Chartwell Hastanesi'nde farklı renk gözleri olan bir doktor yok. | Open Subtitles | لكن لايوجد أي دكتورة بعيون مختلفة موظفة حالياً في المستشفى |
Annenin gözleri üzerine yemin ederim bu saydıklarını yapmadım. | Open Subtitles | أحلف بعيون أمّك أنا ما عملت تلك الأشياء. |
Ama Yüzbaşı Butler, çoğu bebek doğduğunda mavi gözlü olur. | Open Subtitles | لكن أغلب الأطفال يا كابتن بتلر يولدون بعيون زرقاء |
Ben mavi gözlü mavi elbiseli birçok bebek görüyorum. | Open Subtitles | أرى الكثير من الأطفال بعيون زرقاء وملابس زرقاء |
Çünkü bazen, Proust'un da söylediği gibi, gizem yeni yerleri seyahat etmek değildir, ama yeni gözlerle bakmaktır. | TED | لأن في بعض الأحيان ، كما يقول بروست، الغموض ليس حول السفر إلى أماكن جديدة، لكنه يدور حول النظر بعيون جديدة. |
Siz hiç, bir an öylece durup da nihai gözlemcinin gözleriyle baktınız mı kendinize? | Open Subtitles | هل سبق لك أن توقفت للحظة و نظرت إلى نفسك.. بعيون المراقب النهائي ؟ |
gözleri zümrüt ve yakuttan yapılmış ay elmasıyla kaplanmış eski heykeller. | Open Subtitles | التماثيل القديمه المرصعه بعيون من الزمورد و الياقوت. ملفوفة و مغطاه بالماس القمري. |
Sence korkunç tarikat liderinin gözleri doğuştan mı deli gibi, yoksa ameliyat mı olmuş? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن زعيم الطائفة المخيف ولد بعيون مجنونة أم هو نوع الجراحة التصحيحية؟ |
Bu da kerkenez kuşu kadar keskin gözleri olan biri için bile inanılmaz derecede zor. | Open Subtitles | ما يعني صعوبة بالغة في اقتناصه، حتى بالنسبة لطير مزود بعيون جيدة كالعوسق. |
Ne de olsa artık kaplanın gözleri bulanacak diye endişelenmene gerek kalmadı. | Open Subtitles | هل أنت متأكد؟ لا داعي لأن تقلق من اللعب بعيون النمر ليس بعد الآن |
gözleri kırmızıya dönüşmüş köylüler vasıtasıyla Vadiye saldırdı. | Open Subtitles | وهجمت على الوادى بواسطة تحويل القرويين الى . عالة بعيون حمراء |
20'li yaşlarda, sarışın ve mavi gözlü 4 bayan. | Open Subtitles | ترجع الى 9 اشهر الاجمالي 4 نسوة شقراوات,بعيون زرقاء |
Koca bebek, boncuk gözlü koca bebek boncuk gözlü koca bebek boncuk gözlü koca bebek. | Open Subtitles | رجل صغير بعيون قبيحة أرى رجل صغير بعيون قبيحة أرى رجل صغير بعيون قبيحة |
Açık gözlü, uzun ve kara düzenbazla ilgili olanı. | Open Subtitles | ? معلوماتعن طويلالقامة،العابثالظلام بعيون شاحب جدا ? |
Marcel Proust'un ünlü sözünde dediği gibi: "Gerçek keşif yolculuğu yeni yerler görmek değil, yeni gözlerle bakmaktır." | TED | الرحلة الحقيقية للاكتشاف،حسب مقولة مارسيل بروست الشهيرة، هي ليست في رؤية مشاهد جديدة، لكنها النظر بعيون جديدة. |
Evsiz kadınları eskiden hiç görmezdim ama şimdi meraklı gözlerle onları takdir ediyor ve acaba hikâyeleri benimki gibi mi başladı diye düşünüyorum. | TED | لم أكن ألاحظ النساء اللواتي لا مأوى لهن لكني الآن بت أميزهن بعيون شاخصة أتساءل فيما لو كانت قصصهن قد بدأت كقصتي. |
"Tüm kurban ettikleri için, mükemmel bir ikinci çocuk elde edecekler ve bu çocuk yetişkinliğe ulaştığında Şeytan'ın gözleriyle yeniden doğacak." | Open Subtitles | طفلة مولودة ثانية تقترب من البلوغ سيعاد ولادتها بعيون الشيطان اذا تقول انها هي من سيحولونها؟ |
Ama artık büyüdüm, başka bir gözle görebiliyorum. | Open Subtitles | لكني أكبَر الآن و أرى الأمر بعيون مُختلفَة |
Ancak bu bile evreni yeni gözler ve yeni kulaklarla deneyimleyebileceğimiz müzikal bir yolculuğun sadece başlangıcı ve umarım bana katılırsınız. | TED | وكانت هذه هي مجرد البداية لملحمة موسيقية نرى من خلالها الكون بعيون وآذان جديدة، وآمل أن تنضموا لي. |
ÖImek üzere olan insanların gözünde en sık gördüğüm ifade, şaşkınlıktı. | Open Subtitles | ماقرأته بأغلب الأحيان بعيون الناس عن الموت هو التفاجئ |
Ölüm Meleğinin gözlerini o kişiye vermek. | Open Subtitles | . يمكن للشينيجامي أن يستبدل عيونهُ بعيون الشينيجامي |
Olay yerine gittiğimizde bana göz kırpma gülümseme bana o mahsun yavru köpek gözlerinle bakma bile. | Open Subtitles | عندما نصل إلى مسرح الجريمة لا تغمزني ولا تبتسم بوجهي ولا تنظر إليّ بعيون الجرو تلكَ، مفهوم؟ |
Oradaydım sanki, kaçıranın gözlerinden görüyordum. | Open Subtitles | شعرت كما لو كنت هناك كما لو كنت أرى بعيون المختطف |
Oraya vardık ve fark ettiğim ilk şeylerden biri, diğer çocukların saçlarının sarı rengin tonları olmasıydı ve çoğu mavi gözlüydü. | TED | وصلنا هناك وكان أول شيء لاحظته أن شعر الأطفال الآخرين كان له عدة درجات من اللون الأشقر ومعظمهم كانوا بعيون زرقاء |