Son anda direksiyonu kırdım ve... bir şey olmadan yoluma devam ettim. | Open Subtitles | و انحرفت في اخر لحظة و عندها استمريت بطريقي بدون أن أخدش |
Peki tamam, biliyor musun, tamam hemen geliyorum, hemen geliyorum. | Open Subtitles | حسناً، اتعلمشيئاً؟ لا بأس. أنابطريقي،أنا بطريقي. |
22705'den merkeze, muhtemelen bir rehineyi kurtarmak için 7408 Haskell Caddesi'ne gidiyorum, destek istiyorum. | Open Subtitles | 22705للقيادة أنا بطريقي إلى مسرح جريمة محتمل عند 7408 شارع هاسكل أطلب مساندة |
Eve gidiyordum da birkaç dakikalığına uğrasam mı diye düşündüm. | Open Subtitles | كنتُ بطريقي الى المنزل وفكرتُ ربما آتي اليك لبضع دقائق |
İşe giderken yolumun üstündeydi, sorun değil. | Open Subtitles | أنـا بطريقي للعمل. هذه ليست مشكلة. |
Buraya gelirken uçakta yanımda Brezilyalı genç bir kız vardı. | Open Subtitles | كنت مسافراً بطريقي إلى هنا رافقتني برحلتي شابه من البرازيل |
Dinleyin, ben burada yoluma bu harika davul daire geçti. | Open Subtitles | إسمعوا ، لقد أحضرت بطريقي هذا الطبل المذهل |
Kötülerin en kötüsü olduğum için buradayım ben. yoluma çıkan herkes öldü. | Open Subtitles | انا هنا لأني أفضل الأسوأئين أي أحد يقف بطريقي يلقى الموت. |
Ona 2 milyon doları yollayınca kendi yoluma gitmeme izin verir diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | بمُجرّد أن أرسلتُ لها 2 مليون دولار، ظننتُ أنّها ستسمح لي في الذهاب بطريقي. |
- Her şeyin bir çözümü vardır. - Size doğru geliyorum. | Open Subtitles | كل شيء سيكون على ما يرام - أنا بطريقي اليك - |
- Alo, bebeğim, yoldayım geliyorum. | Open Subtitles | أهلاً عزيزتي، أنا قادم بطريقي للمنزل أهلاً، أيها الجميل |
Eve geliyorum ve nasıl olduğunu görmek istedim. | Open Subtitles | انا بطريقي للمنزل، أريد أن أعرف كيف حالك. |
Oraya gidiyorum. Senden bir iyilik isteyeceğim. | Open Subtitles | أنا بطريقي إلى هناك , عليّ أن أطلب منكَ خدمة |
Çocuk Önceliği yönetim kurulu toplantısına gidiyorum. | Open Subtitles | فأنا بطريقي لإجتماع لجنة الأباء الأول لأطفالي |
Ahıra doğru gidiyordum. Buraya nasıl geldim? | Open Subtitles | كنت بطريقي إلى الإسطبل كيف وصلت إلى هنا؟ |
Tekrar müzeyi görmeye gidiyordum ki, arabasını çekerlerken gördüm. | Open Subtitles | لقد كنت بطريقي لرؤية المتحف مرة أخرى، ورأيت السيارة تنتشل من على جانب الطريق. |
yolumun üzerindeki yemek tepsisinden aşırdım. | Open Subtitles | أخذتهـا من صينية طعـام بطريقي إلى هنـا |
Buraya gelirken 3 kişiyi ezdim ve sigortam yok! | Open Subtitles | بنيّ ، يجب أن تساعدني دهست ثلاثة أشخاص بطريقي وليس لديّ تأمين |
Ben de uzadım. Eve giderken Yolda kredi kartını buldum. | Open Subtitles | غادرتُ المكان , و عثرتُ على البطاقة بطريقي نحو المنزل |
Şöyle ki... Tam soyulduğum esnada fırlatma rampasına gitmek üzereydim. | Open Subtitles | كنت بطريقي إلى دخول المكوك حيث تعرضت للسرقة |
Ne yazık ki ikisi için de vaktim yok. Yola çıkmalıyım. | Open Subtitles | لكن لسوء الحظ ، ليس لدي وقت لذلك، لا بدّ أنّ أكون بطريقي الآن. |
Bu bilgisayar çipi ihtiyacım olan son parçaydı. Artık kimse yolumda duramaz. | Open Subtitles | هذه الرقاقة هي اخر قطعه احتاجها ومن ثَمَ لن يقف احد بطريقي |
O, benim gey penguenim olmayabilir ama belki seninki olabilir. | Open Subtitles | ربما هو ليس بطريقي الشاذ ولكن ربما يكون بطريقكِ |
Hayır, senin yöntemini denedik. Şimdi benim yöntemimi deneyeceğiz. | Open Subtitles | لا، فعلنا ذلك في طريقك الآن، نحن سوف نحاول بطريقي |