Bak, ben senden bir ilişki talep etmiyorum sadece hep seninle olmak istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد الإلتزام بعلاقة معك أنا فقط أريد أن أكون معك كل الوقت |
Ben sadece seninle aynı eve taşınıp, normal bir ilişki yaşamak istedim. | Open Subtitles | كل ماكنت اريده ان اكون معك وان احاول ان احظى بعلاقة طبيعية |
Sanırım benim neslimin sizinkine oranla teknolojiyle biraz daha farklı bir ilişkisi var. | Open Subtitles | أعتقد أن جيلي يحظى بعلاقة مختلفة قليلاً مع التقنية من علاقة جيلك بها |
Bana sakso çekmeyi mi yoksa gerçekten cinsel ilişkiye girmeyi mi tercih edersin? | Open Subtitles | إذا هل تودين ان تمصي لي, أم تودين ان نقوم بعلاقة جنسية كاملة؟ |
Son birkaç yıldır, ciddi bir ilişkim olsun diye olabildiğince çabalıyorum. | Open Subtitles | في السنتين الأخيرتين كنت أحاول بجدية أن أحظى بعلاقة ذات معنى |
- Yani şu lezbiyen şeyleri- - Bağlılığımız sürdükçe seksiz bir ilişkimiz oldu. | Open Subtitles | إذاَ هذه غرابة السحاقيات حيث نبقى بعلاقة حميمة |
Her zaman tatillerde seninle olacak bir ilişkin olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تحظوا بعلاقة دائماً خلال العطلات. |
Ve dürüst olmak gerekirse yasak ilişki yaşamadığın için rahatladım. | Open Subtitles | و لأكون صادقا لقد ارتحت انك لا تحظين بعلاقة غرامية |
Hiç birbirinize gerçekten düşkün olduğunuz ama seks konusunda olması gerekenin altında kaldığınız bir ilişki yaşadın mı hiç? | Open Subtitles | هل سبق لكَ وأن كنت بعلاقة أين تكونان مقرّبين جداً، ولكن الجنس ليس كلّ شيءٍ من الممكن أن يكون؟ |
Şimdi de oğlunun evli bir adamla eş cinsel ilişki yaşadığını öğrenirlerse. | Open Subtitles | والآن سيكتشف الشعب أن ابنه مرتبط بعلاقة جنسية مثلية مع رجل متزوج |
O gün takımımla çok ama çok anlamlı bir ilişki kurduk, ve o günden beri de öyle sürdü. | TED | لقد مررت, بعلاقة مجدية للغاية مع فريقي في ذلك اليوم, و لقد بقيت على هذا الوضع للأبد. |
Eğer bir ilişkisi varsa bunu kullanabiliriz ama önce kanıt lazım. | Open Subtitles | إن كانت تحظى بعلاقة غرامية، يمكننا إستخدام ذلك، لكننا بحاجة لدليل |
Ne olduğunu size anlatayım. Bayan Welles'in bir başka adamla ilişkisi olduğunu işittim ve ben de doğruca buraya geldim, çünkü belki sen bir şeyler işitmissindir diye düşündüm. | Open Subtitles | سأخبرك ما حدث سمعت أنها كانت بعلاقة مع شخص آخر |
Başka bir kadınla ilişkisi varmış karısı da bunu öğrenmiş diye duydum. | Open Subtitles | سمعت انه بعلاقة مع امرأة اخرى وزوجته كشفته |
Bu çok şey söylüyor, kadınların arzu haricinde birçok farklı nedenle bir ilişkiye başlayabilecekleri gibi, örneğin merakla. | TED | وهذا النموذج يبوح بالكثير، وهو أن النساء قد يبدأن بعلاقة لكثيرٍ من الأسباب التي لا تتضمن الشهوة، كالفضول. |
Halk arasında, ruhları gören medyumların bir erkekle ilişkiye girdikten sonra güçlerini kaybedip kovuldukları söylenir. | Open Subtitles | في الفولكلور، هناك مقولة أنكِ لو تريدين طرد الأرواح الشريرة يجب أن تدخلي بعلاقة مع رجل |
Benin evimde kalmanı teklif ederdim ama güzel bir ilişkim var. | Open Subtitles | كُنت لأعرض عليكِ مكانى للبقاء به لكننى مُلتزم بعلاقة قوية جداً |
Eğer bizi ilişkimiz olduğu için tutuklamak istiyorsanız, buyurun. | Open Subtitles | كلنا نعلم ان ايا من هذا لن يصل للمحكمة ان اردت اعتقالنا لقيامنا بعلاقة, فتفضل |
Siz ne anlarsınız bu işlerden. Senin hiç ilişkin olmadı. | Open Subtitles | أنتما لا تعرفان تراهة لم تحضيا أبداً بعلاقة |
Öncelikle, bir ilişkiniz olduğunu inkar ediyor musunuz? | Open Subtitles | أولاً، لا ينكر أحدكما بأنكما بعلاقة جسدية |
Jessa tanıştığımız ilk gece arkadaşın Marnie'yle birlikte üçlü yapacağımızı düşünmüştüm. | Open Subtitles | جيسا أول ليلة التقينا بها بأمانة ظننتُ أننا سنحظى بعلاقة ثلاثية |
Bir süre önce mutsuz biçimde sona eren bir aşk ilişkim olmuştu biliyorsunuz. | Open Subtitles | منذ زمن ، قمت بعلاقة غرامية انتهت بصورة غير سعيدة |
Bence yürümemiş bir ilişkiyi unutmanın en iyi yolu başka birinin yürüyen ilişkisine sevinmektir. | Open Subtitles | كما تعرفي .. كنت دائماً اجد افضل طريقة للخروج من علاقة فاشلة هي الاحتفال بعلاقة شخص ثاني ناجحة |
Noel ağacı sanki bir sevgi ve nefret ilişkisini tetikliyor. | Open Subtitles | توحي شجرة عيد الميلاد بعلاقة محبة وكراهية. |
Bir ilişkide iki baskın taraf olması çok zor olmalı. | Open Subtitles | ربما من الصعب إلتزام شخصان بعلاقة طوال الوقت |
Mesela sen, ben ve Travis Barker birlikte takılsak ve aniden ikimizle birden sevişmek isteseydi kabul eder miydin? | Open Subtitles | إذا أنت و انا و واحد مثل ، ترافيرز باركر خارجين نتمشى و فجأة طلب أن يقوم بعلاقة جنسية بيننا الإثنين |
O zaman, alınma ama gelmeyeyim. Öğrenci-öğretmen ilişkileri nedeniyle. Vay be. | Open Subtitles | إذا، بدون إهانة، لا أعتقد ذلك فيما يتعلق بعلاقة الأستاذ بالطلاب |