Floyd olayını asla unutmayacağım. Günün en yoğun saatinde baltayla öldürülmüştü. | Open Subtitles | لن أنسى أبداً قضية فلويد,قتل بفأس خلال زحمة السير |
İşkence görmüş, kalbine yakın mesafeden ateş edilmiş, kafatası baltayla yarılmış. | Open Subtitles | وقد تعرض للتعذيب , وأطلاق نار من مسافة قريبة في القلب, وجمجمته مفتوحة قسمين بفأس |
"Sürgün" başka adıdır ölümün. Ölüme "sürgün" demek, Altın baltayla başımı kesmek, sonra öldüren vuruşa gülümsemek. | Open Subtitles | وأن يسموا الموت نفياً هو قطع لرقبتي بفأس ذهبية |
balta değil de araba kullanmasına rağmen kızlar sanki baltayla öldürülmüş gibiydi. | Open Subtitles | أعني قتلهم بسيارة وليس بفأس و لكنهم ميتين كما لو كان استخدم الفأس |
Yetenek ajansında bir arkadaşım vardı. Belki ellerinde baltalı bir katil vardır. | Open Subtitles | أعرف صديقاً في إحدى الوكالات قد يكون لديه قصة جريمة قتل بفأس |
Salazar, Teller'a yangın baltasıyla saldırmış. | Open Subtitles | هاجمه بفأس الطوارئ فقتله " تيلر " بالسكينة |
Suikastçı, kurbanlarının baltayla öldürüldüklerini sanmalarını sağlıyor. | Open Subtitles | يجعل القاتل ضحاياه يعتقدون هم يضربون بفأس. |
İblisler ne zamandan beri baltayla saldırıyor? | Open Subtitles | ما عدا أنه منذ متى المشعوذين يهاجموننا بفأس ؟ |
Teksas eyaleti, iki kişiyi baltayla katleden bir kadını idam etti. | Open Subtitles | لقد اعدمت ولايه تكساس تلك المرأه التى قتلت شخصين بفأس |
Ben de hâlâ sana kızgınım. baltayla kaykayımı parçalamıştın. | Open Subtitles | انا لازلت غاضب منك لتكسيرك لوح تزلجي بفأس |
Efsaneye göre, delirmiş babasının bir gece suratını baltayla parçalaması sebebiyle şekil bozukluğuna uğramış bir adamdı. | Open Subtitles | الأسطورة تقول بأنه كان رجلاً مشوهاً أصيب والده بالجنون وضربه على وجهه بفأس في إحدى الليالي |
Fark şu ki, birçok kişi kocalarını baltayla öldürmez. | Open Subtitles | الاختلاف هو أنّ معظم الناس لا يقتلون أزواجهم بفأس |
Onu baltayla öldürmek, kabul edilir bir durumdur. | Open Subtitles | قتله بفأس ليس أقل ما يمكنك استنتاجه لتقوم بذلك |
Bütün penguenleri baltayla doğrayacak. | Open Subtitles | انها ستعمل على تقطيع جميع البطاريق بفأس. |
balta yerine arabasını kullandı ama ikisi de aynı kapıya çıkar. | Open Subtitles | أعني قتلهم بسيارة وليس بفأس و لكنهم ميتين كما لو كان استخدم الفأس |
Tek güvenlik sistemleri elinde balta olan bir adammış. | Open Subtitles | نظام الأمان الوحيد الذي كان حرفيا رجٌل بفأس |
Yetenek ajansında bir arkadaşım vardı. Belki ellerinde baltalı bir katil vardır. | Open Subtitles | أعرف صديقاً في إحدى الوكالات قد يكون لديه قصة جريمة قتل بفأس |
Diğer elindeki baltayı kullanmak istedi, ama sonra hangi elinde ne olduğunu unuttu. | Open Subtitles | كانت تهدف إلى ضربه بفأس ، و لكن الأمور اختلطت عليها |
Biriniz bana şuradaki yangın baltasını getirebilir mi, lütfen? | Open Subtitles | هل لأحد منك أن يأتي لي بفأس الحريق من هناك رجاءً ؟ |
"Tatlıları ve gülleri bekle." diyerek seni büyütüyorlar sonra da kulağının arkasına kazmayla vuruyorlar! | Open Subtitles | تكبر و أنت يقـال لك "إنتظـر الحلوى و الورود" ! و بعدهـا يضربونك بفأس على الأذن |
Yoksa onu buz kazmanla mı parçalayacaksın? | Open Subtitles | -أو تفضّل تقطيعها بفأس تقطيع الجليد؟ |
Daha demin baltalandın. | Open Subtitles | لقد رميتك بفأس |