"بعمى" - Translation from Arabic to Turkish

    • körü
        
    • kör
        
    • körlüğü
        
    • körüyüm
        
    • körüymüş
        
    Bir yıl önce birisi bana en sevdiğin rengi sorsa nasıl giyindiğini göz önüne alırsak renk körü olduğunu varsayardım. Open Subtitles قَبلَ عام إذا سَألَني شخص ما ما هو لونكَ المفضّل كُنتُ سَأَفترضُ بأنّك كُنتَ مصاب بعمى الألوان، بسبب طريقَة لباسك.
    Hatta lanet olası renk körü karını ofisimi dekore etmesi için tuttum. Open Subtitles لقد استأجرت زوجتك المصابة بعمى الألوان لتجديد طلاء مكتبي
    Renk körü olmasaydım, çok daha kolay olacaktı. Open Subtitles كان من الممكن أن يكون هذا سهلا غير أني مصاب بعمى ألوان
    Ve laboratuardaki adamlar bana her ikisini de aynı zamanda takan kişilerin bir yarasa kadar kör olacaklarını söylediler. Open Subtitles ورجال المعمل أخبروني أن أي شخص يرتدي كلا هذه الوصفتين في وقت واحد يصاب بعمى الخفافيش
    Ben kör bir adamla körü körüne bahse girecek kadar kör değilim. Open Subtitles أنا لست أعمى لأراهن بعمى على رجل أعمى أيها السخيف
    Ben de renk körlüğü olanları kırmızı, yeşil veya kahverengi görmez bilirdim. Open Subtitles كنت أعتقد أن المصابين بعمى الألوان لايستطيعون تمييز الأحمر أو الأخضر أو البني
    Ben renk körüyüm. TED فأنا مصاب بعمى الألوان.
    - O renk körüymüş, pilot olamaz. Open Subtitles -إنه مصاب بعمى الألوان، لن يصبح طيار
    Yoksa düşük bahşiş vermek seni renk körü mü yaptı? Open Subtitles أم أن دفع اكرامية قليلة أصابك بعمى الألوان؟
    Renk körü müsün yoksa tam bir gerzek misin? Open Subtitles هل أنت مصاب بعمى الالوان أم انك مغفل تماماً؟
    Sadece tek gözü renk körü olan bir hastan olmuş muydu hiç? Open Subtitles هل صادفت مريضاً، مُصاب بعمى ألوان في عين واحدة فقط ؟
    Renk körü farelerin, renkleri görebilmeleri... - ...üzerine mi çalışıyorsun? Open Subtitles هل إنّك تحاول جعل الفئران المصابة بعمى الألوان أن ترى لوناً؟
    Neden renk körü farelerin renkleri görebilmeleriyle ilgileniyorsun? Open Subtitles لماذا مهتم بجعل الفئران المصابة بعمى الألوان أن ترى لوناً؟
    Renk körü ve kaşulara alerjisi var. Open Subtitles حسنا , هو مصاب بعمى ألوان وحساسية من الكاجو
    Gelen ışığı gözüne yansıtır ve bir anlığına kör olup kaza yapabilirsin. Open Subtitles إذا جاء الضوء عليه ثم أنعكس على عينك فقد تصاب بعمى مؤقت و تصدم
    O nehir baraja dökülüyordu. Ve bu nedenle şehrin musluk suyunu içen insanlar da kör oldu. Open Subtitles ذلك النهر يسقط في سد المدينة والذي لو شرب منه أي شخص فسوف يصاب بعمى مؤقت
    Eğer insanlar öğrenirse, adımız "Jenna Marshall'ın kör olmasının nedenleri" olarak kalır. Open Subtitles أذا عرف الناس سنكون دائما "تلك الفتيات اللاتي تسببن بعمى جينا مارشال"
    El kasılmaları geçiriyor. Yakında Anton körlüğü geçirecek. Open Subtitles بدأت تشنجات يده سيصاب بعمى "أنتون" قريباً
    (Yazı: Çocukların çoğu kesin ve kalıcı bir şekilde kör) Pawan Sinha: Bu körlere yönelik bir okul olduğundan çoğu çocuğun körlüğü kalıcı. TED (النص المكتوب: معظم الطفال هنا مصابون بعمى تام و دائم. بافان : إذن لأن هذه مدرسة مخصصة للعميان, الكثير من الطفال
    - Kar körlüğü yaşıyorum. Open Subtitles لقد أُصبتُ بعمى الثلج.
    - Ben kırmızı-yeşil renk körüyüm. Open Subtitles - أنا أخضر أحمر مصاب بعمى الألوان.
    Benim hatam. Renk körüyüm. Open Subtitles -الذنب ذنبي، أنا مُصاب بعمى الألوان
    - Aynı zamanda renk körüymüş. Open Subtitles ويبدو أنها مصابة بعمى الألوان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more