"بعلاقة مع" - Translation from Arabic to Turkish

    • ilişkisi
        
    • ilişkiye
        
    • ilişki
        
    Ne olduğunu size anlatayım. Bayan Welles'in bir başka adamla ilişkisi olduğunu işittim ve ben de doğruca buraya geldim, çünkü belki sen bir şeyler işitmissindir diye düşündüm. Open Subtitles سأخبرك ما حدث سمعت أنها كانت بعلاقة مع شخص آخر
    Başka bir kadınla ilişkisi varmış karısı da bunu öğrenmiş diye duydum. Open Subtitles سمعت انه بعلاقة مع امرأة اخرى وزوجته كشفته
    Bir ilişkisi vardı ve avukat-müvekkil ayrıcalığını ihlal ediyordu. Open Subtitles قامت بعلاقة مع رجل متزوج، وانتهكت امتيازات المحامي والموكل
    Halk arasında, ruhları gören medyumların bir erkekle ilişkiye girdikten sonra güçlerini kaybedip kovuldukları söylenir. Open Subtitles في الفولكلور، هناك مقولة أنكِ لو تريدين طرد الأرواح الشريرة يجب أن تدخلي بعلاقة مع رجل
    - Marni gibi bir kadınla ilişkiye giren her erkek, onun maceracı ve özgürlükçü olduğunu bilir. Open Subtitles أي رجل يتورط بعلاقة مع امرأة مثل مارني يجب ان يعرف بأنها مغامرة و مستقلة
    Bugüne dek bir kadınla aşk olmayan bır ilişki kurmadım. Büyüyorum. Open Subtitles لم أحظ يوماً بعلاقة مع إمرأة لا تحتوي على الجنس، إني ناضج
    Birlikte yaşıyorduk ve ikimizin de ortak iş arkadaşı bir kadınla ilişkisi oldu. Open Subtitles ..لقد كنا نسكن معاً, و حظي هو بعلاقة مع امرأة نعمل معها
    Gerçi kendi cinsinde kişilerle ilişkisi olan insanlar tanıyorum. Open Subtitles ولكنّني أعرف الكثير من النّاس يحظون بعلاقة مع أشخاص من ذووي جنسهم
    Demek istediğim, başka biriyle ilişkisi olan herkes bilir ki işlerin zor olduğu zamanlar vardır. Open Subtitles أعني، أيّ شخص يكون بعلاقة مع أحداً آخر يعلم بأن هنالك أوقات تصبح الأمور فيها صعبةً.
    Karımın kör adamla bir ilişkisi var mı? Open Subtitles هل زوجتي بعلاقة مع الرجل الأعمى؟
    Fakat ilginçtir ki April'ın Derek ile ilişkisi var. Open Subtitles ولكن أحياناً تحظى (آبريل) بعلاقة مع (ديريك)
    Mitch Larsen'la bir ilişkisi olup olmadığını biliyor musunuz acaba? Open Subtitles ألم تدركين بأنّه حظي بعلاقة مع (ميتش لارسن)؟
    Kongre üyesi Reeves'in oğlun Thomas'la bir ilişkisi var. Open Subtitles فعضو الكونغرس (ريفيز) يحظى بعلاقة مع ابنكِ, (توماس)
    Bununla birlikte, yalnızca budala biri patronuyla ilişkiye girer. Open Subtitles بالإضافة. فقط الحمقى سيحضون بعلاقة مع مرؤوسيهم
    Veronica babasıyla hiç yaşamadığı bir ilişkiye başladı. Open Subtitles وهكذا خططت فيرونيكا لتحظى بعلاقة مع والدها لم يسبق أن حظيت بها
    Neden insanlardan nefret eden birisi bir hizmetçiyle ilişkiye girmek ister ki? Open Subtitles لماذا رجل يكره الناس قد يرغب بعلاقة مع خادمة؟
    Birisi karınla ilişkiye girdi diye onu öldürmek isteseydin ve bunu bu şekilde yapsaydın, ne isterdin? Open Subtitles إذا كنت ستقتل شخصاً كان بعلاقة مع زوجتك و أنت تفعلها بهذه الطريقة ماذا تريد؟
    Alt komşusu olan... dul bir kadınla ilişkiye girmiş. Open Subtitles بدأ بعلاقة مع ...جارته التي بالأسفل كانت أرملة
    Ama evli bir erkekle ilişki yaşıyor olmam bir problem. Open Subtitles لكنها مشكلة أنني أحظى بعلاقة مع رجل متزوج
    Buna ek olarak, benim hiçbir kadınla ilişki yaşamayı veya sevişmeyi istemiyorum. Open Subtitles ناهيك أنني لا أرغب بعلاقة مع امرأة أية امرأة ولا حاجة لي بالجنس ..
    Dinle, bu başıma gelen en güzel şey ama benden genç birisiyle bir ilişki fikrine... Open Subtitles اسمعي ، من الواضح أن هذا اعظم شيء حدث لي ولكن لا اعلم بشأن الوجود بعلاقة مع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more