"بفشل" - Translation from Arabic to Turkish

    • başarısız
        
    • yetmezliği
        
    • yetmezliğine
        
    • başarısızlıkla
        
    • hata ile
        
    • fiyaskoyla
        
    • yaramadığını
        
    • iflas
        
    1905'te yeni bir gün doğar iken, 26 yaşlarındaki Albert Einstein hayatla başarısız bir akademisyen olarak yüzleşti. TED مع بزوغ العام 1905 ألبرت أينشتاين الذي سيبلغ من العمر 26 عاما قريباً واجه الحياة بفشل أكاديمي
    Yüzyıllardır insanlar, çoğu başarısız olan nakil deneyleri yapsalar da, Halsted'in yaşadığı dönemde kan grupları keşfedilmemişti. TED لم تكن فصائل الدم مكتشفة في عصر هلستد بعد، إلّا أنّ الناس جرّبوا عملية نقل الدم لعدة قرون بفشل ذريع في معظم الحالات.
    Böbrek yetmezliği geçiriyorlar. Open Subtitles فهما مصابتان بفشل كلوي أعطني مغذية محقونة بالفوميبيزول
    Ve ölümünün nedeni, böbrek yetmezliğine ve diğer komplikasyonlara neden olan bir beyin hasarıdır. Open Subtitles وكان سبب الموت هو إصابة في الدماغ تسببت بفشل كلوي ومضاعفات جانبية
    Hz. Muhammed'in ilk eş bulma çabası onur kırıcı bir başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Open Subtitles محاولة محمد الأولى لإيجاد الزوجة إنتهت بفشل مخزى
    Fakat yasamin degeri tek bir hata ile yada issiz bir basari ile belirlenemez. Open Subtitles لكن قيمة حياتي لا تُحدّد بفشل واحد أو نجاح واحد
    Biraz daha zaman kaybedersek, yeni bir fiyaskoyla karşılaşabiliriz. Open Subtitles اذا انتظرنا لفترة أطول، فأننا سننتهي بفشل آخر
    Bana ateş edenin taktiğinin, işe yaramadığını gösterip meydan okumak için. Open Subtitles للتظاهر بفشل خطته ولمنازعة الدفاع عمن حاول قتلي
    Şu an kendimi tamamen başarısız hissediyorum ki sana bir şey anlatamıyorum. Open Subtitles أشعر بفشل ذريع في هذه اللحظة لأنني عاجز عن الوصول إليك
    Alaycı biri, büyükelçi başarısız olunca, konsey sevindi düşünebilir. Open Subtitles أيّ شخص بوسعه أن يرى أن المجلس سعيد بفشل سفرائه
    İç ve dış işlerde korkunç başarısız sicile sahip bir partinin pes etmeye eğilimli başkan yardımcısına karşı yarışsa da, Open Subtitles بفشل حزبه فى الداخل و الخارج
    Daha kötü olursa, böbrek yetmezliği ile karşılaşacağız. Open Subtitles ولو ساء أكثر فسيصاب بفشل كلويّ
    Böbrek yetmezliği olana kadar dayak yedi. Open Subtitles وظلت تُضرب وتُضرب حتى أُصيبت بفشل كلوي،
    Çocukta böbrek yetmezliği yok. Open Subtitles هذا الفتى غير مصاب بفشل كلوي
    Fakat bir hayvana ilaç veya insan hastalığı vermek ile hayvanın kendi kendine konjektif kalp yetmezliğine, diyabete veya meme kanserine yakalanması arasında fark var. TED ولكن هناك أمر ما مختلف جداً بشأن إعطاء الحيوان علاجاً أو مرضاً بشرياً وأن يصاب الحيوان بفشل القلب الاحتقاني أو بالسكري أو بسرطان الثدي من تلقاء نفسه.
    Küçücük bir miktar bile solunum yetmezliğine neden olabilir. Open Subtitles أقل الكميات قد تتسبب بفشل تنفسي
    Küçücük bir miktar bile solunum yetmezliğine neden olabilir. Open Subtitles في إكس؟ أقل الكميات قد تتسبب بفشل تنفسي
    Maalesef, bu hırslı araması Cumartesi gecesi, başarısızlıkla sona erdi. Open Subtitles ... بكل أسف , إنتهى ذلك البحث فى ليلة يوم السبت إنتهت بفشل ذريع
    Meksika'ya başarısızlıkla sonuçlanan destansı manevi bir arayış için gittim. Open Subtitles (ذهبت إلى (المكسيك في سعيّ ملحمي عن الذات وانتهى بفشل ذريع
    Bir başarısızlıkla bozulmuş günde bir zafer. Open Subtitles نصر في يوم اقترن بفشل.
    Ben her zaman kariyerime, kocaman bir hata ile başlayıp, bitirmek istemiştim! Open Subtitles أردت دائماً بدء وإنهاء مهنتي بفشل هائل و كبير
    Sen de büyünün işe yaramadığını söyleyince geri dönmek istemedim. Open Subtitles و بأمانة بعد أنّ أخبرتني بفشل تعويذة المقبرة ، فلمّ أرغب بالعودة عن حقّ.
    Özellikle -60 derecede iki böbreğim iflas etmiş haldeyken. Open Subtitles خصوصا في ذلك الشتاء حيث كانت الحرارة سبعين تحت الصفر، وأصبت بفشل كلوي ثنائي الجانب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more