"بعشرات" - Translation from Arabic to Turkish

    • düzine
        
    • düzinelerce
        
    • kat
        
    • Onlarca
        
    Başka nerede polisin dikkatini çekmeden onu bir düzine silahlı adamla korurdu? Open Subtitles وأي مكان آخر يمكنك أن تحيطه بعشرات من الرجال المسلحين دون إثارة الإنبتاه
    Onu tam 3 düzine yerde belirledik. - Hepsi de "Düzen" ile ilgili yerler. Open Subtitles سجّلنا حضوره بعشرات الأماكن، وكلها مرتبطة بـ"النمط".
    Onu hepsi de "Düzen"le ilişkili 3 düzine olayda tespit ettik. Open Subtitles سجّلنا حضوره بعشرات الأحداث، وكلّها متعلّقة بـ"النمط."
    Ancak bir düşündüğünüz zaman, ben bu seyahati yarım saat ve 1 saat arasında yapıyorsam bir günde düzinelerce seyahat ayarlanabilir, öyle değil mi? TED لكن لو فكرت في الأمر، إذا أمكنك القيام بالرحلة في نصف ساعة أو ساعة، فيمكنني إذاً القيام بعشرات الرحلات في اليوم، صحيح؟
    Ve birleştirmeleri yapmak için haftalarca uğraşıyoruz. Ve biz neler olduğunu anlayabilmek için düzinelerce birleştirmeler yapıyoruz. TED وتستغرق حسابات تكاملنا أسابيع لحسابها ونحن نقوم بعشرات حسابات التكامل لكي نفهم ما يجري
    Geziyi Everest'e tırmanmadan 10 kat daha tehkileli olarak tanımladı. TED وقام بوصف هذه الرحلة الأستكشافية أخطر من تسلق قمة إيفرست بعشرات المرات.
    Onlarca milyon dolarlık nakit girdisi tüm Karayipleri rahatlatacaktır. Open Subtitles أى دعم مالى بعشرات الملايين من الدولارات يخفف العبىء عن الكاريبى
    Bu lastikleri satan yarım düzine dükkanı aradık satışların yapıldığı adresleri sihir dükkanında bulunan adres listesiyle karşılaştırdık. Open Subtitles اتصلنا بعشرات المتاجر المتخصّصة لتعقّب تلكَ الإطارات ووجدنا مرجع -للمشتريات الأخيرة مع قائمة بريدية من المتجر؟
    Micheal'ın değiştirilmiş Hoffan ilacını bir düzine, belki de daha fazla gezegene yaydığını da unutmayalım. Open Subtitles ودعنا لا ننسَ أنّ (مايكل) قد نشر عقار (هوفان) بعشرات العوالم، وربما أكثر.
    Kendisini sınır bilimle alakalı üç düzine olayda tespit ettik. Open Subtitles سجّلنا حضوره بعشرات الأحداث "الهامشية."
    Bir düzine suçla suçlanan sizsiniz, Bay Zhang. Open Subtitles أنت هو الشخص المدان بعشرات الجنايات (سيد (تشانغ
    Ardından bir düzine yoldan halletmelisin. Open Subtitles اذا الضبط بعشرات الطرق
    Başka nerede dikkat çekmeden teslim olan düzinelerce adam gördünüz? Open Subtitles وأي مكان آخر يمكنك أن تحيطه بعشرات من الرجال المسلحين دون إثارة الإنبتاه
    Şu anda adada, hiçbir tel örgü, sınır... ve engelleyici teknoloji olmadan sürüler halinde yaşayan... düzinelerce türün oluşturduğu, kendi kendine yeten bir ekosistem var. Open Subtitles الآن سيكون لدينا نظاما بيئيا كاملا على الجزيرة بعشرات الأصناف من الحيوانات التى تعيش بمجموعات إجتماعية دون أسياج أو حدود أو تكنولوجيا مقيدة
    Orada düzinelerce yaratık tutuyorlar. Open Subtitles يحتفظون بعشرات المخلوقات كأسرى هنا
    Onlardan on kat daha derinde bir karanlıkta yaşıyorum. Open Subtitles أعيش وأنا مُحاط بظلمة أعمق من تلك بعشرات المرات
    Bak, bana göre alacakları o götten on kat daha kalifiyesin. Open Subtitles أنظر،بقدرما أشعربالقلق، فأنت مؤهل بعشرات المرات عن هؤلاء الحمقى الذين يأخذوهم. ماذا إذن؟
    Seyahatin karşı taraftaki kısmında, 4800 kilometreden fazla arazi kat edip Onlarca ülkenin üstünden geçiyor... Open Subtitles وفي النصف الآخر من الرحلة سأجتاز ثلاثة آلاف ميل من الأراضي وسأمر بعشرات الدول يُمكن أن أتوقف في أي مكان
    Yani Onlarca sensör taktık ve direksiyona birinci sınıf bir sürücü koyduk, arabayı çöle götürdük ve bir hafta boyunca kullandık. TED وعليه فقد جهزها بعشرات من أجهزة الاستشعار، وجعلنا سائق ذو تصنيف عالمي يقودها، وأخذها خارجًا الى الصحراء وقادها لمدة أسبوع.
    Orada Onlarca milyon dolarlık mücevher var! Open Subtitles ثمّة مجوهرات تُقدّر بعشرات الملايين بالداخل!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more