"بعينيها" - Translation from Arabic to Turkish

    • gözlerinde
        
    • Gözlerini
        
    • kendi gözleriyle
        
    • Gözlerine
        
    • gözlerinin
        
    Bunu ona söylediğin zaman kızın gözlerinde minnettarlık göreceğine eminim. Open Subtitles أنا واثق أنك سترى هذا الامتنان بعينيها عندما تخبرها
    Yani, gözlerinde hep cinayet var, ama kalbi temiz. Open Subtitles أتعلم , إنها تملك نظرة القتل بعينيها طوال الوقت , لكنّ قلبها صافي
    - Tabii. gözlerinde onda gördüğüm kararlılığı görseydim tabii yapardım. Open Subtitles اذا رأيت نفس نظرة العزيمه في عينيك مثل التي رأيتها بعينيها بالطبع سأفعلها
    Her gece gelirdi ve Gözlerini bana dikerdi. Open Subtitles كانت تأتي الى المنزل كل مساء و كانت تلتهمني بعينيها
    "...Gözlerini yakalayıncaya dek, geri çekilerek dedi ki,..." Open Subtitles حتى أسرته بعينيها هو تردد على نفسه, وببردة قال
    Çok az insan burayı kendi gözleriyle görmüştü. Open Subtitles الذي قلائلٌ فقط هم مَن تمّت دعوتهم لتراهم بعينيها الخاصتّين
    "İkisi de bilirler ki insanlar Gözlerine gerektiğinden fazla güvenirler." Open Subtitles كلاهما يعلم أن الناس تثق بعينيها اكثر من ما ينبغي
    Kral'ın öldüğünü söylerken gözlerinin içine bakmayın. Open Subtitles ولا تنظر بعينيها عندما تخبرها أن الملك رحل عن الدنيا
    En azından onun amaçlanan sevgisini kazanmak zorunda değilim zira gözlerinde bir hatıram olduğunu hissediyorum. Open Subtitles لكني لا أعرف كيف أفوز بحبها لخشيتي أن أبدو بعينيها كأثر من الماضي
    - gözlerinde hikaye yazan bir kız. - Resim odası mı, sigara odası mı? Open Subtitles أريد فتاة بعينيها قصة - حجرة رسم أم حجرة تدخين ؟
    Evet, fakat onda bir şeyler var. gözlerinde bir şey var. Open Subtitles هناك شئ مميز بها شئ ما بعينيها
    Çığlıklar atıyordu ve gözlerinde çok fazla nefret vardı. Open Subtitles صراخ، وكمّ هائل من الكراهية بعينيها.
    Çığlıklar atıyordu ve gözlerinde çok fazla nefret vardı. Open Subtitles صراخ، وكمّ هائل من الكراهية بعينيها.
    Bilmiyorum. gözlerinde hazinli, trajik birşey var. Open Subtitles شيء حزين شيء مأساوي بعينيها
    Ve o da ailelerinden sıkıcı hikayeler dinleyen diğer çocuklar gibi Gözlerini devirerek dinleyecek. Open Subtitles ومن ثمّ ستُدير بعينيها مثلما يفعلون الأطفال مع قصص أبائهم المُملّة.
    Gözlerini kesmek yerine başını kesmiş ve yanında götürmüş. Open Subtitles بدلاً من التمثيل بعينيها قام بقطع رأسها و أخذها معه
    Gözlerini çok iyi yakalamışsın. Open Subtitles لقد أُسرتَ تماماً بعينيها
    Senin Sufi'n bu kıyameti kendi gözleriyle gördü Altaf. Open Subtitles صوفي شاهدت هذا بعينيها يا ألطاف
    Ve ifadesinde babanın başına gelenleri kendi gözleriyle gördü "Baba çocuğun yüzüne vurdu, sonra Çeçen çocuk bıçağını çekip Subay Volodya'nın göğsüne sapladı". Open Subtitles لكنها شهدت بأنها رأت بعينيها كيف أن الأب الأب قام بضرب الولد على وجهه وبعد ذلك قام الولد الشيشاني بطعن الأب بالسكين في صدره
    İşler istediği gibi gitmediğinde Gözlerine yerleşen ifadeden tırsıyorum da. Open Subtitles تخيفني تلك النظرة بعينيها عندما لا تسير الأمور كما تريد
    Yaptığı iyilik karşılığında Olivia'nın, Allen'ın gözlerinin içine bakması midemi bulandırıyordu. Open Subtitles جعلني أتقرف حتى القيء رؤية " أوليفيا " تحيط بعينيها " آلن " مقابل عمله الجاهد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more