"بطرق مختلفة" - Translation from Arabic to Turkish

    • farklı şekillerde
        
    • farklı şekilde
        
    • farklı yollarla
        
    • farklı yollardan
        
    • farklı şeyler
        
    • farklı açılardan
        
    • değişik şekillerde
        
    • farklı yönlerde
        
    • çok açıdan
        
    • hepimiz farklı
        
    Hayvan kolunu farklı şekillerde hareket ettirirken bilgisayar beynin nasıl davrandığını öğrendi. TED الكمبيوتر تعلم ما قام به دماغ السعادين لتحريك الذراع بطرق مختلفة.
    Ben, bu kültürel ve dilsel topluluğun bir parçasıyım. Hepimiz farklı şekillerde iletişim kuruyoruz. TED بالنسبة لي، أنا جزء من هذا المجتمع الثقافي واللغوي، وكلنا نتواصل بطرق مختلفة.
    Ve bu müthiş Sedef hastalığı devriminin işleri farklı şekilde yaparak, sürecin bu ters şekli ile elde edildiğini göruyoruz. TED ويمكنك ان ترى هذا الإنجاز الهندي لعلاج الصدفية من خلال عكس النموذج التقليدي لعلم الدواء و القيام بالأشياء بطرق مختلفة
    Hasar kendini bayılma, baş ağrısı, bulanık görme, denge problemleri, değişik hâl ve tavır, hafıza, düşünme ve uyuma problemleri, endişe ve depresyon başlangıcı gibi birçok farklı şekilde gösterebilir. TED ومن الممكن أن يظهر الضرر بطرق مختلفة بما في ذلك فقدان الوعي، صداع، رؤية ضبابية، مشاكل في التوازن، تغير في المزاج والسلوك، مشاكل في الذاكرة، التفكير، والنوم، وبداية قلق واكتئاب.
    Şiir, azıcık şeyi sadece farklı yollarla söyler. TED الشعر يقول بعض الأشياء بطرق مختلفة فقط.
    Aynı şeylere inanıyoruz ama farklı yollardan. Senin kabul etmeyeceğin şey de bu. Open Subtitles نحن نؤمن بنفس الأشياء ولكن بطرق مختلفة هذا ما لن تتقبله أنت
    Sadece farklı şeyler yaptık, Hepsi bu. Open Subtitles -نحن نقوم بالأمور بطرق مختلفة فحسب
    Ama doğurganlık özellikle farklı açılardan ilgi isteyen yetkinlik isteyen bir şey. Open Subtitles والخصوبة على وجه الخصوص تتطلبمنهجوتدريبعملي... بطرق مختلفة
    Tecavüz travmatik bir olaydır. İnsanların buna tepkisi değişik şekillerde gerçekleşir. Open Subtitles إنّ الإغتصاب حدث صادم . يواجهه الناس بطرق مختلفة
    Bütün olan şey; rastgele genetik mutasyonların, onları taşıyan organizmaların farklı yönlerde davranması ve gelişmesine sebep olmasıdır. TED كل ما يحدث هو أن طفرات وراثية عشوائية تجعل الكائنات التي تحملها تتصرف أو تتطور بطرق مختلفة.
    Üstelik, insanların seni desteklemelerini sağlamanın da bir formülü yok, çünkü farklı cemiyetlerdeki farklı insanlar, hayatlarını farklı şekillerde düzenlerler. TED وليست هناك وصفة تخبرك كيف تجعل الناس يدعمونك فالأشخاص المختلفون في المجتمعات المختلفة ينظمون أمور حياتهم بطرق مختلفة.
    Hepimiz farklı şekillerde ona aşıktık. Open Subtitles حسناً، أفترض أننا وقعنا جميعاً فى حبها بطرق مختلفة ٍ.
    Bütün bunları farklı şekillerde seviyorum. Birini diğerinden çok sevmiyorum. Open Subtitles أَحبُّ كُلّ هذه الأشياءِ بطرق مختلفة لا شيئ أحلى مِنْ الآخر
    Evet, fakat sorun değil çünkü; aileler farklı şekillerde oluşturulabilir. Open Subtitles نعم, لكن لاباس بذالك لان العائلات تستطيع أن تتكون بطرق مختلفة
    Stres, hepimiz ne olduğunu biliyor ve farklı şekilde baş ediyoruz. TED جميعنا يعرف ما هو التوتر ونتعامل معه بطرق مختلفة.
    Farklı insanlar, kederle farklı şekilde yüzleşirler. Open Subtitles الناس المختلفة تتعامل مع الآحزان بطرق مختلفة
    Her neyse, bunların üzerinden 10 farklı şekilde geçtim siz bir hesapta gelir göstermişsiniz... Open Subtitles على أيّة حال، لقد قمت بمراجعة ذلك بطرق مختلفة
    Sanırım her birimiz stresle farklı yollarla başa çıkıyoruz. TED وأعتقد أننا جميعا نتعامل مع الإجهاد بطرق مختلفة.
    Yani karıncalar muazzam çeşitli ortamlarda farklı yollarla etkileşimler kullanıyorlar. Bundan da, merkezi kontrol olmadan çalışan diğer sistemlerle ilgili bir şeyler öğrenebiliriz. TED النمل يستخدم التواصل بطرق مختلفة في بيئات متنوعة جدًا، وقد نستطيع التعلم من ذلك في الأنظمة التي تعمل بدون تحكم مركزي.
    Bu da tehditlerle farklı yollarla savaşan çok sayıda değişik türde lökosit demektir. TED وهذا يعني الاعتماد على عدة أنواع مختلفة من الكريّات البيضاء للتعامل مع التهديدات بطرق مختلفة.
    İnsanlar farklı yollardan endişelenirler, Fuller. Open Subtitles الناس يُظهرون أهتمامهم بطرق مختلفة , فولر
    O biraz farklı şeyler öğrendi. Open Subtitles لقد تعلمها بطرق مختلفة قليلًا
    Sadece farklı açılardan aramamız gerekir. Open Subtitles و لكنه يبدو بطرق مختلفة
    Yazarlar yukarı doğru kaldırılmış saçını değişik şekillerde betimlerdi. Open Subtitles العثور على الكتاب بطرق مختلفة لوصف هذا uprush الشعر.
    Ayrıca bu parçaları sadece döndürerek, ters çevirerek ve farklı yönlerde birleştirerek düzenli ya da soyut desenler oluşturmakta kullanabildim. TED بالاضافة الى ذلك, كنت قادرة على قلبها وتديرها وجمعها معا بطرق مختلفة لعمل نمط اعتيادي او نمط مجرد
    Bu pek çok açıdan gerçekten birleştirici bir ricaydı. TED الآن، كانت ذلك فعلاً عريضة موحدةً جدا بطرق مختلفة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more