"بفرصتك" - Translation from Arabic to Turkish

    • şansın
        
    • kullandın
        
    • savdın
        
    • fırsatın
        
    • fırsat
        
    • fırsatı
        
    • sıra gelecek
        
    Çok geç. şansın var. Open Subtitles الوقت متأخر للغاية لقد حظيتى بفرصتك
    Lemon, Lavon'la zamanında bir şansın vardı. Open Subtitles ليمون , لقد حظيت بفرصتك مع لافون
    Kenara çekil McÇiçek Gücü. Konuşma şansını kullandın. Open Subtitles أبتعد أيها الزهرة لقد حظيت بفرصتك في التحدث
    Atışını kullandın seni orospu çocuğu! Iskaladın! Open Subtitles لقد حظيت بفرصتك أيها اللعين, ولكنك أخطئت.
    Adam, ablamla çıkıyor. Sen sıranı savdın. Open Subtitles .أنه يواعد أختي .أنّك أحظيت بفرصتك
    fırsatın vardı, Peyton. Bir şey söylemeliydin. Open Subtitles لقد حظيتي بفرصتك , بايتون كان عليك قول شيء
    - Bir fırsat daha ver. - Son İrlanda bayramında vermiştim. Open Subtitles ألا تعطينى فرصة اخيرة لقد حظيت بفرصتك الأخيرة يوم عيد باتريك .
    ....varmazsam ne olur? Hey, Finn.. ....sana bu fırsatı verdiler. Open Subtitles فين، ليس هناك أصعب من أن تحظى بفرصتك
    Dr. Woods, lütfen. Size de sıra gelecek. Open Subtitles ارجوك , ستحظين بفرصتك
    Daha sonra Ruslarla mücadele şansın yine olacak. Open Subtitles ستحظى بفرصتك لتحارب الروسيين
    - Benimle şansın vardı. - Bir tane daha istiyorum. Open Subtitles ( لقد حظيت بفرصتك معى ( ليندو أريد واحدة أخرى -
    şansın vardı. Open Subtitles لقد حظيت بفرصتك
    Hmmm, şansın vardı, Chanel, ama mahvettin. Open Subtitles حسناً, لقد حضيتي بفرصتك يا (شانيل) ولقد افسدتيها
    Hayır, hayır. Bunun için şansın vardı. Open Subtitles لا، لا، لقد حظيت بفرصتك.
    Pekala, şansını kullandın. İçeri geliyoruz. Open Subtitles أتدري، لقد حظيت بفرصتك سنقتحم المكان.
    Şansını kullandın. Open Subtitles لقد حضيت بفرصتك.
    Sıranı savdın. Open Subtitles لقد حضيت بفرصتك.
    Sen sıranı savdın. Open Subtitles أنّك أحظيت بفرصتك.
    Son liman da kapatıldı. fırsatın vardı ama başarısız oldun. Open Subtitles لقد تم إغلاق آخر ميناء حظيت بفرصتك لكنك فشلت
    -Buna fırsatın olacak. -Spence? Open Subtitles هذا ليس كل ما أريد قوله - ستحظى بفرصتك -
    Eline bir fırsat geçmişti, ama kullanamadın. Open Subtitles حظيت بفرصتك وأخفقتي
    Sana o fırsatı sağlayacağım dostum. Open Subtitles سأراكَ وأنتَ تحظى بفرصتك يا رفيق
    - Size de sıra gelecek Bay Specter. Genç adamın söyleyeceklerini merak ettim. Open Subtitles (ستحظى بفرصتك سيد (سبيكتر أود سماع ما سيقوله هذا الشاب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more