Isı dağılımını bile yapamıyor ve daha kızarıklık yapıp yapmadığını kontrol etmedik. | Open Subtitles | ليست حتى توزع الحرارة لو لم نتحقق حتى إن اُصبتي بطفح جلدي |
Eğer çocukta kızarıklık olduysa ya da bir dolaşım sorunu- | Open Subtitles | ان كان ذلك الفتى مصابا بطفح او مشكلة وعائية |
Bende kızarıklık olmaması için Turk göğsündeki kılları aldırıyor. | Open Subtitles | لقد جعلت (ترك) يشمع صدره لكي لا يصيبني بطفح جلدي |
Tularemide ülser ve enfeksiyonun olduğu yerlere yakın kızarıklıklar olur. | Open Subtitles | حمى الأرانب تبدأ بطفح جلدي أو قرحة بالقرب من مكان العدوى |
Gövdemden başlayıp tüm vücudumda kızarıklıklar olacaktı sonra kol ve bacaklara üç ve yedi gün aralığında gelecekti. | Open Subtitles | يجب أن أكون مغطى بطفح جلدي الذي يبدأ من الجزء الأعلى لجسمي ويشق طريقه إلى أطرافي في فترة بين ثلاث إلى سبعة أيام |
O adamdan aldığın son tişört sende pişik yapmıştı. | Open Subtitles | اخر قميص حصلت علية من هذا الرجل اصابك بطفح جلدى |
Ayrıca şu savaşçı Amazon prensesi zırhı isilik yaptı. | Open Subtitles | بالاضافة، ان درع الأميرةِ محاربة الأمازونَ أصابتنى بطفح جلدى. |
gripden kaynaklanan bir kızarıklık gibi. | Open Subtitles | يبدو أشبهَ بطفح الإنفلونزا |
Evet, kızarıklık hakkında bilgim var. | Open Subtitles | نعم، أنا على علم بطفح الجلدي. |
Kızımda her hafta yeni bir kızarıklık çıkıyor ve daha 12 yaşında. | Open Subtitles | إبنتي تصاب بطفح جلدي كل اسبوع |
kızarıklık çıkıyor. | Open Subtitles | اصاب بطفح جلدي |
kızarıklıklar yüzünden geldi, sen kalbi durduğu için hastaneye yatırdın. | Open Subtitles | تأتي بطفح جلدي و تسبب لها أزمة تنفسية |
Kız geldiğinde derisinde kızarıklıklar vardı. | Open Subtitles | جاءت السيدة بطفح جلدي |
Ben de bez takınca pişik oluyor diyorum! | Open Subtitles | -وأنا أخبرتك أنّني أُصاب بطفح حفاضي ! |
Sonra vadideki o çocuğun cildinde isilik çıkmaya başladı. | Open Subtitles | وبعدها أصيب ذلك الفتى من الوادي بطفح جلدي |
Piliçlerin göğüslerinde isilik oluşmuş. | Open Subtitles | يُصبن الفتيات بطفح جلدي في أعضائهن التناسلية |