"بفصل" - Translation from Arabic to Turkish

• fişini
• ayırarak
• sınıfında
• ayrı
• kovmak
• ayırmış
• zamanı
• ayırmak
• ayıracağım
• ayırıyorum

Kardeşi Afganistan'dan gelene kadar makinenin fişini çektirmeyecekler.
نحن نفسح مكاناً لن يسمحوا بفصل الجهاز عن ابنهم حتى يأتي أخاه

Askerleri, subaylardan ayırarak serbest bırakıp evlerine göndermiş biz subayları ise alıkoymuşlardı.
سيقومو بفصل الظباط وسيعيدون الجنود إلى بيوتهم لكنهم سيحتفظوا بنا نحن الظباط

Bu sınav sizin gerçekten de İS Biyoloji sınıfında olup olmamanız gerektiğini belirlemede yardımcı olacak.
هذا الإختبار مخصص لمساعدتكم في تحديد ما إذا كان عليكم التواجد بفصل الأحياء المتقدمة من عدمه.

Oh, soruşturmanın bu bölümünü ayrı tutacağımızı düşünmüştüm.
لقد أعتقدت أننا سنقوم بفصل كلا جانبي التحقيق عن بعضهما البعض

! Birini internetten kovmak gibi
أشبه بفصل موظف عبر الإنترنت

Fakat daha sonra, Wan Aydınlık ve Karanlık Ruhlarını Raava ve Vaatu'yu birbirinden ayırmış istemeden de olsa dünyayı yok oluşa sürüklemiştir.
لكن بعد ذلك, قام وان بفصل روحا النور و الظلام و دون قصد سيقود العالم نحو الإبادة

Saat kaç? Yaz zamanı
بأي فترة نحن الآن بفصل الصيف

Bu sebeple, insanlar veya makineler için metalleri birbirlerinden ve diğer maddelerden ayırmak çok kolaydır.
ولذلك كان من السهل جداً للإنسان أو الآلات أن يقوموا بفصل هذه المعادن عن بعضها البعض وعن المواد الأخرى

Monitörler ve besleme sondasından ayıracağım ve...
سأقوم بفصل جهاز المراقبة وأنبوب الغذاء... وبعدها...

Asalağı omuriliğe bağlayan ik sinir düğümünü ayırıyorum. Umduğumdan daha kolay geliyor.
و أقوم بفصل الجزء الملتف حول العمود الفقرى الآن

Biliyorum, yapabilseydin o makinanın fişini kendi ellerinle çekerdin.
أعلم أنه لو كان باستطاعتك لقمت بفصل هذا الجهاز بنفسك...

Bir keresinde televizyonda aptal bir film seyrediyorduk da adamın biri, bir diğerinin fişini çekiyordu.
لقد قال هذا ذات مرة... كنا نشاهد فلما غبيا على التلفاز، وذلك الرجل قام بفصل أجهزة الآخر...

Bekle, hayır, hayır. Çabuk, çabuk, her şeyin fişini çek.
انتظر.لا.لا بسرعه قومى بفصل كل شئ

Hadi bakalım. Çöplerle geri dönüşümlüleri ayırarak başlıyoruz.
حسناً، إبدوا بفصل النفايات من إعادة التصنيع.

Tartışan çocukları olan bir anne gibi vaktimi, doğruyu yalandan ayırarak geçirmeyeceğim.
انا لن اضيع وقتي بفصل الحقيقة عن الخيال كـ أم مع شجار الأطفال

Görünüşe bakılırsa, atölye sınıfında yeni bir "odun" olacak.
يبدو أنه سيكون هناك "وتد جديد" بفصل الورشة

Hazırlık sınıfında olmalı.
إنها بفصل المبتدئين

Kişiselliği ve profesyonelliği her zaman birbirinden ayrı olmalı.
دائماً قومي بفصل حياتك الشخصية عن حياتك المهنيـة

Sanki Tanrı'yı kovmak gibi.
هذا أشبه بفصل الإله عن العمل.

Chicago'da Brodie ikizlerini ayırmış bir doktor var.
يوجد طبيب في شيكاغو الذي قام بفصل التوئمين

Daha sonra kan bize ulaştığında, yaptığımız şey DNA'yı kandan ayırmak.
ثم يتم نقل عينة الدم إلينا، ونحن نقوم بفصل الحمض النووي منها.

Uyarıyorum adi herif, o pis kafanı o lanet olası boynundan ayıracağım.
إبق حذِراً ايها الأحمق, سأقوم بفصل رأسك اللعين عن رقبتك!

Plasentayı bağırsak duvarından ayırıyorum.
أقوم الآن بفصل المشيمة عن جدار الأمعاء الغليظة