için bir yük treni kalkar.
..كل صباح يغادر قطار بضائع هذه البلدة .لأقصى حافة في جنوب البلاد..

İtfaiyecilik, kargo ayarlayıcılığı ve kısa bir süre kolejde kimya profesörlüğü yapmış.
عمل كرجل اطفاء، طيار بضائع ومؤقتا كمدرس للكيمياء في الجامعة

Komuta merkezi bir kargo gemisinin kaptanından çağrı almış.
حصل مركز القيادة مكالمة من الكابتن من سفينة شحن بضائع

İspanya kıyısına bir kargo gemisinde gidecek.
سيتم نقلك من هنا إلى سواحل إسبانيا في سفينة نقل بضائع

Makine parçası etiketli malları araştırılmadan gümrükten geçirmek için gemi taşımacılığındaki yetkinizi kullanarak.
لتدخل بضائع بدون جمارك شحنة أجزاء ماكينات

Markalı ve bol bol indirimli malları almak için koşturduğumuz da yok.
و لكننا لا نهرع إلى شراء بضائع من ماركات مشهورة بأسعار مخفضة جداً

Peki bu tesisin yasa dışı mallar barındırmak için kullanıldığını biliyor muydun?
وهل كُنت تعلم أن تلك المُنشأة يتم إستخدامها ـ لتخزين بضائع مُهربة بشكل غير قانوني ؟

Bir nakliye konteynırına 20 kızdan çok daha fazlasını sığdırabilirsin.
نعم , تستطيع حشر 20 فتاة في حاوية بضائع

Evet, ama bunların hepsi eşya, hiç yolcu yok.
نعم، لكنه قطار نقل بضائع ما من مسافر على متنه

Sen ve senin insanların mallarını koruma hakkındaki kilise ayini muhabbetin.
أنت وحديثك البرئ بشأن حماية بضائع الآخرين

Burada olduğum ve elimden bir şeyler geldiği sürece ihtiyarın mallarına elini sürmeyeceksin.
طالما أننى هنا وأستطيع منعك لن تلمس شيئاً من بضائع العجوز