"بطردها" - Translation from Arabic to Turkish

    • kov
        
    • kovdum
        
    • kovdu
        
    • işten
        
    • kovmak
        
    • kovmakla
        
    • uzaklaştırmış
        
    Hayır, sen işe aldın sen kov. Open Subtitles كلاّ، أنتِ قمت بتعيينها، أنتِ قومي بطردها.
    Doğru düzgün süpürmüyorsa kov gitsin. Open Subtitles إذا لم تقم بالتنظيف على أكمل وجه قومي بطردها
    Ben onu kovdum, yani bu konuda yanılıyorsun. - Evet. Open Subtitles كلا, إنك مخطىء, أنا من قام بطردها لذلك فأنت مخطىء بهذا الشأن
    Ondan hoşlanmadım. O yüzden kovdum. Open Subtitles لم تعجبني، لذا قمت بطردها.
    - Men Only'de değil o. Babam onu kovdu. Open Subtitles إنها لم تعد في المجلة لقد قام أبي بطردها
    İfadesinde, Ona asla dokunmadığını, doğrudan onu işten çıkarmakla tehdit etmediğini, Open Subtitles اعترف انه لم يلمسها بتاتًا ولم يهدد مباشرة بطردها من عملها
    Onu kovuyorsan, beni de kovmak zorunda kalırsın. Open Subtitles أنت,لو ستقوم بطردها, أذن فسيتوجب عليك فصلي أيضاً
    Eğer onun cinsel isteklerini yerine getirmezse onu kovmakla tehdit ettiğini iddia ediyor. Open Subtitles تدعي أنه هدد بطردها إن لم تقدم خدمات جنسية
    Ona kötü şeyler söyleyip, onu kendimden uzaklaştırmış olsam da o benim kafamdaki ses oldu. Open Subtitles وبالرغم من أنى قلت لها أشياء فظه وقمت بطردها فقد أصبحت صوت عقلى
    Eğer başarısız olursa, kov onu. Open Subtitles لو أخفقت, قم بطردها
    - Hayır, sen kov. Open Subtitles كلاّ، أنتِ قومي بطردها.
    - Hayır, sen kov. Open Subtitles -كلاّ، أنتِ قومي بطردها .
    - kovdum onu. Open Subtitles -لقد قمت بطردها
    - Onu kovdum. Open Subtitles قمت بطردها
    - Onu kovdu. Open Subtitles - لقد قام بطردها
    Sonra federaller, sekreter bile olsa kendi ofislerinde çalışan milis halk kahramanının annesine dokunamadığı için işten çıkarmış. Open Subtitles و لأنّ الفدراليّين لم يتمكّنوا من جعل والدة ،قائد العصابة البطل، تعمل بأحد مكاتبهم حتّى كسكرتيرة، يقومون .بطردها
    Onu ve diğer birkaç kişiyi işten attım. Open Subtitles قمت بطردها مع مجموعة من الأشخاص
    Kararını kesin verdiysen, onu kovmak benim görevim. Open Subtitles إن كنت قد قررت، فإذا وظيفتي أن أقوم بطردها.
    Temizlikçisini sınır dışı ettirdi çünkü onu kovmak istemiyordu. Open Subtitles قامت بترحيل خادمتها لأنها لم ترغب بطردها
    İşe aldığın zaman cinsel tacizde bulunduğun, ...seninle yatmadığı için kovmakla tehdit ettiğin, ...ve seni ve Herald Equity'i cinsel taciz için dava edecek olan kadınım. Open Subtitles المراة التي تحرشت بها عندما وظفتها والمراة التي هددت بطردها عندما رفضت معاشرتك معها والمراة التي تنوي رفع دعوى ضدك وضد (هيرالد إيكويتي)
    Ona kaba şeyler söylemiş ve onu kendimden uzaklaştırmış ...o benim kafamın içindeki sese dönüştü. Open Subtitles وبالرغم من أنى قلت لها أشياء فظه وقمت بطردها فقد أصبحت صوت عقلى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more