30 milyon dolarlık bir uçakla büyük bir kumar oynuyorsunuz, teğmen. | Open Subtitles | لكنها ستكون مقامرة بطائرة سعرها 30 مليون دولار أيها الملازم |
O yönetim şirketi otuz yıl önce bir uçakla kurdu ve sıfırdan bir şey kurdu. | Open Subtitles | الحـثالة هم من بنوا الشركة بطائرة واحدة خلال 30 سنة |
Striker, daha önce hiç tek motorlu uçak kullandın mı? | Open Subtitles | سترايكر، هل طِرتَ من قبل بطائرة متعددة المحرّكات؟ |
Şimdi ara şu Kimbrough'u, buraya yeni bir uçak göndermesini söyle. | Open Subtitles | اتصل بـ كيمبرو وأخبره بما حدث وأن يبعث بطائرة خاصة إلى هنا. |
Anlatacak çok şey yok. Bombardıman uçağı kullanıyorum. | Open Subtitles | حسناً , ليس هناك بالكثير مما يمكنني اخبارك به فأنا فقط أحلق بطائرة مقاتلة |
Hayatınızda hiç uçağa binmemiş olmanızın iyi yanı... her şeyin size... yeni gelmesidir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الجيد من خوضك كامل حياتك من غير أن تحلق بطائرة .هوإنهكلشيءجديدبالنسبةلك |
Basit tutalım. Bombayı durdurmak istiyorsanız, şu an Visalia'ya giden bir uçakta olmalıyım. | Open Subtitles | اذا كنت تريد ايقاف القنبلة لابد ان نقلع بطائرة الى فاسيليا الان |
O "pislik" şirketi bir uçakla kurdu ve hiçbir şeyden bir şey oluşturdu. | Open Subtitles | الحـثالة هم من بنوا الشركة بطائرة واحدة خلال 30 سنة جعلوا شيئـاً من لا شيء |
Bir uçakla geldi. Kasabanın güneyine. Öldürdüğümüz bir federalle birlikteydi. | Open Subtitles | لقد جاء بطائرة, جنوب المدينة كان مع فيدرالى قتلوه |
Yanında 50 rehine varken uçakla kaçan banka soyguncusu duydun mu hiç? Serap görüyorsun. | Open Subtitles | أياً كان من سمع لص بنك يهرب بطائرة و عليها خمسون رهينة |
Bir sonraki sefer, çift motorlu bir uçak uçurmadan önce birkaç ders al, tamam mı? Peki. | Open Subtitles | المرة القادمة تعلم بعض الدروس في الطيران قبل أن تحاول الطيران بطائرة بمحرك ثنائي |
Bana bir uçak borçlusun, bunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تدين لي بطائرة أنت تعرف هذا ، أليس كذلك؟ |
Stresten uzak, 13 saatlik bir uçak yolculuğuna çıkmak istiyorum. | Open Subtitles | ـ أريد أن أسافر بطائرة لمدة 13 ساعة من دون أن أحمل هم |
İyi bir yaklaşımınız olmazsa uçağı asla yere indiremezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنكما الهبوط بطائرة حتى يمكنكما الفهم |
Bunlarla Moskova'dan gelen bir yolcu uçağı ile karşılaşacaksınız. | Open Subtitles | أول مجموعة من إحداثياتك ستصلك بطائرة من موسكو |
Şimdi yola çıkarsam bir uçağa atlayıp sabaha kumsalda olabilirim. | Open Subtitles | إن رحلت الآن، فسأستطيع اللحاق بطائرة وألحق بك في الصباح |
Oradan Şangay'a uçağa yakalayabilirsiniz. | Open Subtitles | و من ثم تذهب بطائرة أخرى من هناك إلى شانجهاى |
Ne oluyor burada? Niye mahsur kalmış bir uçakta, biri seri cinayet işlemeye başlar ki? | Open Subtitles | لِمَ قد يقوم أحداً بنزهة قتل بطائرة محاصرة ؟ |
Tanrının onunla konuşmasını, bir yolcu uçağını rotasından yüzlerce km uzakta bir mısır tarlasının ortasına indirmesini mi diyorsun? | Open Subtitles | أن صوت الرب كان يتحدث معه يخبره، أن يهبط بطائرة مدنية في منتصف حقل ذرة بعيد بمئات الأميال عن مساره ؟ |
Kimse 50 kiloluk mal için bir uçağıyla pilotunu tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | لا أحد يخاطر بطائرة وطيار إزاء 50 كيلو لنبحث عن بقيتها |
Ben gittim. Bir jetle de uçtum. | Open Subtitles | أنا فعلتها قمت بالطيران بطائرة نفاثة أيضا |
- Altı uçağına yetişmek için mi? | Open Subtitles | -لما أرهق نفسي لألحق بطائرة الساعة السادسة؟ |
Ava, özel jetin sahibi değilseniz özel jet yolculuğuyla tavlanabilecek bir kadın değildi. | Open Subtitles | كنت اعلم ان ايفا ليست ذلك النوع من النساء اللواتي يتم اغرائهن فى جولة بطائرة خاصة الا اذا امتلكت الطائرة |
O zaman şeyhin özel jetiyle hemen buraya dönersin. | Open Subtitles | حسناً ، عندها, ستعودين بطائرة الشيخ الخاصه بسرعه |
Bu İHA pilotu sıhhiyelerinin uzun süredir beklediği tipten bir acil durumdu. | Open Subtitles | لقد كان نوعاً من الإسعاف الذي كان بانتظاره مسعفي المتحكمين بطائرة من طيّار |
Sen rüzgarsız bir havadaki uçurtma gibisin, Pujalal. | Open Subtitles | بوجلال ، ان كنت تستطيع ان تحلق بطائرة ورقية بدون هواء |