"بعمره" - Translation from Arabic to Turkish

• yaşındaki
• yaşındayken
• yaşına başına
• Bu yaşında
• onun yaşında

Bütün vaktini yukarıda geçiriyor. Onun yaşındaki bir çocuk arkadaşlarıyla dışarı çıkmalı.
كل ذلك الوقت الذي يقضيه هُناك فتى بعمره يجب أن يكون مع أصدقائه.

Onun yaşındaki bir adamın kendini yoga ve gitar derslerine atmasına sebep oldun.
أقصد, يا إلهي, رجلاً بعمره يقحم نفسه في اليوغا, ودروس الغيتار؟

Zira onun yaşındaki bir adam senin gibi genç ve güzel biriyle para bile vermeden sevişmiş olmanın gururunu herkesle paylaşırdı.
لأنه رجل بعمره سيكون فخوراً لإيجاد دليلاً حول مضاجعة امرأة بشبابكِ وجمالكِ دون أن تدفعي ثمن هذا.

Ben onun yaşındayken, alayda görevliydim."
عندما كنت بعمره كنت مسؤولاً عن كتيبة بأكملها

Onun yaşındayken, ben beceremezdim.
يفعل اشياء لم اكن استطع فعلها عندما كنت بعمره.

Kimse yaşına başına bakmaz.
لا أحد يهتم بعمره.

Umarım düzelir. Bu yaşında, bu kadar gerilime maruz kalması pek de iyi bir şey değil!
أتمنى أن يكون بخير, هذه التوترات لمن هم بعمره ليست من مصلحتكم

Ailemle buraya geldiğimde onun yaşında ya vardım ya yoktum.
بالكاد كنتُ بعمره عندما أتيتُ إلى هنا مع عائلتي

Sanırım çizmesi için bir şeyler verirsek ki bu onun yaşındaki çocuklar için doğal bir iletişim yöntemi belki sözcüklerle ifade edemediği şeyleri çizebilir.
...اعتقد اننا اذا اعطيناه مواد للرسم تعرفين , انه نوع طبيعي من التواصل للاولاد بعمره

Fakat onun yaşındaki pek çok çocuk gibi,
لكنه ككل الاولاد بعمره

Bana biraz onun yaşındaki halimi hatırlattı.
يذكرني بنفسي عندما كن بعمره

Onun yaşındaki bir çocuğun neden iki telefonu olur ki?
لماذا فتى بعمره يملك هاتفين ؟

Onun yaşındaki biri için çok sezgisel.
إنها مخيلة رائعة لشخص بعمره.

Sen onun yaşındayken onlardan birini öldürdüğünü unuttun mu?
فتى ذكـي أنسيت انك قتلت احد رجالهم عندما كنت بعمره ؟

Onun yaşındayken tek düşündüğüm Paris'ti.
لا أتذكر الحلم بأي شيء عدا باريس عندما كنت بعمره.

Onun yaşındayken sizin dışınızdaki herkesin seviştiğini düşündüğünüzü hatırlayın, haksız mıyım?
أتذكرون متى كنتم بعمره وتظنون أن كل شخص آخر في العالم كان يمارس الجنس، عدا أنتم؟

Ben onun yaşındayken nereye ait olduğumu kim olacağımı çok iyi bilirdim.
عندما كنتُ بعمره , علمتُ بالتحديد أين أنتمي.. و ما كان مُقدرٌ لي أن أكون.

Onun yaşındayken benim vardı.
كان لديّ واحدة عندما كنت بعمره.

Ben onun yaşındayken, ben de çok iyi bir okuyucuydum.
عندما كنت بعمره كنت قارئ لنفسي

Bu yaşında savaş alanında tüm her şeyi üstlenmesini bekleyemezsiniz.
بعمره هذا لا يمكنك الأعتماد عليه في الحروب

Bazen onun yaşında biri, neden hiç evlenmemiş diye merak ederim.
أحياناً أتساءل لماذا شخص بعمره لـم يسبق له الزواج