Beth, derin bir nefes al, camdan uzaklaş, bir kaç saniye sonra her şey bitmiş olacak. | Open Subtitles | بيت، تأخذ نفسا عميقا، حرق بعيدا عن النافذة. وفي بضع ثوان أنه سوف يكون في كل مكان. |
İkinci atıştan bir kaç saniye sonra oto parktan bir araç hızla uzaklaştı. | Open Subtitles | بعد بضع ثوان من الطلقة الثانية سيارة تحركت خارج موقف السيارات |
Sadece bir kaç saniye daha, çünkü bu küvet tersini yapacak. | Open Subtitles | بضع ثوان فقط لأن هذا الحوض سيقوم بالنقيض |
Bir kaç saniyede birisi hakkında çok fazla şey biliyorsun. | Open Subtitles | هذا هو الكثير للحصول عليها من شخص في بضع ثوان. |
Eğer öyleyse inan bana son saniyelerini yaşıyorsun demektir. | Open Subtitles | صدقني.. باقٍ لك في الحياة بضع ثوان |
Arkadaşım Jack Downey hakkında konuşmak için sadece birkaç dakikanızı almak istiyorum. | Open Subtitles | أردت فقط اخذ بضع ثوان للحديث عن صديقي (جاك داوني) |
Wachowski'nin senaryosuna göre, aydınlanmış insanın sadece bağlantı kurması ve Matrix'in, bir helikopteri uçurabilmeyi saniyeler içerisinde öğrenmek için neon ikilik kodunu kırması gerekir. | TED | وفقا للنص الـويشوسكي، فإن على الإنسان المتيقظ فقط أن يربط نفسه ويخترق شفرة النيون الثنائية للمصفوفة ليتعلم كيف يقلع بطائرة هليكوبتر في بضع ثوان. |
Taşlaşmalarından önce birkaç saniye saniye sürüyor olsa da bu oldukça sarsıcı. | Open Subtitles | ومن الصدمة, حتى لو استغرق ذلك فقط بضع ثوان قبل أن تتحجر. |
En deneyimli sorgucunun bile günler sonunda alacağı bilgiyi birkaç saniyede alabilirsin. | Open Subtitles | هذه يمكن أن تحقق في بضع ثوان ما قد يستغرق أياماً من الإستجوابات |
"Zor" bir kaç saniye alıyorsa "imkansız" bir kaç dakika alır. | Open Subtitles | ِ "صعب" ليأخذ بضع ثوان ِ "من المستحيل" أن يأخذ بضع دقائق |
Bir kaç saniye sürer. | Open Subtitles | يستغرق بضع ثوان |
Bir kaç saniye bekleyelim. | Open Subtitles | ♪ إعطائها بضع ثوان. |
Sadece bir kaç saniye daha. | Open Subtitles | فقط بضع ثوان أخرى |
Bir kaç saniyede onu gösteriye geldiğine pişman ediyorlar. | TED | في بضع ثوان, سيأسف على مجيئه لهذه المظاهرة. |
halata bağlandığında ikinizi de bir kaç saniyede çekip çıkartabilirim. | Open Subtitles | وبمجرد إرفاق أنها، استطيع رفع كل واحد منكما في بضع ثوان. |
'Eğer öyleyse inan bana son saniyelerini yaşıyorsun! | Open Subtitles | باقٍ لك في الحياة بضع ثوان |
- Sadece birkaç dakikanızı alacak. | Open Subtitles | - لن يستغرق سوى بضع ثوان. |
Ve benim örneğimde, göndere bastığımda 60,000'e yakın insan saniyeler içinde benim mesajımı alacak. | TED | وفي حالتي، عند الإرسال يستقبل رسائلي حوالي 60،000 شخص في بضع ثوان. |
Dünyayı yeniden renklendirdik birkaç saniye içinde... artık o solmuş renkleri... görmemek için | Open Subtitles | نحن طلاؤها العالم في بضع ثوان للم تعد ترى كل هذه الألوان قذرة |
Dijital kimliği dünya çapında birkaç saniyede bir siliniyor. | Open Subtitles | يتم مسح هويتها الرقمية كل بضع ثوان في جميع أنحاء العالم |